Son Mühür / Alper Temiz - TBMM komisyonu, yurttaşlar tarafından verilen ve ekokırımın suç olması için hazırlanan dilekçenin bir örneğinin TBMM Başkanlığı’na ve Cumhurbaşkanlığı’na gönderilmesini uygun bulmadı. Karar, çevre aktivistleri tarafından hukuka aykırı bulunarak yargıya taşındı. Ankara 4. İdare Mahkemesi, Dilekçe Komisyonu’nun bu kararının idari işlem niteliğinde olduğunu belirterek yargı denetimine tabi olabileceğine hükmetti. Ancak mahkeme, TBMM'nin kararında hukuka aykırılık bulunmadığına karar vererek davayı reddetti.
Ekokırım suç sayılsın talebi TBMM’de reddedildi
Çevre aktivistleri, Ekokırım’ın (çevresel yıkım suçunun) Türk Ceza Kanunu’nda yer alması için TBMM Dilekçe Komisyonu’na başvuruda bulundu. 28 Kasım 2023 tarihli ve D28-5193 numaralı dilekçede, ekokırımın suç olarak tanımlanmasının ekosistemin korunması için kritik olduğu belirtilerek, bir yasa teklifinin TBMM gündemine alınması talep edildi.
Ancak TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanlık Divanı, 21 Aralık 2023 tarih ve 2210 sayılı kararıyla, dilekçeyi “yeni bir kanun veya kanun değişikliği gerektirdiği” gerekçesiyle görüşülemeyecek dilekçeler arasında saydı. Meclis İçtüzüğü gereği, 15 gün içinde milletvekilleri tarafından itiraz edilmemesi üzerine karar 5 Ocak 2024’te kesinleşti.
Daha sonra dilekçe sahipleri, 25 Ocak 2024’te bir başvuru daha yaparak dilekçenin TBMM Başkanlığı’na ve Cumhurbaşkanlığı’na gönderilip gönderilmediğini sordu. TBMM Dilekçe Komisyonu 13 Mart 2024 tarih ve 3543 sayılı kararıyla, bu talebi reddetti. Komisyon, dilekçenin toplumsal yarar taşımadığına kanaat getirildiğini ve bu nedenle ilgili makamlara gönderilmediğini açıkladı.
TBMM ile davalık oldular
Bu karar üzerine, Arif Ali Cangı ve çevreci yurttaşlar TBMM’ye karşı dava açtı. Dava sürecine, Egeçep Derneği ve birçok bireysel çevreci aktivist müdahil olarak katıldı. Barolar da sürece dahil olmak istedi ancak mahkeme, davayı uzatmamak adına baroların müdahale talebini reddetti.
Mahkemeden çarpıcı tespit: TBMM kararı idari işlem miteliğinde
Davada, TBMM Başkanlığı’nın işleminin idari yargının yetkisinde olmadığı ve dilekçe komisyonunun yasama faaliyeti yürüttüğü savunuldu. Ancak Ankara 4. İdare Mahkemesi, TBMM Dilekçe Komisyonu kararının idari işlem olduğunu ve yargı denetimine tabi olabileceğini tespit etti.
Mahkeme, kararında Anayasa'nın 74. maddesi ile güvence altına alınan dilekçe hakkına vurgu yaparak, TBMM İçtüzüğü ve 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun'un 3. ve 8. maddeleri kapsamında TBMM'nin kararının idari nitelikte olduğunu belirtti. Bu tespit, benzer davalar açısından kritik bir emsal oluşturabilir.
Ancak mahkeme, TBMM'nin kararında hukuka aykırılık bulunmadığını belirterek davayı reddetti. Kararda, TBMM Dilekçe Komisyonu'nun takdir yetkisini kullanarak dilekçeyi ilgili makamlara göndermemeye karar verdiği, bu kararın keyfi olmadığı ve yargının TBMM'nin takdir yetkisini kaldıracak bir hüküm veremeyeceği ifade edildi.
Çevreciler için bir geri adım, hukuk açısından bir emsal
Bu karar, ekokırımın suç sayılması yönündeki yurttaş girişimlerinin TBMM tarafından nasıl engellenebileceğini gösterdiği gibi, TBMM Dilekçe Komisyonu’nun işlemlerinin idari işlem sayılabileceğini ve yargı denetimine tabi olabileceğini ortaya koyması açısından da önemli bir hukuki sonuç doğurdu.
Dava süreci ve karar, Ankara Bölge İdare Mahkemesi'nde istinaf yoluna açık olacak şekilde 11 Aralık 2024 tarihinde sonuçlandı. Davacılar, mahkeme kararını istinafa taşıyacaklarını belirtti.