GENEL HABERLER

Ulaşılamama hakkı: Çalışan refahını artıran önemli adım!

Ulaşılamama hakkı, iş ve özel yaşam dengesini koruyarak çalışan refahını artırmayı ve tükenmişlik riskini azaltmayı hedefleyen önemli bir düzenlemedir. Türk akademisyenler tarafından geliştirilen “Ulaşılamama Hakkı Algısı Ölçeği”, işverenlere sürdürülebilir çalışma politikaları oluşturma konusunda rehberlik edebilir.

Dijitalleşmenin hız kazanması ve uzaktan çalışma modellerinin yaygınlaşmasıyla, çalışanların mesai saatleri dışında da işverenler tarafından erişilebilir olması yaygın bir beklenti haline geldi.

Bu durum, iş ve özel yaşam sınırlarının bulanıklaşmasına yol açarak stres ve tükenmişlik riskini artırıyor.

İstanbul Gelişim Üniversitesi'nden Dr. Öğr. Üyesi Nazlı Yüceol, bu sorunun çalışanlar üzerindeki etkilerini ele alarak, iş ve özel yaşam dengesinin sağlanmasında kritik öneme sahip olan ‘Ulaşılamama Hakkı’ üzerine kapsamlı bir araştırma gerçekleştirdi.

Ulaşılamama hakkı dünyada yasal güvence altında

Bireylerin dinlenme süreleri ve özel yaşamlarına saygı gösterilmesini güvence altına alan ulaşılamama hakkı, Fransa, Almanya, Kanada, Portekiz ve Şili gibi birçok ülkede yasal düzenlemelerle uygulanıyor.

İşverenlerin çalışanlara mesai saatleri dışında ulaşmasını sınırlayan bu düzenlemeler, hem çalışan refahını artırmayı hem de iş-özel yaşam dengesi kurmayı hedefliyor.

Ancak Türkiye’de bu konuda henüz bir yasal düzenleme bulunmuyor.

Türk akademisyenlerden öncü adım

Türk akademisyenler, bu önemli hakka dair algıyı ölçmek ve farkındalık yaratmak amacıyla “Ulaşılamama Hakkı Algısı Ölçeği” adlı bir araç geliştirdi.

Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Esin Can, Dr. Ayşe Merve Urfa Yılmaz ve Dr. Nazlı Yüceol’un iş birliğiyle geliştirilen ölçek, dünyanın prestijli akademik dergilerinden biri olan Employee Responsibilities and Rights Journal’da yayımlandı.

Çalışma, iş dünyasında sürdürülebilir politikalar geliştirmek isteyen şirketler için rehber niteliğinde.

İş dünyası için önemli kazanımlar sağlayabilir

Araştırmalar, çalışanların sürekli ulaşılabilir olma beklentisinin iş bağlılığını azalttığını ve tükenmişlik sendromunu tetiklediğini gösteriyor.

Buna karşılık, dinlenme hakkına saygı gösteren şirketlerin çalışan bağlılığı ve motivasyonunu artırabileceği vurgulanıyor.

İşverenlerin bu ölçeği uygulamalarını değerlendirmek ve yeni politikalar geliştirmek için bir araç olarak kullanmaları, uzun vadede verimlilik ve iş gücü bağlılığını artırabilir.

Daha üretken bir iş gücü mümkün

Uzmanlar, ulaşılamama hakkının yasal olarak tanınmasının çalışan refahını artıracağını, iş-özel yaşam dengesi sağlayarak daha üretken bir iş gücü oluşturacağını belirtiyor.

Türkiye’de bu konuda atılacak adımlar, çalışanların tükenmişlik sorununu azaltırken, iş performansı ve motivasyonunda kayda değer artışlar sağlayabilir.