SON MÜHÜR - MERVE TURAN / Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) tarafından yayımlanan 2024 yılına dair kadın cinayetleri raporu, kadına yönelik şiddet sorununun sadece bireysel bir suç olmadığını, toplumsal bir mesele haline geldiğini bir kez daha ortaya koydu. Raporda, 1 Ocak ile 31 Aralık 2024 tarihleri arasında Türkiye genelinde 421 kadının erkekler tarafından katledildiği, 77 kadının ise ölümünün şüpheli olarak kayıtlara geçtiği bildirildi. Federasyon, çözüm için kararlı ve sürdürülebilir politikaların hayata geçirilmesi gerektiğine dikkat çekti.

Aralık 2024'te 27 kadın katledildi

Aralık 2024’te erkekler tarafından 27 kadın öldürülürken, 11 kadının ölümünün şüpheli olduğu belirtildi. Katledilen kadınların medeni durumu da raporda yer aldı. 12’sinin evli, 6’sının bekar, 2’sinin dini nikahlı olduğu, 7 kadının ise medeni durumu hakkında bilgi edinilemediği ifade edildi. Cinayetlerin büyük çoğunluğu, kadınların en güvenli olması gereken yerlerde, kendi evlerinde işlendi. 19 kadın yaşadığı evde, 2 kadın kırsal ve sulak alanlarda, 3 kadın kamusal alanlarda, 3 kadın ise farklı mekanlarda öldü. Kadınların öldürülme yöntemleri arasında ise ateşli silahlar en yaygın araç olarak öne çıktı. 14 kadın ateşli silahlarla, 5 kadın kesici aletlerle, 2 kadın ise boğularak hayatını kaybetti.

Kadın Cinayetinde Izmirin Utanç Rekoru (3)

Çoğu kadın eşleri tarafından katledildi

2024 yılı verilerine göre kadın cinayetlerinin büyük bir kısmı, aile içindeki ilişkilerden kaynaklanıyor. Kadınların öldürülme sebepleri arasında, boşanma ya da ayrılma aşamasında olan kişiler, birlikte ilişki yaşadıkları erkekler ve tanımadıkları erkeklerin yer aldığı görüldü. 2024 yılında katledilen kadınların yüzde 47,7’si evliydi. Cinayetlerin büyük çoğunluğu, aile içindeki erkekler tarafından işlendi. 159 kadın, aile içinden biri tarafından öldürülürken, 101 kadının ölümüne boşanma veya ayrılma aşamasındaki erkekler neden oldu. 42 kadının ölümüne, birlikte ilişki yaşadıkları erkekler sebep oldu, 8 kadının katilinin ise kimliği tespit edilemedi.

Kadın cinayetlerinde yaş ortalaması 35

Kadın cinayetleriyle ilgili dikkat çeken bir başka veri de öldürülen kadınların yaşlarıyla ilgili oldu. En küçük kurbanın 2 yaşında, en büyüğünün ise 88 yaşında olduğu belirtilirken, 2024 yılında öldürülen kadınların yaş ortalamasının 35 olduğu tespit edildi. Raporda, kadın cinayetlerinin en yaygın öldürülme yöntemi olarak ateşli silahlar (228 vaka), ardından kesici aletler (88 vaka) ve boğma (61 vaka) yöntemleri öne çıktı.

Kadın Cinayetinde Izmirin Utanç Rekoru (2)

İzmir’de 26 kadın hayatını kaybetti

Kadın cinayetlerinin 66 farklı şehirde gerçekleştiği belirtilen raporda, en yüksek kadın cinayeti sayısına sahip şehirler sıralandı. İstanbul 65 vaka ile ilk sırada yer alırken, İzmir 26 cinayetle ikinci sırada, Ankara ise 25 cinayetle üçüncü sırada yer aldı. Antalya 20 cinayetle dördüncü sırada, diğer iller ise bu sıralamanın dışında kaldı. İzmir'deki 26 kadın cinayeti, şehirdeki kadınların karşı karşıya olduğu tehlikenin büyüklüğünü bir kez daha gözler önüne serdi.

İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin etkisi

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, raporun açıklanmasının ardından yaptığı değerlendirmede, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin kadın cinayetlerindeki artışa olan etkisine dikkat çekti. Güllü, bu çekilmenin ardından kadın cinayetlerinin arttığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye’nin 2021 yılının Mart ayında İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi, kadın cinayetlerinde ciddi bir artışa neden oldu. Adalet Bakanlığı’nın 2010 yılında açıkladığı, kadın cinayetlerindeki yüzde 1400 oranındaki artış, yani yedi kat artış, 2024 yılına da yansımış durumda. 2024 yılı, kadın cinayetlerinde tarihinin en yüksek ikinci artış dönemini yaşıyor.”

Güllü, bu artışa karşı bir seferberlik ilan edilmesi gerektiğini belirterek, merkezi hükümetin, yasal mevzuatları uygulama ve kadına yönelik şiddetle mücadeledeki mekanizmaları güçlendirme noktasında adımlar atması gerektiğini söyledi. Ayrıca, medyanın bu süreçte önemli bir rol üstlendiğini vurgulayan Güllü, şu önerilerde bulundu:

“6284 sayılı yasa kapsamında, televizyon ve diğer yayın organlarının kadına karşı şiddetin önlenmesi için ayda en az iki saatlik yayın yapma zorunluluğunu yerine getirmesi sağlanmalıdır.”

Kadın Cinayetinde Izmirin Utanç Rekoru (4)

Toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi şart

Kadın cinayetlerinin önlenebilmesi için toplumsal cinsiyet eşitliği kavramlarının okullarda yaygınlaştırılmasının önemine dikkat çeken Canan Güllü, bunun anaokulundan itibaren çocuklara öğretilmesi gerektiğini belirtti. Güllü, şu ifadeleri kullandı:

“Kadınların yasalarla erkeklerle eşit haklara sahip olması gerektiği fikri, eğitim yoluyla topluma kazandırılabilir. Bu eğitim, çocukluk yaşlarından itibaren verilmeli ve Milli Eğitim Bakanlığı bu konuda daha aktif rol oynamalıdır.”

Kadın sivil toplum örgütlerinin katkısı görmezden geliniyor

Canan Güllü, Milli Eğitim Bakanlığı’nın Ülkü Ocakları ile yaptığı protokole de eleştirilerini dile getirdi. Kadın sivil toplum örgütlerinin eğitim süreçlerine dahil edilmemesini eleştiren Güllü, şunları söyledi:

“Kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması noktasında kadın sivil toplum örgütlerinin okullara girişi desteklenmelidir. Kadın sivil toplum örgütlerinin katkısı, sürecin sağlıklı işlemesi açısından çok önemli.”

Kadın Cinayetinde Izmirin Utanç Rekoru (5)

Veri paylaşımındaki eksiklikler eleştirildi

Kadın cinayetleriyle ilgili verilerin eksik olmasının, alınması gereken önlemleri geciktirdiğini belirten Güllü, İçişleri Bakanlığı’nın kadın cinayetlerine dair veri paylaşmamasını eleştirerek, şunları söyledi:

“Doğru politikaların oluşturulabilmesi için en sağlıklı veriler İçişleri Bakanlığı’ndan gelmelidir. Ancak verilerin eksik olması, kadına yönelik şiddetle mücadelede önemli bir engel teşkil ediyor.”

Sığınak sayıları artırılmalı

Kadınların korunması amacıyla sığınak sayılarının artırılması gerektiğini vurgulayan Güllü, kolluk kuvvetlerinin kadınların şikayet dilekçelerindeki adres bilgilerini gizli tutmaları gerektiğini de sözlerine ekledi. Risk analiz raporlarının iyileştirilmesi gerektiğini belirten Güllü, kolluk kuvvetlerinin kadınları korumak adına daha etkin bir hizmet sunmaları gerektiğini belirtti.

Kadın cinayetlerinde utanç rekoru kırıldı

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu da 2024 yılına ait kadın cinayeti verilerini açıkladı. Platform, 2024 yılında 394 kadın cinayete kurban giderken, 258 kadın ise şüpheli şekilde öldü. Bu yıl, platformun veri tutmaya başladığı günden bu yana en yüksek kadın cinayeti sayısına tanık olunduğu ifade edildi. Platform, artışın nedenleri arasında 6284 sayılı Kanun’un etkin şekilde uygulanmaması, kadın ve çocuk düşmanı söylemler, gerici ve yobaz kesimlerin iktidarda söz sahibi olması ve kadın politikalarının yetersizliğini gösterdi.

Cinayetlerin ardında çeşitli bahaneler...

Kadın cinayetlerinin ardında çoğu zaman açıklanamayan bahaneler yatıyor. 2024 yılında öldürülen 394 kadından 111’i, boşanmak istediği, barışmayı reddettiği, evlenmeyi reddettiği ya da ilişkiyi sonlandırdığı için öldürüldü. 233 kadının öldürülme nedeni ise tespit edilemedi.

Evdeki tehlike!

Kadınların cinayete kurban gittiği yerlerin başında yine evleri geliyor. 20 kadın koruma kararına rağmen öldürüldü. 226 kadın evlerinde, 76 kadın ise sokakta öldürüldü. Kadınların en güvende olmaları gereken yerlerde öldürülmeleri, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması gerektiğinin altını çiziyor. 

Muhabir: Merve Turan