İzmir Körfezi'nde yaşanan balık ölümleri ve alg patlamaları, denizdeki atık kaynaklı amonyak miktarının 50 kat fazla olduğunu belirten yetkililer tarafından dikkatle inceleniyor. İzmir Körfezi Koordinasyon Kurulu Üyesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Deniz Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şükrü Turan Beşiktepe, İzmir Körfezi'nde tespit edilen yüksek amonyak seviyelerinin balıklarda zehirlenmeye neden olmuş olabileceğini ifade etti.
Amonyak seviyeleri endişe verici
Prof. Dr. Beşiktepe, İzmir Körfezi'ndeki amonyak miktarının önceki yıllara göre 50 kat arttığını belirtti. Bu durumun, balıkların zehirlenmesine yol açabileceğine dikkat çekti. Beşiktepe, “Önceki yıllarda küçük ölçekte zararlı ve renkli alg patlamaları yaşanıyordu. Bu olaylar balık ölümlerine neden olmuyordu. Ancak, bu yılki durumun daha ciddi olduğunu ve bu sürecin yaklaşık iki ay süreceğini öngörüyorum. Eylül ayında da bu durumu göreceğiz. Suların soğumasını ve sistemin dengeye gelmesini beklememiz gerekecek. Bu yıl yaşanan olay, geçmiş yıllara göre çok daha şiddetli” dedi.
Oksijen düşüklüğü ve amonyak etkisi
Amonyak seviyelerinin yüksek olmasının balıklar üzerindeki toksik etkilerine de değinen Beşiktepe, “Amonyak fazla olduğu zaman özellikle büyük balıklar için zehir etkisi yapabiliyor. Oksijen seviyeleri düşük olduğunda balıklar bu ortamda daha fazla nefes aldığı için yani sudaki toksik maddeleri daha fazla çektiği için ölebilir” ifadelerini kullandı. Beşiktepe, balık ölümlerinin sadece oksijen eksikliğinden kaynaklanmadığını, toksik etkilere bağlı olarak da yaşanabileceğini belirtti.
Derelerin kuruması da etkili
Prof. Dr. Beşiktepe, İzmir Körfezi’nin yapısal özelliklerine ve çevresel sorunlara da değindi. Körfezin bir haliç yapısına sahip olduğunu ve bu yapı içinde derelerin önemini vurguladı. Derelerin kurumasının körfezin ekosistemini olumsuz etkilediğini belirten Beşiktepe, “İzmir iç körfezine dökülen 20'den fazla dere var ve bu dereler kurudu. Eğer kışın yağışlı bir dönem geçirirsek, bu durum körfezin normal çalışma düzenini geri getirebilir ve sistemi kurtarabilir. Ancak, yağış miktarı yetersiz kalırsa, dereler aktif hale gelmezse, bu sorun kışın ve gelecek yıllarda da devam edebilir” dedi.
Beşiktepe, çevresel stres faktörlerinin de önemli olduğunu vurguladı. İnsan nüfusundaki artış ve tekne sayısındaki yükselmenin, denize verilen atıklarla birlikte çevresel sorunları artırdığını ifade etti.
Balık ölümlerinin nedeninin araştırılması gerekiyor
Balık ölümlerinin nedeninin iyi anlaşılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Beşiktepe, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un açıklamalarının önemli bulgular içerdiğini ifade etti. Beşiktepe, “Bakan Kurum amonyak miktarlarının 50 kat fazla olduğunu söyledi. Bu bulgu önemli çünkü amonyak fazlalığı büyük balıklar için zehir etkisi yapabiliyor. Ayrıca, oksijenin düşük olduğu ortamlarda balıklar toksik maddeleri daha fazla çektiği için ölebilir. Bu balık ölümlerinin sadece oksijen eksikliğinden değil, toksik etkilerden kaynaklandığını da anlamamız gerekiyor. Körfezden balık yiyenler için bu durum ciddi sağlık problemlerine yol açabilir” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Beşiktepe, bu tür çevresel sorunların ciddiyetle ele alınması ve detaylı araştırmalarla gerçek nedenlerin belirlenmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Bu şekilde, gerekli önlemler alınarak gelecekte benzer sorunların önüne geçilebileceğini vurguladı.