ALPER TEMİZ - Deniz taşımacılığı sektöründe, Avrupa Birliği (AB) Yeşil Mutabakatı ve Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO), deniz yollarından kaynaklanan karbon salınımlarını azaltmayı amaçlayan politikalar doğrultusunda çevresel dönüşüm üzerine yoğunlaşıyor. Hedefler arasında, "2030 yılına kadar karbon salınımında yüzde 40 oranında bir düşüşün sağlanması" gibi eylemler de yer alıyor. Eğer bu dönüşüm sağlanamazsa, ticari gemilerin hizmet ömrünün kısa sürede sona ereceği ve kullanılamaz hale geleceği öngörülüyor. Bu nedenle, 2030 yılına kadar tüm armatörler ve denizcilik ile uğraşan ülkelerin sıfır emisyonlu gemileri filolarına katmaları da beklentiler arasında. 

Bu kapsamda 2023 yılında, Yunanistan gibi dünya çapında büyük ticari gemi filolarına sahip ülkeler, bu süreçte birçok gemisini hurdaya çıkararak satışa sunmaya başladı. Bu gemilerden bazılarını Türk armatörler satın almış ve 2023'ün ilk yarısında el değiştiren 311 gemiden 20'si Türk armatörlerin eline geçmişti.

Yine 2023 yılında ikinci el piyasasından üç Panamax tipi gemi alan Türk Advantage firması, Güney Koreli Shipbuilding şirketinden iki yeni gemi siparişi daha vermişti. Mehmet Emin Karamehmet'e ait olan Advantage, yeni gemiler için 153 milyon dolarlık bir anlaşmaya imza attı. Öte yandan, Türkiye merkezli ismi açıklanmayan bir denizcilik şirketi de, 2004 yapımı 72.273 dwt kapasiteli Chemtrans Moon adlı tankeri devraldı. Her iki geminin toplam fiyatı 34 milyon dolar olarak ifade edildi. 2024'te Türk şirketleri, dört gemi daha aldı. Bunlardan biri olan 2004 yapımı, uzun menzilli 72.400 dwt kapasiteli Chemtrans Sea adlı tanker, Alman Chemikalien Seetransport tarafından satıldı ve yeni kurulan Türk firması Canna International tarafından satın alındı.

Ancak, AB üyesi ülkelerin büyük çoğunluğu sıfır emisyonlu gemilere geçiş yaparken, Türkiye'nin hala emisyon dönüşümü yapılmamış gemiler satın alması, uzmanları hem şaşırttı hem de tepkilerine neden oldu. Armatörler, AB'nin Rusya'ya uyguladığı ambargodan faydalanmak ve boşalan ticari yollardan faydalanmak isterken, uzmanlar bu fikrin öteki boyutuna atıfta bulundu. 

Gemi-5

"Aliağa hurda cenneti olacak" 

Deniz Ticaret Odası Aliağa Şubesi'nden bir yetklili, Son Mühür gazetesine yaptığı açıklamada durumu şu şekilde özetledi: "Aslında, belli bir süre sonunda tüm gemilerin çevresel normlara uygun hale getirilmesi gerekiyor. Bu gemileri satın almak pek akıllıca görünmüyor. 2030, uluslararası sulara çıkabilecekleri son yıl. Yunanistan gibi ülkeler kendilerini bu süreçte kurtarmış ve krizi fırsata çevirmiş. Ancak Türkiye limanlarından çıkacak bu gemiler, birkaç yıl sonra uluslararası sulara giremeyecek. Önümüzde yalnızca altı yıl var ve bu gemilerin emisyon sorunu çözülmezse, gemilerin dönüşümü zorunlu hale gelecek. Ayrıca, emisyon düzenlemelerine uymayan birçok gemi var. En önemli mesele şu: Türkiye'deki gemi söküm tesisleri sadece İzmir Aliağa'da bulunuyor. 2030 yılına kadar burada dönüşüm için ciddi yatırımlar yapılması gerekecek. Tabi bu tankerlerin dönüşüm maliyetleri, bu eski tankerler için değer mi? Sorulması ve irdelenmesi gereken noktalardan birisi de bu.  Aliağa'nın bu kapasiteye yetip yetmeyeceği, daha ne kadar gemi alınacağı ve bu gemilerin Türkiye'ye getirilmesinin mantıklı olup olmadığı da zamanla ortaya çıkacak. Ancak görünen şu ki, Aliağa hurda cenneti olacak."

Muhabir: Alper Temiz