Son Mühür - Seçil Ünlü / Her yıl 7 Nisan'da kutlanan Dünya Sağlık Günü, yalnızca küresel sağlık politikalarını gündeme getirmekle kalmayıp aynı zamanda sağlık çalışanlarının karşılaştığı sorunların ve çözüm taleplerinin görünür kılınması açısından da önemli bir fırsat teşkil ediyor. Bu yılki Dünya Sağlık Günü’nde, sağlık sektöründe sürdürülebilir çözümler için kritik çağrılar yapıldı. Sahim-SEN Genel Başkanı Özlem Akarken, sağlıkta adaletli temsili savunarak, hukukun üstünlüğüne ve bağımsız sendikacılığın gerekliliğine dikkat çekti. Akarken, “Her bireyin adil, erişilebilir ve kaliteli sağlık hizmetlerine ulaşma hakkını savunuyoruz. Bu sürecin temel taşı, hukukun üstünlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğüdür.” dedi.
Sağlık çalışanlarının mücadeleleri giderek zorlaşıyor
Dünya Sağlık Günü, sağlık çalışanlarının karşılaştığı sorunları gündeme getirmek için önemli bir fırsat sunuyor. Özellikle, yüksek enflasyon karşısında eriyen maaşlar, yetersiz nöbet ücretleri, idari izin adaletsizliği ve artarak devam eden şiddet olayları sağlık çalışanlarının en büyük mücadele alanları arasında yer alıyor. Sahim-SEN Genel Başkanı Özlem Akarken, bu durumu şöyle değerlendirdi:
“Toplu sözleşme masasında etkisiz kalan sendikal anlayış yerine, siyaset üstü bağımsız sendikacılık şarttır,” diyerek sağlık emekçilerini dayanışmaya çağırdı. Akarken, sağlık çalışanlarının haklarının savunulması ve bu sorunların çözülmesi için daha güçlü bir sendikal yapıya ihtiyaç duyulduğuna vurgu yaptı. Ayrıca, tarafsız hukukun üstünlüğüne, ifade özgürlüğüne ve adil temsil hakkına dikkat çekerek, tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerini SAHİM-SEN çatısı altında birleşmeye davet etti.
Sağlık çalışanları güvenlik kaygısıyla görev yapıyor
Akarken şöyle devam etti: "Sağlık çalışanları, toplumun sağlığını ayakta tutan fedakâr bireyler olarak önemli bir rol üstleniyor. Ancak günümüzde, sağlık sektöründe çalışanlar özlük haklarında gerileme, emekliliğe yansımayan ödeme kalemleri, ek gösterge ve ek ödeme adaletsizlikleri, düşük nöbet ücretleri, idari izin dengesizlikleri ve artan şiddet olayları ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu sorunlar, sağlık çalışanlarının görevlerini yerine getirmelerini daha da zorlaştırmaktadır."
Sahim-SEN Genel Başkanı Özlem Akarken, sağlık çalışanlarının güvenlik kaygısıyla görev yaptığını belirterek şunları söyledi:
“Her gün hastalarına şifa olmaya çalışan sağlık çalışanları, ne yazık ki güvenlik kaygısıyla görev yapar hale gelmiştir.” Akarken, Sakarya’da bir hekimin muayene esnasında darp edilmesini örnek vererek, sağlıkta şiddet olaylarına dikkat çekti ve şunları ekledi:
“Bir hekimin görev başında şiddete uğraması, sadece sağlık çalışanlarına değil, doğrudan halk sağlığına da yapılan bir saldırıdır. Sağlık kurumlarında güvenlik önlemleri artırılmalı, sağlıkta şiddeti önleyecek caydırıcı yasalar kararlılıkla hayata geçirilmelidir. Toplumsal bilinç ve kamu desteği olmadan bu mücadele başarıya ulaşamaz. Sağlık emekçisi yalnız değildir!”
"Enflasyon karşısında maaşlar eriyor"
Dünya Sağlık Günü’ne denk gelen açıklamalar, sağlık çalışanlarının ekonomik sıkıntılarını da gösterdi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Mart ayı için %38,10’luk yıllık enflasyon oranını açıklarken, ENAG ise enflasyon oranını %75,20 olarak duyurdu. Sahim-SEN Genel Başkanı Özlem Akarken, enflasyon karşısında sağlık çalışanlarının maaşlarının eridiğini şu şekilde değerlendirdi:
“Daha yılın ilk çeyreğinde enflasyon farkı oluşmuş durumda. Yeni yılın başında verilen maaş artışı çoktan eridi. Kamu emekçileri, artan hayat pahalılığı karşısında savunmasız bırakıldı. Bu noktada en büyük sorumluluk, toplu sözleşme masasında etkisiz kalan, memurun hakkını koruyamayan konfederasyonlardadır. O masa artık çözüm değil, doğrudan bir sorun haline gelmiştir.”
"Görev tanımlarındaki belirsizlikler sorun yaratıyor"
Sahim-SEN Genel Başkanı Özlem Akarken, sağlık çalışanlarının görev tanımlarındaki belirsizliklerin ciddi sorunlar doğurduğuna dikkat çekti. Akarken, bu sorunun çalışanların verimliliğini azalttığı ve kurum içindeki huzuru bozduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Muğlak görev tanımları sadece çalışanlarımızın verimliliğini azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda kurum içi huzuru bozuyor ve hizmet sunumunda ciddi aksaklıklara yol açıyor. İş barışının ve hizmet kalitesinin sağlanması için net, adil ve kapsayıcı tanımlar yapılmalıdır.”
"Asker hastanelerinin yeniden açılması gerekiyor"
Sahim-SEN Genel Başkanı Özlem Akarken, asker hastanelerinin yeniden açılması konusundaki beklentilerini de dile getirdi. Akarken, “Bu sadece sağlık hizmetlerinin kalitesi açısından değil, aynı zamanda sistemin belleği ve çalışanlarımızın moral motivasyonu açısından da büyük önem taşıyor, lakin bir kurumu kapatmak işlevsel hale getirmek kolay, eski kalitesinde tekrar hizmet vermesini sağlamak zordur.” dedi. Akarken, asker hastanelerinin tekrar açılmasının sağlık hizmetlerinin kalitesini artıracağını ve sistemin moralini yükselteceğini savundu.
Ayrıca, asker hastanelerinin kapanmasından sonra devrolan personelin mağduriyetlerine de dikkat çeken Akarken, bu kişilerin yıllarca büyük özveriyle görev yaptıklarını belirtti ve şöyle konuştu:
“Bu insanlar yıllarca büyük bir özveriyle görev yaptı. Şimdi onların yaşadığı hak kayıplarını telafi etmek, sadece teknik bir mesele değil; aynı zamanda vicdani bir borçtur. Adaletin ve ahde vefanın yeniden tesisi, sağlık sistemine olan güveni de beraberinde getirecektir.”
Bağımsız sendikacılık gerekliliği
Sahim-SEN Genel Başkanı Özlem Akarken, sağlık çalışanlarının sorunlarının çözülmesi ve haklarının savunulması için bağımsız sendikacılığın önemine vurgu yaptı. Toplu sözleşme masasında gerçek temsilin sağlanmadığına dikkat çeken Akarken, sağlık ve sosyal hizmet kolundaki kamu çalışanlarını şu sözlerle SAHİM-SEN çatısı altına davet etti:
“Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar beklemek mümkün değil. Tüm kamu emekçileri, durdukları yeri değiştirmek zorundadır. Siyaset üstü, bağımsız sendikacılık anlayışımızla sağlık çalışanlarının sesini duyurmak ve haklarını savunmak için buradayız. Gelin sesinize ses olalım.”