Bundan 103 yıl önce, 19 Mayıs 1919’da, bir milletin uyanışını sağlayacak, milli mücadelenin ateşini yakacak Kıvılcım, Anadolu'ya doğru yola çıkmıştı. Kimseler inanmazken O inanmış ve inandırmıştı. İzmir'i Yunanlıların işgal etmesi ve Hasan Tahsin'in ilk kurşunu sonrası, hareketin Anadolu'dan başlayarak zafere gidileceğini görmüş. Bandırma vapuru ile Samsun'a doğru hareket etmiş. Zorlu mücadelenin sonunda, kazanılan zaferi ve zaferin başlangıç günü olan 19 Mayıs’ı gençlere armağan etmiştir. Çünkü gençlere çok önem vermekteydi. Bir takım eski düşünceleri gençlerin yeni fikirleri ile yok edeceğini görmüştü.
Yorulmayacağız…
"Sizler Yeni Türkiye'nin genç evlatları, yorulsanız da beni izleyeceksiniz. Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği amaca, bizim yüksek ülkümüze durmadan, yorulmadan yürüyecektir..." diyerek bu güveni göstermiştir. Atatürk, Gençliğe hitabesinde de görevlerimizi teker teker belirtmiştir. Her sıkıştığımızda bize rehber olacak bu hitabeyi hepimiz ezbere biliriz...
19 Mayıs Atatürk’ün doğum günü…
Bir milletin yeniden doğmasını sağlayan gün Atamızın da doğum günüdür. Kendisine, doğum günü sorulduğunda da "Benim doğum günüm 19 Mayıs'tır..." cevabını vererek, bugünün ne kadar önemli olduğunu göstermiştir. 19 Mayıs güven, sevinç, hareket günüdür. İşte Onu anlamak için bir fırsat daha... Yolun yolumuzdur. Yönü belli olmayan bir gemiye hiçbir rüzgarın faydası olmaz. Yönümüz tarih bilincidir! Tarihimizden ders almalıyız. Bir milletin gücünün en önemli halkası tarih bilincidir. Nereden geldiğimizi, neyi hedeflediğimizi bilmezsek gücün önemi olmaz.
100. yıl…
İşte İzmir’in Kurtuluşu’nun 100. yılı kapımızda… İzmir Büyükşehir Belediyesi 100. Yıl Anı Evi oluşturuyor. Ancak başka bir etkinlik yok. APİKAM iki konferans yaptı ama arkası gelmedi. 9 Eylül iki gün kutlanacakmış. Ben, çok özel ve farklı etkinlikler bekliyorum. Gençlere ve çocuklarımıza tarih bilincini yerleştirmek için okullarda projeler geliştirilmeli, etkinlikler düzenlenmeli… Belki bir festival düzenlenip eğlenirken öğretmeli… Yapacak çok iş var. Tarihimizi bilmezsek gemimizi limana yanaştıramayız.
Atatürk’ü öğretmeliyiz…
Atatürk’ün şu sözü bana her zaman rehber olmuştur. “Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir” Atatürk’ü anlamak, yaşadıklarını fikirlerini bilmekle mümkündür. Bugünün gençleri ve çocukları yarının liderleri olacak. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında yaşanan zorlukları her zaman göz önünde tutarak, 19 Mayıs’ı Atatürk’ün emanetine sahip çıkarak ve onu anlatarak kutlamalıyız.
Gençlik geleceğimizdir…
“Gençler! Benim gelecekteki emellerimi üstlenen gençler! Bir gün bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum” derken Türk Gençliğine olan güvenini belirtmiştir. Biz de çocuklarımızı bu doğrultuda yetiştirerek ülkeye faydalı olmalarını sağlamalıyız. “Muhtaç oldukları kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur.”
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun. Bu bayramda her yeri bayraklarımızla süsleyelim. Korona Günleri’nde balkonda kutlamak zorunda kaldığımız bayramları da hatırlayarak, coşkuyla kutlayalım.