ATAKAN BAŞPEHLİVAN – İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, İZSU’nun ve İzmir Planlama Ajansı’nın katkılarıyla ve desteğiyle düzenlenen İzmir Körfez Çalıştayı’na 200 akademisyenin katılımıyla, Tarihi Havagazı Fabrikası’nda başladı. Uluslararası katılımcıların da destek vererek, katıldığı çalıştayda konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, “İzmir, pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da ülkemize örnek olmaya devam edecektir.” diye konuştu.

Cemil Tugay: Ülkemize örnek olmaya devam edeceğiz

Kürsüden yaptığı konuşmada, bakanlıktan destek görmediğini vurgulayan ve konuyla ilgilenen bütün akademisyenleri kendilerine destek vermeye davet eden İzmir Büyüşkehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, “Bu çabamızla bize eşlik eden herkese çok teşekkür ediyorum, özellikle uzaktan gelen konuklarıma yürekten minnettarım. Şimdiden bu çalıştayda bugüne kadar yapılmış en değerli ve anlamlı çalışma olduğu için emeği geçen bütün kurumlarımıza çok teşekkür ediyorum. İzmir’i çok seven vatansever insanlar olarak, bu bakış açısıyla bu organizsyon gerçekleştirildi. Şu ana kadar İzmir Körfezi’nin iyileştirilmesi için yapılmış en değerli çalışma, bağlı bulunduğumuz merkezi hükümetin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın olaya çözüm üretmesini bekledik ancak pek çoğunuzun da şahit olduğu gibi bu sorunu siyaset yapma aracına dönüştürdüler. İzmir Körfezi’nde sorun siyasi sçylem yapılacak bir problem değildir. Bilimsel duyarlılıkla değerlendirilmesi gerekmektedir. Bunları yabancı konuklarımızın huzurunda ifade ederken gerçekten zorluk çekiyorum. Bize lazım olan dil, bilim dilidir. Çok uzaklardan gelerek, katkı koyan konuklarımıza rağmen, çok yakınımızda olan ve davet etmemize rağmen buraya gelmesi engellenen bilim insanlarımız var. Başından itibaren yapılan sunumları dinledikten sonra aslında benim için tablo daha da netleşti. Bazı şeylerin, değerlendirilmesinde bir süreklilik ihtiyacı içinde olduğumuzu çok daha net anladık. Dünyada pek çok başka şehirlerden ve örneklerden bahsedildi. Buraya gelmeden önce Letonya Büyükelçisi ziyaretime geldi. Riga’nın körfezinde de böyle bir sorun olduğunu anlattı. Dünyada pek çok yerde görülen bir sorun olduğunu bilmemiz gerekiyor. Nedenleri belki henüz bilinmiyor. Bu çalıştaydan çıkacak verilerin ışığında kendimize bir yol haritası çizeceğiz ve olası gelecekteki deniz ekosistemi ile ilgili bu sistemi doğru yönetmek konusunda elimizden geleni yapacağız. Ülkemizdeki bütün kıymetli hocalarımıza bu siyasi baskılara boyun eğmeyerek, bu sorunla ilgilenmeye ve bize destek vermeye davet ediyorum. Üzerimize düşeni yapacağız, ancak halkımızın desteği bize güç verecektir. İzmir, pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da ülkemize örnek olmaya devam edecektir. Biz, bilgiye ve bilime inanan insanlarız. Dünyanın neresinde olursa olsun bu bilgiye mutlaka ulaşacağız. Bu süreç hiçbir zaman bitmeyecek, daha iyiyi arama çabamız asla bitmeyecek ve gelecekte de önümüzde konacak başka sorunlarla da başa çıkmayı öğreneceğiz.” ifadelerini kullandı.

Işıkhan Güler: Uygulanabilir gerçekçi çözümler üreteceğiz

İzmir’in kadim bir kent olduğunu belirten İZDENİZ Yönetim Kurulu Başkanı Işıkhan Güler, “Bu çalıştay için her konuğa, her katılımcıya destekleri için teşekkürlerimi sunuyorum. Farklı ülkelerde deniz ekosisteminin örnek uygulamalar sunulacak ve tartışılacak. Umarım bu çaba daha yaşanabilir körfez ve kent hedefinin kolaylaştırıcısı olacaktır. Hiç şüphe yok ki değerli bilim insanları sonuç alınabilecek tartışmalar üretecektir. Uygulanabilir gerçekçi çözümler üretmek en nihai ve temel amaçtır. Değerli konuklar, ciddi bir sorunla karşı karşıyayız. Bu konu sorunlu bir konudur ve vakit geçirilmeden ele alınmalıdır. Öncelikle şu tespitin yapılması gerekiyor. Körfez’in kirliliği çok yönlüdür ve yılların birikimi neticesinde ortaya çıkmıştır. İzmir kadim bir kenttir ve denizcilik tarihi çok eskilere dayanmaktadır. Deniz ulaşımının geliştirilmesi ve çeşitlendirilmesi, kıyı alanlarından doğayı ve insanı gözeten bir noktadan düzenlenmesi, kentin turizm cazibesinin arttırılması sonucunda kentimiz daha ileri bir noktaya gelecektir. Bu vesileyle ‘Körfezin Geleceği- İzmir’in’ geleceği çalıştayı hazırlığını birlikte gerçekleştirdiğimiz İZSU’ya ve İzmir Planlama Ajansı’na teşekkürlerimi sunuyorum.” dedi.

Koray Velibeyoğlu: Körfez yaşamımızın merkezinde

Körfezi yaşamın merkezi koyduklarını aktaran ve bu amaçla çalışmalarını yürüttüklerinden bahseden İzmir Planlama Ajansı Başkanı Koray Velibeyoğlu, “İzmir Körfezi’ni yaşamımızın merkezine koyuyoruz. İzmir bir misyon kentidir. Bunun için hem körfez temizliği ve körfezin dirençli hale gelmesi açısından çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İzmir’in kıyısı, denizi birbirinden kopmaz ekosistem parçalarıdır. Biz 21. yüzyılda insan haklarını her şeyin merkezine koyduk, daha sonra kent yaşamı içinde kent haklarının bilincine vardık ve bu haklara sahip olmak istedik. Şimdi de ‘ekosistem’ hakkını tarif etmenin zamanı geldi. Bu hakkı, hayata geçirmemiz için çabalamamız lazım. Şüphesiz ki bu bakış açısı karadan başlamıyor ve denizden başlaması gerekiyor. Bunun da ötesinde biz körfeze ve su ekosistemine sadece bundan ibaret bakmıyoruz. Dolayısıyla Gediz Havzası başta olmak üzere kentimizde hem yaşam alanı olan havzalarımızı korumak temel amaçlarımız içerisinde yer alıyor. 50 sene uzak bir zaman değil ve bizim bugün yapacağımız her iş iki jenerasyonun hayatında çok önemli bir yer tutuyor. Aynı bilinçle ve kararlılıkla hareket etmemiz gerekiyor ve körfezi yeniden ele alabilmek için bir başlangıç noktasındayız. Buradan çıkan sonuçları biz raporlayıp, takip edeceğiz.” diye konuştu.

Gürkan Erdoğan: Arayış içinde olmaya devam edeceğiz

Öte yandan, İzmir Körfezi’nin temizlenmesi için yapılan çalışmaları slayt şeklinde katılımcılara aktaran ve çalışmalara hız kesmeden devam edeceklerini belirten İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, “Bu kriz başladığından beri genel olarak İzmir’de bir arayış var. Bunun yanında İzmir Büyükşehir Belediyesi sahada olan bir kurum. Çok konuşulan Çiğli arıtma tesisimiz, hali hazırda bir artıma tesisimiz genel revizyon çalışması yüzde 95 noktasında yani tamamlanmak üzere. 4 fazı da Nisan ayında işletmeye alacağız. Diğer arıtma tesislerimiz sağlıklı bir şekilde çalışıyor. Derelerde temizlik faaliyetlerimiz devam ediyor. Bu yıl 150 bin ton atık çıkardık. Yağmursuyu ve Atıksu projelerimiz var. Alsancak, Bayraklı gibi bölgelerde çok eski olan altyapıyı değiştiriyoruz. Bunun yanında Buca, Çiğli, Bornova gibi ilçelerimizde hem altyapıyı yeni nüfusa oranla yenileyerek körfeze etkisini azaltacağız hem de taşkınların önüne geçerek vatandaşımızın yaşam kalitesini artıracağız. Bunlar arasında Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan onay bekleyen kredilerimiz var. Toplamda 9 milyar TL’lik kredi anlaşmaları yapıldı, hazine garantisi değil sadece onay bekliyoruz. Biz sürekli bir arayış içinde olmaya devam edeceğiz. Sahadaki çalışmalarımıza da devam edeceğiz.” dedi.

"2024 yılında 150 bin tonluk temizleme yaptık"

İzmir Körfezi’nde kriz başladığından beri genel olarak İzmir’de bu sorunun nasıl çözüleceğine dair sürekli bir çözüm arayışında olduklarını söyleyen İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, “İzmir Büyükşehir Belediyesi bu konunun çözüme kavuşması için her zaman sahada görev yapıyor. Bizler İZSU Genel Müdürlüğü olarak 24 Ağustos’ta kötü bir tabloyla güne uyandık. Bugün yaşadığımız olaylarda alg görüntüleri aslında Ekim 2023 yılında ortaya çıktı. Bizler İZSU Genel Müdürlüğü olarak 67 noktada TUBİTAK değerler alıyoruz ve Körfez’de izleme yapıyoruz. 2000 yılından bu yana İzmir Körfezi’nde değerler inceleniyor. Körfez suyunun kalitesiyle ilgili farklı bir tartışma var. Burada bazı değerler iyi miydi değil miydi? Tartışmaları sürüyor. Burada değerlere bakarak körfez hakkında karar vermemek gerekiyor. İzmir Körfezi’ndeki tüm kirletici kaynaklar Gediz Nehri, Kentsel Arıtma Tesisleri, Dereler, Gemiler, Limanlar Tersaneler Sanayi kuruluşları. Bu alanların denetimi ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ait” dedi ve konuşmasını şöyle sürdürdü: “Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’nde hali hazırda bir arıtma tesisinin revizyon çalışması var. Şu an yüzde 95’i tamamlandı. Yılbaşında tamamlanacak. Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi 4. Faz betonarme inşaatı ise 15 Aralık’ta tamamlanacak. Nisan ayında işletmeye alacağız. İzmir’de arıtma tesislerimizi sağlıklı bir şeklide çalıştırmaya devam ediyoruz.  Yağmur suyu ayrıştırma projelerimiz var. Özellikle Alsancak ve Bayraklı bölgelerindeki yeni kent merkezinde yaşanan nüfus artışıyla doğru orantılı gerçekleştireceğimiz Lot1, Lot 2, Lot3 projelerimizde kanal at yapısı ve yağmur suyunu ayrıştıracağız.  4 milyar liralık yatırımla gerçekleştireceğimiz projemiz tamamlandığında İzmir Körfezi’ne doğrudan katkı sağlayacak.  Öz kaynaklarımızla Bayraklı Sevgi Yolu, Pazaryeri, Çay mahallesi Pazar yeri yağmur suyu ayrıştırma projesi devam etmekte. Alsancak Yağmur Suyu Ayrıştırma projelerimiz 6 Aralık’ta ihaleye çıkılacak. Buca Yağmursuyu  ve Bornova Yağmursuyu Ayrıştırma Projeleri devam ediyor. Yine İzmir Körfezi’nin temizliğini etkileyen ve vatandaşımızın yaşam kalitesini artıracak Çiğli Balatçık Yağmur Suyu Ayrıştırma Projesi’ne de önümüzdeki ay ihaleye çıkacağız. İZSU Genel Müdürlüğü, Mavişehir Peynircioğlu ve Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’nde ön tarama izni bekliyoruz. Her iki noktada 700 bin metreküple tarama yapacağız. 2025 yılı sonuna kadar İki buçuk milyon metreküp toplam taramam yapacağız.  Merkezde 34 deremiz İzmir Körfezi’ne dökülüyor. Tamamı İZSU tarafından temizleniyor. 2024 yılında 150 bin tonluk temizleme yaptık.”

"Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan kredi onayı bekliyoruz"

Sirkülasyon ve Navigasyon Kanalı Projesi’ni 2006 yılında Ulaştırma Bakanlığı’yla yapma konusunun karara bağlandığını ancak şuanda projenin yeniden incelenmeye başladığını ifade eden İZSU Genel Müdürü Erdoğan, “Sirkülasyon ve navigasyon kanalı projemiz var. 50 milyon metreküplük malzemenin belli alanlarda çıkarılması gerekiyor. 3 metre saniyelere düştüğü ifade ediliyor akış hızının. Bununla birlikte yüzde 45'lik bir hızlanma hedefleniyor. 2016'da ÇED onayı aldı ancak hayata geçmiyor. Doğal yaşama adasına buradan çıkan malzemenin basılması gerekiyor ancak bununla ilgili sürecin tekrar incelenmesi istendi bakanlık tarafından. Bu süreci baştan ele almalım dedik. Bu uluslararası krediler ile yapabileceğimiz bir iş. Gerekli izinler tamamlanırsa hızla bunu hayata geçirmek istiyoruz. Çiğli arıtma tesisini bitirmek istiyoruz hızla ancak kredimiz hazır ama henüz ön onayı gelmedi. Toplamda 5 milyar 200 milyon TL kredi onayımız var. Kentteki diğer kredileri de eklersek 9 milyarlık kredi onayı alınmış ancak bakanlıktan onay bekliyoruz” dedi.

Isaac Yongquan Yuan: Biyolojik önlemler de kullanılmalı

Çin Halk Cumhuriyeti Deniz Ekolojisi ve Çevre Bilimleri Laboratuvarı uzmanı Dr. Isaac Yongquan Yuan konuşmasında biyolojik ve kimyasal önlemlerin altını çizdi. Yuan, yaptığı konuşmasında, “İzmir Körfezi'nde yaşananları deniz felaketi olarak ifade edebiliriz. Bunun çok acil bir şekilde çözülmesi gereken felaket. Bu noktada çok fazla metot var. Biz saha çalışmalarından bahsetmeliyiz. Fiziksel önlemler olarak ifade etmeliyiz. Alg patlamalarının önlenmesi için yapılacak fiziksel tedbirler var. Fiziksel önlemleri alarak kurtulmak mümkün. İzmir örneğinden çıkacak olursak kilometrelerce alandan bahsediyoruz. Su yüzeyi üzerinde temizleme noktasında önlemler alabiliriz ve bizim işimize yarayabilir. Kimyasal önlemler de bulunmakta. Asitlerin birbirinden ayrıştırılması yoluyla biz etkiyi azaltabiliriz ve çevresel kaygılar azalır. Burada bir takım bakterilerden bahsediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Olav Hollingsaeter: Problemin izole edilmesi sağlanabilir

Hava kabarcığı perde uygulamasından bahsederek, söz konusu teknolojiyi Norveç’te kullandıklarını aktaran Ocean Therm Baş Teknoloji Yöneticisi Olav Hollingsaeter, “Tatlı su üzerinde özellikle kışın etkin bir şekilde hava kabarcığı teknolojisini Norveç’te kullanıyoruz. Hava kabarcığı perdesi körfez üzerinde alg patlamalarını körfez etrafında yayılmasını engelleyebilir. Bu noktada problemin izole edilmesi sağlanabilir. 2 bin 400 metrelik bir alan, iki tane kompresöre ihtiyaç var. Alt katmanlardan üst yüzeye temiz suyun taşınmasını sağlayabilir. Hava kabarcığı perdesi nehirlerden gelen kirliliğe de bariyer oluşturabildi. Buradaki algleri toplayıp kurutabilmemiz de mümkün. Bunlar yoluyla biyokömür de elde edilebilir” diye konuştu.

Peter Trıgıanı: İzmir Körfezi alg patlamaları ile karşı karşıya

Amerika Birleşik Devletleri HBS Hydro BioSience Satış Temsilcisi Peter Trıgıanı, ABD’den canlı bağlantı ile çalıştaya katılım göstererek, “Bir çevre şirketiyiz. 2016 yılında kurulduk. Özellikle elektronik donanımlar şirketimizde kullanılıyor. Ultrason teknolojisini kullanıyoruz. Ultrasonik ses dalgaları kullanılarak alg patlamalarının önlenmesi için kullandığımız bir teknoloji. Toksinlerin yayılmasını engellenmesi için alınacak önlemlere odaklanmalıyız. İzmir için 2 önemli alg türü sahnede. Sino bakterilerden bahsedebiliriz. Turuncuya dönmüş bir renk var. Toksik bir görüntü. İno bakteriler büyük bir tehdit oluşturuyor. 2 önemli tehdit var su ekosistemleri üzerinde. İzmir Körfezi'nde yeşil renkleri görüyoruz. Alarm veren bir görüntü. Alg patlamalarına sebebiyet veren sino bakteriler var. Kırmızı ve kahverengini görmüyoruz. Ultrasona yöntemi sino bakteriler üzerinde etkili. İzmir Körfezi'ni bu bakteriler tehdit ediyor. Güneş ışığı daha etkin olsa daha fazla oksijen olabilecek. Balık ölümleri oksijen azlığından dolayı meydana geldi. Oksijen seviyelerinin artırılması gerekiyor. Engellenebilmesi adına pek çok kanal var. Fosfor ve Azot noktasında önemli içeriklere sahipler. Atık su kanalları da kirliliğe sebebiyet veriyor. Ekipmanlarımız yoluyla çevreye dost canlısı olarak yaklaşıyoruz. İyi örnekleri de paylaşabiliriz. Pro aktif bir sistem takip ediyoruz. Ekosistemler üzerinde etkin bir şekilde çalışan sistemler noktasında biz rekabeti önemsiyoruz. Atıksu yönetimi ile ilgili çalışmalarımız da var. Bu sayede alg patlakları arındırılabilir. İzmir Körfezi alg patlamaları ile karşı karşıya. Sularda çeşitli tehlikeler meydana geldi. Çevre dostu teknolojiler öne sürülmeli" ifadelerini kullandı.

Andrew Watkinson: Biyolojik metotlar kullanılabilir

Son olarak, konuşan ARUP Avusturalya Genel Müdür Yardımcısı ve Entegre Su Kaynakları Lideri Dr. Andrew Watkinson, “İzmir Körfezi’nin gözlenmesi ve alg patlamalarının önüne geçilmesi için modellemeler çok önemli. Yapılan modellemeler de çalışmalar dahil edilmeli. Erken müdahale etkin bir şekilde sahaya sunulmalı. Daha geniş bir ekolojik anlayış amaç edilmeli. Biyolojik metotlar kullanılabilir. Avusturalya’da birtakım biyolojik yöntemler kullanılarak alg patlamalarının önüne geçilmişti. Yaygın kullanılan uygulamalar İzmir Körfezi için de geçerli. Denizdeki bitkiler üzerine sağlıklı türler oluşturularak rekabet arttırılabilir, çalı yangınları bu alg patlamalarına sebebiyet verebilir. Biz bunu Avusturalya’ da gördük. Orman yangınları neticesinde alg patlamaları yaşanıyor olabilir. İzmir Körfezi’ne destek sunmak için her daim var olduğumuzu belirtmek isterim.” diyerek, sözlerini noktaladı.

Muhabir: ATAKAN BAŞPEHLİVAN