İzmir Büyükşehir Belediyesi, sosyal denge tazminatı protestolarındaki gerginlikleri gerekçe göstererek, haklarında soruşturma açılan 6 kamu çalışanı için ceza talep etti. Bu gelişme üzerine Tüm Bel Sen İzmir 1 Nolu Şube, yazılı bir açıklama yaparak duruma tepki gösterdi.

Olayın arka planı: SDS eylemleri!

İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Tüm Bel Sen İzmir 1 Nolu Şube arasında süren sosyal denge tazminatı görüşmeleri, gergin anlara sahne olmuştu. Görüşmeler sırasında yaşanan arbedeler, kamu emekçileri hakkında soruşturma başlatılmasına neden olmuştu. Bu süreçte, İzmir Büyükşehir Belediyesi, 7 kamu emekçisi hakkında uzaklaştırma kararı almıştı. Toplu iş sözleşmesinin (TİS) imzalanmasının ardından söz konusu emekçiler göreve dönerken, soruşturmalar devam etti. Şu anki durumda, 6 memur hakkında disiplin cezası talep edilerek, yazılı savunmalarının yapılması istendi.

"Tek tip sözleşme" dayatması

Tüm Bel Sen İzmir 1 Nolu Şube, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin uygulamalarına yönelik yazılı bir açıklama yayımladı. Açıklamada, belediye yönetiminin sözleşme görüşmeleri sırasında emekçilere yönelik uygulamalarının demokrasi ve sendikal haklara aykırı olduğu vurgulandı. Sendika, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ve belediye idaresinin, AKP hükümetinin etkisiyle oluşturulan ve emekçilerin haklarını kısıtlayan yasalara dayandığını belirtti. Ayrıca, belediye yönetiminin bu süreçte, emekçilerin elde ettiği hakları yok sayarak, "tek tip sözleşme" dayatmasında bulunduğu ifade edildi.
Açıklamada, emekçilerin bu dayatmalara karşı çıkmasının ardından, belediye yönetiminin, yasal olmayan taleplerle suçlanan emekçileri basına ve sosyal medyaya hedef gösterdiği ve halkın gözünde olumsuz bir algı yaratmaya çalıştığı iddia edildi. Emekçilerin maaşlarında yapılan kesintilerin, bayram öncesinde uygulandığı, bununla birlikte İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Cemil Tugay’ın ve başkanlık makamının çözüm aramak yerine diyalogdan uzak bir tutum sergilediği ifade edildi.

İzBB İdaresi'nin politikası ve emekçilere yönelik uygulamalar

Tüm Bel Sen açıklamasında, İzmir Büyükşehir Belediyesi yönetiminin, emekçilerin hak arama mücadelesine karşı hukuksuz ve anti-demokratik yöntemler uyguladığını belirtti. Belediyenin, çalışanlarının katıldığı eylemleri "yasadışı" olarak nitelendirerek, bu çalışanları tehdit ettiğini savundu. Sendika, İzBB İdaresi'nin bu süreçte, emekçilere yönelik polis tedbirleri uyguladığını ve hatta belediye içinde katılımcıların isimlerinin toplanarak "kara liste" oluşturulduğunu ileri sürdü.
Ayrıca, sendika açıklamasında, İzBB İdaresi'nin toplu sözleşme sürecinde sendikal hakları hiçe sayarak, çalışanların grevli ve özgür toplu sözleşme haklarını kriminalize etmeye çalıştığı ifade edildi. Bu dönemde, farklı sendikalardan da kamu emekçilerine yönelik soruşturmalar başlatıldığı ve yaklaşık 20 kamu emekçisinin ifadeleri dahi alınmadan açığa alındığı bildirildi.

"Verilen sözler tutulmadı"

Tüm Bel Sen, belediye yönetiminin, toplu sözleşme görüşmeleri sırasında, açılan soruşturmaların geri çekileceği yönünde verilen sözlere rağmen, bu sözlerin tutulmadığını belirtti. Belediye Başkanı Cemil Tugay ve İzBB İdaresi'nin, söz konusu soruşturmaların devam edeceği yönündeki açıklamaları nedeniyle, sendika üyelerine yönelik ceza sürecinin yeniden başladığını duyurdu. Açıklamada, "İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Cemil Tugay’ın verdiği sözün bir hükmü yok mudur?" sorusu dile getirildi.
Sendika, İzmir Enternasyonal Fuarı'nın ardından yapılan yazılı ifadeler ve Belediye Başkanı Tugay'ın, "soruşturmalar sürüyor, ceza alabilirler" şeklindeki açıklamalarına atıfta bulunarak, emekçilere yönelik tehditlerin ve ceza taleplerinin devam ettiğini ifade etti. Bugüne kadar, Tüm Bel Sen İzmir 1 Nolu Şube'nin 4 üyesi hakkında disiplin cezası teklif edilerek, yazılı savunma istenmişti.

"Anti-Demokratik uygulamalara son verilsin"

Tüm Bel Sen İzmir 1 Nolu Şube, İzBB İdaresi’ne bir kez daha seslenerek, belediyede uygulanan anti-demokratik ve hukuksuz uygulamaların sona erdirilmesini talep etti. Açıklamada, belediye emekçilerinin haklı taleplerinin sendikal özgürlükler çerçevesinde anayasal bir hak olduğuna vurgu yapıldı. Sendika, İzBB İdaresi’ne, soruşturmaların derhal kaldırılması çağrısında bulundu.
Ayrıca, İzBB’de çalışan tüm emekçilere ve emek-demokrasi güçlerine seslenen Tüm Bel Sen, bu süreçte İzBB İdaresi’nin tutumunun, gelecekteki sendikal ve demokratik hak arama mücadelelerine nasıl yaklaşılacağına dair bir gösterge olacağını belirtti. Sendika, "işçi ve kamu emekçisi fark etmeksizin" tüm güçlerin bu tür anti-demokratik uygulamalara karşı birlikte mücadele etmeleri gerektiğini ifade etti. Tüm Bel Sen olarak, her türlü baskı ve yıldırma girişimine karşı, demokratik ve hukuki hakların sonuna kadar savunulacağı belirtildi.

Açıklamanın tamamı şu şekilde:

"Bilindiği üzere sendikamız ile İzmir Büyükşehir Belediyesi arasında gerçekleşen toplu  sözleşme görüşmeleri sürecinde; İzmir Büyükşehir Belediyesi emekçileri, fiili, demokratik mücadeleyle elde etmiş olduğu kazanılmış haklarının İzBB idaresi 
tarafından ellerinden alınmak istenmesine ve özgür toplu sözleşme hukukuna aykırı bir  şekilde tek tip bir sözleşme dayatmasında bulunulmasına karşı kitleselliği ve  kararlılığıyla hafızalarda yer edinecek örnek bir mücadele ve dayanışmayla yanıt vermiştir.
Bu sürecin başında Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Cemil Tugay ve İzBB idaresi, AKP  iktidarının ürünü olan ve başta Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmeleri olmak üzere çalışma yaşamını düzenleyen Uluslararası sözleşmelere ve AİHM kararlarına  aykırı bir şekilde düzenlenen gerici ve emek düşmanı yasayı gerekçe göstererek tavan  tutarı dayatmış, emekçilerin fiili-meşru mücadele temelinde elde ettiği kazanımları yok  saymıştır.
Emekçilerin buna karşı çıkması üzerine, bizzat İzBB İdaresi tarafından emekçiler yasadışı  bir talepte bulunuyormuş algısı yaratılarak sosyal medya ve basının önüne atılmış,  yoksulluğun ve ülkedeki-belediyedeki mali krizin sorumlusu emekçilermiş gibi İzmir  halkıyla karşı karşıya getirilmek istenmiştir.
Yetmemiş, emekçilerin maaşlarında Bayram öncesi kesinti uygulanmış, sonrasında ise başkanlık makamı tarafından önce meclisten yetki istenmiş, ardından da CHP genel  merkezi adres gösterilerek, diyalogdan ve çözümden uzak bir tutum sergilenmiştir. 
Belediye emekçilerinin haklı ve meşru eylemleri yasa dışı ve haksız talepler olarak ilan  edilerek, defalarca kez belediye emekçileri tehdit edilmiştir. Sayın Cemil Tugay’ın  talimatıyla İzBB İdaresi, kendi emekçilerine karşı polisiye tedbirlerden, belediye içinde  eylemlere katılanların isimlerini toplayıp adeta “kara liste” düzenlemeye kadar varan  uygulamalarıyla emekçilerin hak arama eylemine karşı maalesef anti-demokratik ve  hukuksuz bir tutum sergilemiştir. Toplu sözleşme süreci, İzBB İdaresinin demokratik  sendikal hak ve özgürlüklerle, grevli-özgür toplu sözleşme hukukunu yok sayan  yaklaşımı ve eylemleriyle kriminalize edilmiştir. 
Bu dönemde aralarında başka sendika üyesi kamu emekçilerinin de yer aldığı 20’ye  yakın kamu emekçisi hakkında soruşturmalar başlatılmış, süreç içerisinde 6’sı üyemiz  olmak üzere 7 kamu emekçisi ifadeleri dahi alınmadan doğrudan Başkanlık Oluru ile  hukuksuz biçimde açığa alınmıştır.
Bu süreçte yapılan görüşmelerde; bu tutumun toplu sözleşme görüşmelerinden  bağımsız olarak sendikal hak ve özgürlükler kapsamında kabul edilemez ve anayasal  hakları engelleme girişimi olduğunu defaatle ifade ettik.
Görüşmelerde; açılan soruşturmaların haksız olduğu ve geri çekileceği hususu, İzmir  Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Levent Yıldır ve başkanlık makamı tarafından hem  sendikamıza hem de emek demokrasi güçlerine ifade edilmiş olmasına rağmen verilen  sözler ise tutulmamıştır.
Buradan şunu sormak isteriz; “İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Cemil Tugay’ın  verdiği sözün bir hükmü yok mudur?”
Toplu sözleşmenin imzalanmasından ve İzmir Enternasyonal Fuarı’nın  tamamlanmasının ardından istenen yazılı ifadeler ve doğrudan Sayın Cemil Tugay  tarafından mecliste yapılan “soruşturmalar sürüyor, ceza alabilirler” açıklamaları ile 
süren tehditler hayat bulmuş ve ikisi başka sendika üyesi olmak üzere 1’i sendika  yürütme kurulu üyemiz, 1’i ise iş yeri temsilcimiz olmak üzere şu ana kadar dört  arkadaşımız hakkında disiplin cezası teklif edilerek, karar verilmesi amacıyla yazılı  savunma istenmiştir. 
Bu noktada Sayın Cemil Tugay ve İzBB İdaresine bir kez daha sesleniyoruz;
Ülkemizde belediyeler üzerinde uygulanan baskılara, seçilmişleri görevden alma ve  kayyum atama saldırılarına karşı muhalefet olarak birlikte mücadele edilmesi gereken  bir dönemde CHP’li bir belediye tarafından emekçilere yönelen bu türden anti demokratik uygulamalar kabul edilemez. Emekçilerin haklı ve meşru eylem ve talepleri, sendikal özgürlükler kapsamında  anayasal haktır. Gelin bu antidemokratik tutum ve uygulamalarınızdan vazgeçin! 
Soruşturmaları derhal kaldırın. Bir çağrımız da İzBB’de çalışan emekçi arkadaşlarımız ile emek ve demokrasi güçlerine;
Bu süreçte İzBB İdaresinin alacağı tutum, bugünden sonra İzmir Büyükşehir Belediyesi’ndeki herhangi bir sendikal ve demokratik hak arama mücadelesine İdarenin nasıl yaklaşacağını gösterecektir. 
İşçi – kamu emekçisi fark etmeksizin iş kolumuzda örgütlü sendikalar başta olmak üzere  emekten yana tüm güçler, bu antidemokratik uygulamalara karşı birlik ve dayanışma  içinde olmalı, hep beraber mücadele etmelidir. TÜM BEL-SEN olarak kimden gelirse gelsin emekçilerin hak arama mücadelelerine yönelik her türlü baskı ve yıldırma girişimine karşı demokratik ve hukuki haklarımızı  sonuna kadar kullanacağız."

Muhabir: Osman Günden