Suriye'deki 61 yıllık Baas Rejimi'nin devrilmesiyle, 2009'da rafa kaldırılan "Katar-Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı" projesi yeniden gündeme geldi. Uzmanlar, Katar'ın enerji potansiyelini ve değişen bölgesel dinamikleri vurguladı. SETA Vakfı araştırmacısı Büşra Zeynep Özdemir, Katar'ın Rusya'dan sonra dünyada en fazla doğal gaz ihraç eden ikinci ülke olduğunu ve bunun büyük ölçüde sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) şeklinde yapıldığını belirtti.
Katar doğal gaz ihracatında yüksek kapasiteye sahip
Katar'ın gaz ihraç ettiği tek boru hattı olan Dolphin Gas projesinin 370 kilometre uzunluğunda olduğunu da aktaran Özdemir, "Katar-Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı" projesinin, Suriye'deki istikrar sağlandıktan sonra siyasi engellerle karşılaşmadan hayata geçirilebileceğini belirtti ve projenin büyüklüğüne dikkat çekerek, "Ancak ülkenin buluğundu coğrafya oldukça kırılgan bir yapıya sahip. Daha önce 2009'da gündeme gelen, Suudi Arabistan, Ürdün ve Suriye'den geçmesi planlanan Katar-Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı projesi Esad rejiminin karşı çıkmasının da etkisiyle rafa kaldırılmıştı. Sonrasında da 10 yıldan uzun süren Suriye iç savaşı projeyi planlanan şekliyle hayata geçirilemez hale getirdi. Suriye'de istikrarlı bir rejimin kurulmasının ardından bugünkü konjonktürün devamlılığı halinde projenin bölgede siyasi açıdan bir engelle karşılaşmayacağı söylenebilir. Ancak bahse konu boru hattının her açıdan büyük olduğunu göz önünde bulundurmak gerek." sözlerini kulandı.
"Türkiye bölgedeki en büyük doğal gaz piyasalarından biri"
Özdemir, Katar'ın doğal gaz ihracatındaki yüksek kapasitesine dikkat çekti. Katar'dan Türkiye'ye uzanacak doğalgaz boru hattının maliyetli olduğunu ve bu projeyi gerçekleştirebilmek için doğal gaz fiyatlarının uygun seviyelerde olması gerektiğini belirten Özdemir, uzun vadeli alım garantilerinin önemli olduğunu vurguladı. Türkiye'nin mevcut doğalgaz talebinin projeyi ekonomik hale getirmeye yeterli olmayabileceğini ifade eden Özdemir şu sözlere yer verdi:
"Türkiye bölgedeki en büyük doğal gaz piyasalarından biri, Almanya'dan sonra en fazla doğal gaz ithal eden ülke konumunda. Ancak Türkiye'nin de Rusya, İran ve Azerbaycan ile uzun dönemli doğal gaz kontratları bulunuyor. Bu uzunlukta bir boru hattının yüksek miktarda doğal gaz transfer etmesi beklenir. Türkiye'nin günümüz koşullarında projeyi karşılanabilir kılacak kadar yüksek talep oluşturması söz konusu olmayabilir."
Fiyatlar yüksek maliyetleri karşılayacak seviyede olmalı
Özdemir, Katar'dan Türkiye'ye uzun bir doğal gaz hattı inşa etmenin projeyi maliyetli hale getirdiğini ve bu süreçte uluslararası gaz fiyatlarının önemli rol oynadığını belirtti. Fiyatların yüksek maliyetleri karşılayacak seviyede olması gerektiğini, aksi takdirde finansman sağlanamayacağını vurguladı.
Özdemir, projenin hayata geçirilmesi için uzun vadeli alım garantilerinin kritik öneme sahip olduğunu belirterek "Türkiye bölgedeki en büyük doğal gaz piyasalarından biri, Almanya'dan sonra en fazla doğal gaz ithal eden ülke konumunda. Ancak Türkiye'nin de Rusya, İran ve Azerbaycan ile uzun dönemli doğal gaz kontratları bulunuyor. Bu uzunlukta bir boru hattının yüksek miktarda doğal gaz transfer etmesi beklenir. Türkiye'nin günümüz koşullarında projeyi karşılanabilir kılacak kadar yüksek talep oluşturması söz konusu olmayabilir" dedi.
Avrupa'nın kömürden doğal gaza geçişi sonrası talep miktarı önemli
Avrupa'nın Rusya ile yaşadığı olumsuz ilişkiler ve 2050 Net Sıfır Emisyon hedefleri doğrultusunda, yalnızca kömür termik santrallerinin yerine geçecek doğal gaz santrallerinin desteklendiğini belirten Özdemir, AB'nin kömür kullanımını bırakmasının ardından artacak gaz talebinin miktarı ve süresini doğru bir şekilde öngörmesi gerektiğini vurgulayarak sözlerini şu şekilde noktaladı:
"Son olarak AB dediğimizin 27 üye ülkeli bir yapı olduğunu ve tüm ülkelerin alt yapılarının birbiriyle bağlantılı olmadığını da hatırlamak gerek. Örneğin bugün İspanya'ya ulaşan bir gazın Almanya'ya boru hatlarıyla taşınması mümkün değil. AB üyesi ülkelerin de mutabık olduğu bir senaryoda hem AB'nin hem de Türkiye'nin kömür santrallerinin yerini doğal gaz yakıtlı santrallerin aldığı, hane ve sanayi gaz tüketiminin de arttığı bir senaryoda Katar'dan gelecek gazın alıcı bulması ihtimali oldukça yüksek."