CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TV 100 Ana Haber’de Kübra Par’ın sorularını yanıtladı. Özel, TBMM Genel Kurulunda CHP grubunun ayağa kalkmasına ilişkin olarak, şunları kaydetti:
Şöyle bir şey yaptık. Erdoğan girdiğinde genel başkanımız ve milletvekillerimiz kendisini ayakta karşılayacak dedik.
Kimseyi zorlamadık...
Salona girmek istemeyenlere baskı yapmadık, zaten böyle bir şey hiç duymadınız. Kimseye zorla ayağa kalkacaksın demedik. Ama partinin tutumunu söyledik. 10-12 arkadaşımız grup başkanvekillerimize, ya ben bunu yapmak istemiyorum ya da ben bunu seçim bölgemde anlatamam gibi sözleri olanlara asla ve asla, bu zorunlu falan demedik. Zaten o doğru da olmazdı.
Onlarla istişare edilmediği eleştirileri var ama bazı kararlar önceden ilan edilse günlerce televizyonlarda tartışılsa, bir de öyle şey olur ki milletvekilinin ya benim babam arasa bana dese ki yarın ayağa kalkarsan hakkımı helal etmiyorum. Olur mu? Olur. Ömrünü sola vermiş bir mücadele insanı. O anda, o siyaset okuması genel başkana düşüyor.
Üçü de doğru olur dediler...
Ben üç önceki genel başkanımla konuştum. Altan Öymen’den Murat Karayalçın‘dan Hikmet Çetin’den. Benim davetim üzerine geldikleri ve birlikte tüzük çalıştığımız bir toplantıda dedim ki 1 Ekim’de böyle bir niyetim var, ne dersiniz? Üçü kesin kalkmalısınız dediler, doğru olur dediler. Zor bir karar verdik, genel başkanın alması gereken bir kararı verdik. Genel Başkan uygun gördüğü istişarelerle alması gereken bir karar verdik. Siyasi sorumluluğu bana ait.
Abdestimden şüphem yok...
Grubumdaki milletvekillerine kızan seçmen varsa siyasi sorumluluğu bana ait. Bir bedel ödenecekse veya kızılacaksa ben alacağım. Bunu şunun için yapıyorum. Bambaşka bir siyaset tarzı, mücadeleci ve müzakereci ama eninde sonunda 1970’lerde Ecevit’in yaptığı bambaşka bir siyasi hat oturtarak, girdiği iki genel ve iki yerel seçimden partiyi birinci parti çıkardı. ‘Ben de yapacağım’ dedim. Ben ilk sözümü tuttum.
İkinci sözüm partinin genel seçimde iktidar olması. Kazanmazsak, ertesi gün istifa ediyorum. İlk genel seçimde birinci parti ve iktidar yapmazsam ertesi gün istifa ediyorum, dönmemek üzere. Bu kadar netim. Ve bütün mücadeleyi, zaten Cumhuriyet Halk Partili ve muhalif seçmeni, onlar beni tanıyor. Benim Anadolu deyimiyle abdestimden şüphem yok ki namazımdan olsun.
Ağzımdan çıkan her kelimeyi ölçtürüyorum...
Nasıl bir mücadeleden geldiğimi biliyorlar. Ama ben bu partiyi iktidar yapan Genel Başkan olmak istiyorum. Onun yolu her zamanki ezberlerin biraz dışına çıkmak. Ben bunları cesaretle yapmayı sürdürüyorum ve bundan partinin toplamda fayda gördüğünü görüyorum. Eğer ki kamuoyu araştırmalarında bir tepki olursa, hatta ve hatta konuya özel soruyoruz. Geçtiğimiz haftalarda çok tartışılan birçok şeyi seçmen ve yaş kırılımlarıyla, cinsiyet kırılımlarıyla ağzımdan çıkan her kelimeyi ölçtürüyorum. Bunu da haftaya ölçtüreceğiz.
Kim ne diyor, kim nasıl bakıyor diye. Benim hissiyatım, bu tip davranışların Türkiye’de kutuplaştırmayı düşürdüğü, kutuplaşma düşünce gerçek sorunların konuşulduğu. Ekonomi konuşmak istiyoruz, hayat pahalılığı konuşmak istiyoruz, kavga etmek istemiyoruz. Kavgayı onun için yapmak istemiyoruz.”
Ben Kılıçdaroğlu'na saygısızlık etmem...
Özel, önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının sorulması üzerine, “Kemal Bey çokça tweet atıyor. Önceki genel başkanlarımızın her başkanlığı bıraktıktan sonra tercih etmedikleri, İsmet Paşa’nın tercih etmediği, Altan Öymen’in tercih etmediği, Hikmet Çetin’in tercih etmediği, Deniz Baykal’ın tercih etmediği bir yol izliyor.
Onu eleştirmek veya buna bir şey söylemek hakkım değil, haddim de değil. Benim görevim önceki genel başkanlara kusursuz saygı. Ben genel başkanıma, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na saygıda kusur etmedim, hiçbir zaman da etmeyeceğim. Onun için de böyle tartışmalara, polemiklere girmeyeceğim.