EKONOMİ HABERLERİ

CHP'li Adem: Plansız mısır ekimi yasağı, çiftçiyi mağdur eder

CHP Tarım ve Orman Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, 2025 yılından itibaren belirli illerde mısır ekimini yasaklama kararına tepki gösterdi. Adem, bu tür yasakların çiftçileri ekonomik olarak çıkmaza sokacağını vurgularken, “Devletin görevi, alternatifler sunmadan çiftçinin önünü kesmek değil; çözüm üretmektir. Çiftçilerimizi çaresiz bırakmaya kimsenin hakkı yok” dedi.

Mısır ekiminin 11 ilde yasaklanacağına yönelik karar CHP'nin tepkisini topladı. CHP Tarım ve Orman Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, AKP, su kaynaklarımızda yaşanan azalmanın çözümünü mısır ekimini durdurarak bulacağını düşünüyor. Ancak bu, günübirlik ve sonuçsuz bir politikadan öteye gidemez. Su kaynaklarının doğru yönetimi elbette önemlidir, ancak bu karar binlerce çiftçiyi mağdur edecektir' uyarısında bulundu.

Buğday ve arpadan sonra...

Yazılı açıklamasında Erhan Adem, şu ifadeleri kullandı:
“Bugün bazı basın yayın organlarında, 14 Eylül 2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “Tarımsal Üretimin Planlanması Hakkında Yönetmelik” çerçevesinde 2025 yılından itibaren 11 ilde ve birçok ilçede mısır ekiminin yasaklanacağı ifade edilmiştir. Bu kararın, tarımsal yeraltı su kısıtı gerekçesiyle alındığı belirtilmiştir.


Mısır, Türkiye’de buğday ve arpadan sonra en geniş ekim alanına sahip tarımsal üründür. İnsan beslenmesinden hayvan yemi üretimine kadar geniş bir alanda kullanılan bu stratejik bitkinin ekiminin yasaklanması, tarım sektöründe bir domino etkisi yaratacaktır. Çiftçiler, yıllar içinde mısır üretimine yönelik devasa yatırımlar yapmış; ekipman, tesis ve tarımsal ilaçlar için kredi çekmiştir.

Yasak kararının ardından bu tesisler ve ekipmanlar ne olacaktır? Mısır kurutma tesislerine, biçerdöverlere, ekim mibzerlerine ne olacak? Binlerce kişi bu sektörde istihdam edilirken, bu yasak sonrası işsiz kalacak insanların hali ne olacaktır? AKP, su kaynaklarımızda yaşanan azalmanın çözümünü mısır ekimini durdurarak bulacağını düşünüyor. Ancak bu, günübirlik ve sonuçsuz bir politikadan öteye gidemez. Su kaynaklarının doğru yönetimi elbette önemlidir, ancak bu karar binlerce çiftçiyi mağdur edecektir.

Bu karar bilimsel temelden uzak...

Daha da vahimi, su tüketimi mısırla aynı olan pamuk, ayçiçeği ve yer fıstığı gibi ürünler için herhangi bir yasaklama getirilmemiştir. Bu durum, Tarım Bakanlığı’nın bu kararının bilimsel bir temelden uzak olduğunu açıkça göstermektedir. Ayrıca mısır üretimi yasaklanırsa, bu illerde hangi ürünlerle alternatif üretim sağlanacağına dair bir plan açıklanmamıştır.  Devletin görevi, çiftçiye alternatif sunmadan yasak koymak değildir.

Yasaklama kararından önce bölgedeki çiftçilerin geçim kaynakları ve yatırım maliyetleri dikkate alınmalı, bir geçiş dönemi planlanmalı ve alternatif ürünler için teşvikler sunulmalıdır. Aksi takdirde, bu yasak binlerce çiftçimizi ekonomik çıkmaza sürükleyecektir. Bakanlık bu sorumluluğunu yerine getirmeden, çiftçiyi su kaynaklarının kurumasından sorumlu tutamaz! Devlet, çiftçinin yanında olmalı, ona destek vermeli. Geçim kaynaklarını bir anda yok etmek değil, sürdürülebilir tarım ve üretim için akılcı çözümler üretmek zorundadır.”