SON MÜHÜR - CHP Grup toplantısı, yoğun katılımla gerçekleştirildi. Saygı duruşunun ardından, çok sayıda il ve ilçeden belediye başkanları, ilçe başkanlarının muhtar ve derneklerin katıldığı toplantıda Genel Başkan Özgür Özel kürsüye çıktı. Özel, “Vekiller, Türkiye’nin dört bir yanından toplantımızı onurlandıran örgütümüz, televizyon ve radyolarından dinleyenleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum” diye başladı konuşmasına. Daha sonra Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi’nden istifa eden Manisa Milletvekili Selma Aliye Kavaf CHP’ye katıldı. Kavaf'a rozetini CHP Genel Başkanı Özgür Özel taktı. Kavaf ise, “Beni sizlerle bir araya getiren sayın Genel Başkan Özgür Özel’e bana güvenen ve cesaret veren herkese çok teşekkür ediyorum. Yol arkadaşlığımız kalıcı dostluklara dönüşmesini temenni ediyorum” dedi.  

1 milyon 600 bin üyemiz oy kullanacak

Özel, cumhurbaşkanı adayını yaklaşık 1 milyon 600 bin parti üyesinin belirleyeceğini belirtti. Özel, tüm Türkiye'ye çağrıda bulunarak, "Bugün başlıyoruz. Önümüzdeki süreç içerisinde tüm hazırlıklarımızı tamamlayarak daha önce de dediğimiz gibi 2025 yılında sandık geliyor, biz hazırız demek için bugün başlıyoruz. Adayı bir partinin genel başkanı olarak ben değil partinin meclisi olarak seçilmiş organımız değil hepimiz ama sayıları bir milyon 600 bine yaklaşan cesur yürekle birlikte belirleyeceğiz. Ben cumhurbaşkanı adayımı belirlemek istiyorum diyen herkese söylüyorum bugün ilk gün" dedi.

Manisa Milletvekili Selma Aliye Kavaf CHP’ye katıldı. Kavaf'a rozetini Özel taktı.

Özel Bolu’daki faciaya değinerek şöyle devam etti: “Yaşanan sıkıntılara baskılara yargı tacizlerine karşı dimdik duruş göstermek üzere geçen hafta bu saatlerde grup toplantımızı İstanbul’a taşıyarak yeni başlangıca motiveydik ancak o sabah yüreğimizi dağlayan bir süreçte grup toplantısı düşünemezdik ve toplantımızı iptal ettik. 81 il başkanımızı il başkanlığına davet ettik. Grubumuzu uzmanlıklarına göre Bolu’ya yönlendirdik. Bizler de hızla Bolu’ya hareket ettik.”

Neden açıklamıyorlardı biliyor musunuz?

Bolu’da yaşanan yangın sonrası can kaybı konusuna da değinen Özel şöyle konuştu: “Rakamı biliyorduk ama açıklasınlar istedik. Saatler sonra açıklandı. Neyi bekliyorlar diyorduk? Maalesef 78 kişiyi kaybettik. Beklediğimiz neydi biliyor musunuz? Bir partinin il kongresi. Partinin saflarına katılan birinin rozet töreni. O an nasıl bir aklın vicdanın içinde olduğumuzu, parti kongresinin bir ülkenin yasının önüne geçebildiğini kimimiz kızarak kimimiz ağlayarak ama içimiz yanarak öğrendik. Bundan saatler sonra vardığım Kartalkaya’da bir başka otelin içinde göz gözü görmezken bakanlara geçmiş olsun dedik, bilgi aldık.

Ellerindeki kiri bulaştırmanın telaşı

Millet canınla uğraşırken evlatlarının bedenlerini insanlar teslim almaya uğraşırken, suçluluk telaşıyla bir bakanın çıkıp yalanla hedef göstermesini, polemik yaratmasını doğru bulmadığım acının başka hesap sormanın başka bir gün olduğunu söyledik. Bir telaş vardı, ellerindeki kiri başkalarına bulaştırmaya çalışanların bir telaşı vardı. Biz sorumlular kim olursa olsun hakkaniyetli şeffaf bir soruşturma yürütülmesine ve cezalandırılmasına taraftık, hala tarafız. Algı operasyonu yapmaya çalışanlar yangından 36 saat sonra belediyemizi zan altında bırakmak için 2007 tarihli AK Parti döneminde verilen bir belgeyi servis ettiler ve trolleriyle yangına dayanıklıdır, olur raporunu veren Bolu Belediyesi, diye kendi dönemlerinin AK Parti belediyesinin verdiği belgeyi bizim belediyemizi zan altında bırakmak için servis ettiler.

Anadolu Ajansı ve TRT’yi alet ettiler

Rezillikleri ortaya çıktınca Gazinin kurdurduğu Anadolu Ajansını hepimizin maaşlarını vergileriyle ödediğimiz TRT’ye alet ederek yangın otelin dışında otelle bağlantısı olmayan 70 metrekarelik kafeteryayı yangının çıktığı ve Bolu Belediyesinin ruhsatı verdiği lokanta diye anlatarak yeni bir algı operasyonuna giriştiler. Anadolu Ajansını, TRT’yi düzeltmek zorunda kaldık. Genel Müdürlere şunu söylüyoruz: dünyanın hiçbir yerinde kamu yayıncılığı bir siyasi partinin aparatına dönüştürülemez, bu ayıbın altında kalırsınız, tekrarlamayın.

12 yıl otel denetlenmemiş

Gerçek nedir biliyor musunuz? Gerçek Bolu Belediyesinin 9 kriterden 8’ini tutturmayan otele uygunluk belgesi vermemesidir. 2007’de AK Parti’nin verdiği uygunluk belgesiyle 2019’a kadar kanunda yazmadığı için AK Parti belediyesinin 12 yıl o oteli denetlememiş olmasıdır. Gerçek, söz konusu alanın milli park olması. Milli parka yangın söndürmeye bile gitmenin belediye tarafından izne tabi olması oraya girişin bile yasak olması. Bölgenin turizm bölgesi olması. İşyeri açma ve çalışma ruhsatını Valiliğe bağlı Bolu İl Özel İdaresinin, otele turizm işletme belgesinin Kültür ve Turizm Bakanlığının vermesidir. Bu iki belgeyle faaliyetine devam etmesidir. Bir sorun olduğunda otelin faaliyetini durduracak olanın da bizzat Kültür ve Turizm Bakanlığı olmasıdır.

Raporda değişiklik istediler

Yine de söyledik varsa ihmali olan, CHP olarak bu ülkenin adaletine bilirkişilere güveneceğimizi söyledik. 7 kişilik bilirkişi heyeti görevlendirildi. 2 buçuk gün gece gündüz çalıştılar. Jandarma tutanağıyla çalıştılar jandarma gözetiminde otelin güvenlik kayıtlarını izlediler. Yangının 4. kattan çıktığını eksiklikleri her şeyi not ettiler. Gözaltı süreleri dolarken TRT kameramanı otelin önünde anons çekti, dedi ki biraz önce bilirkişinin ön inceleme raporu tamamlandı, Bolu başsavcılığına teslim etti. Bilirkişinin görevi bitti, göz altındakiler de adliyeye sevk ediliyorlar. TRT’nin bu bilgiyi savcılıktan bilirkişiden resmi kaynaktan aldığını bilmeyen yok. Ama bizlere telefonlar yağmaya başladı, dediler ki raporu hazırladık, götürdük teslim almıyorlar. 3 değişiklik istiyorlar: 

1.    Belediyeyi yazmamışsınız Bolu Belediye başkanını ilave edin.

2.    Bakanlığı yazmışsınız, çıkarın.

3.    Yangının lokantadan çıktığını yazmışsınız, 4. kat diye belirtmeyin.

Kafeteryanın yangın ruhsatının otele verilmiş gibi gösterilmesine imza atmayız dedik. O zaman buna da imza atamazsınız denildi. Raporu aldık ve ilgili sayfalarını sosyal medyada paylaştık.

Adalet Bakanı telefonu açmadı

Bolu’da mahkemeye ışık tutsun diye o kargaşayı bitirecek heyet bunu yazdı verdi, alamayız dediler. Kendi şahsi onurlarına mesleki onurlarına sahip çıkan 7 kişi bu imzayı dedikleri gibi atmayınca görevden el çektiririz dediler. Ardından iki bakanı, İçişleri bakanını aradım. Mazeretini ilettiler, Malatya’da saha çalışması yapıyor. Aradığınızı ileteceğiz denildi. Adalet Bakanı, her çaldığında açtığı telefonu açamadı. Çünkü bu bağlantının bakanlıktaki bir genel müdür tarafından Bolu Adalet Komisyonu Başkanı aranarak bilirkişilere ve başsavcılığa baskıya döndüğünü görevli 6 savcıdan görevlendirilen 4’ünün de bilirkişiyle birlikte hareket ettiğini, üzerlerine bakanlığın yaptığı baskıyı kendisine söyleyeceğim, genel müdürün bunu niye yapıyor diyeceğim, haberin varsa istifa et, haberin yoksa al istifalarını diyeceğimi bildiği için aslında o organizasyonun parayla adalet arasındaki kancasının kendisi olduğu için o telefona çıkmadı, çıkamadı.

Sahte diyemiyor, yalan diyemiyor…

Cumhurbaşkanı yardımcısına ulaştım. Bildiğim her şeyi anlattım. Ucu bakana gitti diye durduruyorlar, dedim. Kendisi tüm tarafları dinleyeceğini belirtti. O bilgiyi cumhurbaşkanı yardımcısının insafına emanet ettim. O sırada gördük ki telefonlara çıkmayan bakan raporu yalanlamaya, rapora kulp takmaya, rapora korsan rapor demeye kalktı. Sahte diyemiyor, yalan diyemiyor. Korsan diyor. Yetkisiz birinin davetsiz birinin bildiri okumasıdır korsan. Öyle mi adalet bakanı, al sana korsanlar… Bu 7 kişi Türkiye Cumhuriyeti Bolu Başsavcılığı 2025/962 soruşturma dosyası bilirkişileri. Bu rakam Cumhuriyet Başsavcılığını soruşturma dosyasında var mı, var. Bu kişilerin isimleri var mı var…  

Rapora korsan diyen Adalet Bakanı

Bu 7 bilirkişinin raporuna korsan diyen, esas adaleti kaçırmaya,  adalete karşı korsanlık faaliyeti yürüten adalet bakanından başkası değildir. Rapor korsan olmadığına göre neye korsan diyor olabilir... Ele geçiriliş yöntemine. Nedir bir mal sahibinin isteği dışında birileri tarafından zorla ele geçirilirse ona korsan denilebilir. Ey adalet bakanı bu rapor hepimizin içini yakan bu facianın sorumlularını belirten bu rapor, ne o başsavcının ne onları arayan genel müdürün, ne senin, ne Recep Tayyip Erdoğan’ın malı değildir mi ele geçirişimiz korsan olsun.

Kültür Bakanı ‘bilmiyorum’ diyor

Kültür ve Turizm Bakanı özel bir televizyonda güya kendini aklamak için yayında kendisine sorulan objektif sorulara soru kez bilmiyorum. 5 kez ben bilmem, bilemem, 4 kez bilemem bilemiyorum yanıtları verdi.

10 gün içinde suçlular ortaya çıkar diyen İçişleri Bakanına da her çıktığında sorumlulardan hesap sorulacak diyen Erdoğan’a da şunu söylüyorum, sayın Erdoğan hepimiz üzüldük, ama siz yürütmenin başındasınız. Hepimizin içi yanıyor. Ama bu iki bakanı da atayan sizsiniz. Hala neyi bekliyorsunuz normalde istifa etmesi lazım. Bütün ülke bunu bekliyor. Ülkenin içinin rahatlaması partinin de hiç olmazsa bu yükü sırtından atması lazım.”

Kaynak: Haber Merkezi