2020'deki İzmir depremi sonrası Bayraklı'daki 375 hektarlık ormanlık alan, depremzedelere konut yapılması için orman sınırından çıkarıldı. Ancak, mahkeme bu kararı iptal etti. Karar, hukuk sürecine taşındı ve Avukat Senih Özay’ın açtığı dava sonucunda, mahkeme kararın iptaline hükmetti. Yargı, ormanlık alanın statüsünün değiştirilmesinin hukuka aykırı olduğuna karar verdi ve alanın eski orman statüsüne dönmesini sağladı. Bu iptalin ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından verilen yeni bir karar ile aynı 375 hektarlık alan yeniden ormanlık alan sınırından çıkarıldı. Kararın ardından, bölgede inşa edilen konut projeleri devam etti.
"İnşaatların yapılmasının hukuki olarak imkanı yok"
Bugün yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararının ardından, tekrar dava açacaklarını söyleyen avukat Senih Özay, bölgedeki riske dikkat çekerek tepki gösterdi.
Danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararını hatırlatan Özay "Karar verildiği halde mahkeme kararına uyulmayarak inşaatlar yapıldı. O inşaatların yapılmasının hukuki açıdan imkanı yok. Yıkılması gereken yerler, ancak karara uyulmuyor. Dava hala Danıştay'dayken, demek ki Cumhurbaşkanı ikna edilmiş ki, bu alan genişletiliyor. Şehir Hastanesi'nin alanında genişletilmeye gidilecek olabilir ve Cumhurbaşkanı ikna edilmiş olabilir. Biz bu karara karşı yine 60 günü beklemeden dava açarız ancak daha önce açtık da ne oldu? İnşaatı mı durdurabildik, konutların yapılmasını iptal mi ettirebildik? Sorun Türkiye'de hukukun iflas etmesi, yargı kararlarına uyulmaması."
Söz konusu alanda geçmişte yaşanan sel felaketi nedeniyle can kayıplarının olduğunu hatırlatan avukat Özay, orman alanının korunması gerektiğinin altını çizdi. Özay "Daha önce 50-60 kişinin hayatını kaybettiği Karşıyaka sel felaketinin uzantısı burası. Buna rağmen deprem konutu inşaatını yaptılar. Hükümet Bayraklı depreminin ardından 'Ev yapmam, mağdurlara yardım etmem lazım' diyerek bu çalışmaya başlıyor. Bakın o ormanlık alanda başlayan inşaat izin hazırlanan raporlarda imzalar teknisyen imzası, mühendis değil. Bu sebeplerle dava açtık ve Danıştay yürütmeyi durdurdu.
Biz tekrar dava açacağız. Yine kazansak, yine karara uymayan bir hükümetle karşılayacağız. Davaları kazanıp duruyoruz. Yeniden de kazanabiliriz ancak buradaki sorun kararların uygulanmaması." diyerek tepki gösterdi.
TMMOB: Başka felakete zemin hazırlanacak
Kararla ilgili daha önce uyarı yapan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği İzmir İl Koordinasyon Kurulu, söz konusu alanın 1995 yılında meydana gelen sel felaketinin ardından ağaçlandırıldığına dikkat çekerek, “ Deprem gibi sel baskınının da önemli bir doğal afet olduğu göz ardı edilmemelidir. Ayrıca İzmir merkezinin yeşil alan ve orman bakımından sınırlı olanaklara sahip olduğu bilinen bir gerçektir. Buna karşın; yoğun emek ve milyonlarca lira para harcanarak yapılan çalışmalar sonucunda ortaya çıkarılan değer ile İzmir için hayati bir önem kazanan bu orman arazisinin depremzedelerin konut ihtiyacının karşılanması gibi hassas bir gerekçeye sığınılarak yeni bir rant alanı yaratılmasına asla izin verilmemelidir. Sel felaketi de deprem gibi insanları ve yaşam alanlarını tehdit eden önemli bir doğa olayıdır. Bu alandaki erozyon kontrolü çalışmalarının sel önleyici fonksiyonu görmezden gelinerek izin verilecek yapılaşma ile bir felaketin yaralarını sarmaya çalışılırken bir başka felakete zemin hazırlanacaktır” ifadelerini kullanmıştı.