SON MÜHÜR - AK Parti Adana 8. Olağan İl Kongresi'nde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, Suriye meselesi, İsrail Gazze savaşındaki son gelişmeler ve muhalefet hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde:
"Kongremizin, Adana'mızın geleceği için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. 2028'e çok daha farklı bir şekilde hazırlanarak Adana'mızı kurban etmeyeceğiz. Birileri kırmız kart göstermeye devam ediyor, varsın onlar ona devam etsin. Bunlar olsa olsa yan hakemlik görevi yaparlar. Benim 20 yıl futbolculuk hayatım var. Hayatımda hiç kırmızı kart görmedim ama bunlar bu işten anlamazlar. Öğrenecekler ve hangi kart nerede nasıl gösterilir, 22 yıldır biz götürüyoruz bu işi. Bu millet AK Partiye kırmızı kart göstermedi ama bunlar kırmızı karttan da kurtulamadı. Bu coğrafyadaki Yemen, Sarıkamış, Avşar ağıtları Adana’nın gönül iklimine, ruh derinliğine sahip olduğunun senetleri ve şahitleridir.
Adana’nın ırmakları Göksu, Seyhan, Ceyhan kökünü Türkistan’dan alan, sadece Çukurova’yı değil gönül coğrafyamızı sulayan ırmaklardır. Adana’nın yaylası sadece Toroslar değil Balkan Dağları, Kalkandelen, Kırım, Ahıska’dır. Adana yalnızca coğrafyadan da ibaret değildir. Bu şehrin her evladı aynı zamanda adananın kimliği, tapusu, vatan topraklarındaki bütün değerlerimizin mirasçısıdır. Her bir adanalı kardeşimin bu hissiyat ve şuurla çalıştığına yürekten inanıyorum. Bilhassa Adana Teşkilatımıza bir gerçeği hatırlatma fayda görüyorum. Bulunduğumuz her makam milletimizin bize bir emanetidir. Bu görevler bize ülkeye ve millete hizmet etmemiz için tevdi edilmiştir.
Hırsı ve kibri, senlik benlik kavgasını yanımıza yaklaştırmadan aşkla şehrimize, partimize ve davamıza hizmet etmektir. Bizim büyük hedeflerimiz var. Bunun için gerekirse benliğimizi, nefsimizi ayaklar altına alacağız. Bunun için gerekirse gecemizi gündüzümüze katacağız. Muhalefetin bizi çekmeye çalıştığı tuzaklara düşmeyecek, iş üretmeye ve hizmet etmeye, gönül siyasetiyle gönüller kazanmaya bakacağız.
Bizim bu millete sadece şükran borcumuz değil aynı zamanda can borcumuz da var. Bu borcu ödemenin tek yolu ise eksiklerimizi tamamlayıp güçlü yönlerimizi tahkim ederek partimizi daha da büyütmektir. Ülkemize daha çok eserler, milletimize daha çok hizmetler kazandırmaktır. Büyük kongremizin ardından bu doğrultuda bir seferberlik başlatarak seçimlerde en az yüzde 50 alma hedefimize odaklanacağız. Biz muhalefet gibi hiçbir vizyon ortaya koymadan, program geliştirmeden, projelere kafa yormadan siyaset yapamayız. Kart oyunlarıyla muhalefetçilik oynayanların içler acısı haline bakarak bu iş tamam diyemeyiz. Ne yapıyorsak emeğimizle, hak ederek kazanmalıyız. Suriye’de Baas rejiminin 61 yıllık zulüm düzeni ve 14. yılına giren kanlı savaş nihayet sona erdi. Suriyeli kardeşlerimiz özgürlükleri uğruna 1 milyon kişiyi kurban verdiler. Ama rejimin acımasız saldırılarına 14 yıl boyunca sabırla direnmekten vazgeçmediler.
İnsanlığımızın ve kardeşliğimizin sınandığı bu süreçte biz de inancımıza, kültürümüze, tarihimize yakışır bir politika izledik. 13 yıllık hasretin ardından misafirlerimiz de yurtlarına başları dik dönüyorlar. Biz, gönüllü olarak ülkelerine dönmek isteyen kardeşlerimize gereken kolaylığı gösteriyoruz ama kimseyi de buna zorlamıyoruz. Ülkedeki yeni yönetim tüm dini, mezhebi ve etnik kesimleri kucaklayan muktedir bir anlayış sergiliyor. Yeni yönetimin Suriye’nin siyasi ve coğrafi birliğini sağlama yönünde gösterdiği samimi gayreti takdirle izliyoruz. Suriye'yi 3 parçaya bölerek kolayca yutulacak lokmalar haline getirme projesi çökmüştür. Türkiye olarak Suriye’nin yaşadığı ağır yıkımları ve acıları süratle geride bırakarak yeniden bir bütün ve güçlü bir ülke haline gelmesi için her türlü desteği vereceğiz.
Suriye’den sonra Gazze’den de yüreklerimizdeki yangına su serpen müspet bir haber aldık. Bizim de yoğun gayret ve telkinlerimizle Filistin direniş hareketi ile İsrail arasında ateşkes için mutabakata varıldı. 15 ay sonra Gazze halkı bir nebze olsun rahat nefes alacak. İsrail hükümeti 467 gündür uyguladığı soykırıma ve katliama rağmen Gazzeli kardeşlerimizin direniş iradesini kıramamıştır. Son asrın en büyük soykırımlarından biri hem de 467 gün boyunca tüm dünyanın gözleri önünde yaşandı. Tüm bunlara rağmen Filistin halkı teslim olmadı. İsrail'in özellikle de Netenyahu'nun ateşkes ihlallerinde sicilinin epey kabarık olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu sefer buna izin verilmemelidir. Gazze’de tekrar eskiye dönülmemesi için herkes üzerine düşeni yapmalı, İsrail için sürekli baskı kurulmalıdır.
Türkiye olarak 467 gün boyunca Gazzeli kardeşlerimizi bir an olsun yalnız ve sahipsiz bırakmadıysak inşallah ateşkes döneminde de Gazze’nin kanayan yaralarını sarmak için tüm imkanlarımızı harekete geçireceğiz. Savaş ve insanlık suçu işleyenlerden tek tek hesap sorulması amacıyla verdiğimiz mücadele de artarak devam edecek. Buradan Gazzeli kardeşlerimizi ülkem, milletim ve teşkilatım adına bir kez daha selamlıyorum. İsrail bir işgal gücü olarak, bütün bu işgal güçleri karşısında topraklarını, şereflerini kahramanca savunan Gazze’nin yiğit evlatlarından şehit olanlara Allahtan rahmet diliyorum. Hem Suriye ihtilafında hem Gazze krizinde biz mazlumdan, mağdurdan, adaletten yana tavır aldık. Barının ya da emperyalist güçlerin ne dediğini değil, kendi inanç, kültür ve medeniyet kodlarımızı referans aldık. Bizim yerimiz mazlumun yanıdır dedik.
Biz gerek içerde gerek dışarıda çok boyutlu, çok kapsamlı, her aşaması hesaplanmış bir strateji yürütürken, ana muhalefetin durumunu sizde görüyorsunuz. Vizyon, proje, eser, ülkeye ve millete hizmet etmek gibi bir dertleri yok. Hadi bunları bir tarafa bıraktık biraz ciddiyet ve ağır başlılık arıyoruz ama bulamıyoruz. Gençlerin, çocukların adeta eğlencesi haline geldiler. Tabii bir de kendi içlerinde hiç eksik olmayan kavgaları var. Kim kimi hançerliyor kim kimin kuyusunu kazıyor belli değil. İş yapmak hizmet öğretmen yerine sürekli birilerine çelme takma peşindeler. Artık ayyuka çıkan yolsuzluk, hırsızlık, usulsüzlük vakalarını burada saymıyorum bile çünkü orası tam anlamıyla bir gayya kuyusudur. Deşildikçe, üzerine gidildikçe, kabuğu kazıldıkça altından daha beter daha utanç verici skandallar patlak veriyor.
Para kuleleri, şişirilmiş konser faturaları ve ihale yolsuzlukları dışında işte bizim eserimiz diye gösterebilecekleri hiçbir icraatları yok. Şimdi de çıkmışlar savaş ilanından söz ediyorlar. Bir de biz bilmiyoruz sen nasıl biliyorsun diyorlar. Sayın Özele buradan soruyorum. Sen neyi biliyorsun da bunları bileceksin. Beşiktaş belediyesini mi takip ediyorsun. Oralarda olan son gelişmelerden haberin yoksa sen artık görevi bırak. Mahkemeleri suçlayacağına CHP’yi zehirli bir sarmaşık gibi saran bu soygun düzeniyle mücadele etsene. Sayın Özgür Özel'e tavsiyem şudur, siz gidin kart oyunu oynayın, poker masalarında kart dağıtın, kırmızı kartlarla puzzle yapın. Onlarla oynayın."