Şair, Yazar, Yönetmen Haluk Işık, Son Mühür TV’de yayınlanan Sıcak Bakış programında Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı.

Genco Erkal ve Kenan Işık’ın art arda hayatını kaybetmesi üzerine üzüntüsünü dile getiren Işık; “Onlarla aynı meslekten olmanın, tanışmanın onurunu yaşıyorum…

3. Kestival Erdek'te sona erdi 3. Kestival Erdek'te sona erdi

Genco Erkal ve Kenan Işık’ın art arda hayatını kaybetmesi üzerine üzüntüsünü dile getiren Işık; “Onlarla aynı meslekten olmanın, tanışmanın onurunu yaşıyorum… Keşke daha çok biriktirseydim diyorum, daha çok fırsatım olsaydı… Ama dediğim gibi, bir yandan üzülürken, bir yandan onur duyuyorum. Çünkü böylesi insanlar her topluma nasip olmaz” diye konuştu. 

“Böyle insanlar her topluma nasip olmaz”

“Böyle insanlar her topluma nasip olmaz”

Genco Erkal ve Kenan Işık’ın art arda hayatını kaybetmesi üzerine üzüntüsünü dile getiren Işık; “Doğum, yaşamın bir mucizesi. Ölüm, yaşamın kaçınılmaz gerçeği. Elbette hepimiz gideceğiz, hepimiz bir gün bu dünyaya hoşça kal diyeceğiz. Hoşça kal derken Nazım'ın deyişiyle, hoşça kal dünya, merhaba kainat diyebileceğimiz, arkamızdan güzel işlerimizle, güzel duruşlarımızla, sözümüzle, ürünlerimizle ancak bir kere yaşayacağımız bu ömrü hak etmek gerekiyor. Onlarla aynı meslekten olmanın tanışmanın onurunu yaşıyorum… İşte keşke daha çok biriktirseydim diyorum, daha çok fırsatım olsaydı… Ama dediğim gibi, bir yandan üzülürken, bir yandan onur duyuyorum. Daha doğrusu onur duymamız gerektiğini düşünüyorum. Çünkü böylesi insanlar her topluma nasip olmaz” diye konuştu. 

“Onların nefesini sahnede duyduğumuz için şanslıyız”

“Onların nefesini sahnede duyduğumuz için şanslıyız”

Işık; “Toplumun, devletin, sanat dünyasının, bireysel ve toplumsal algı ve bilgimizin bu kuşaklar arası doğal geçişleri ve birbirine bağlantıyı nasıl sağladığı ya da sağlamadığıdır ki; bence konuşulması gereken asıl meselelerden bir tanesi de bu. Yani eğer biz bu kuşağı yitirirken; kuşkusuz kitaplarımız onlarla dolu, sahnelerimiz onlarla dolu. Belliğimiz onlarla dolu. Ama bu doluluk oranının genel toplumda yüzde kaça tekabül ettiğini de düşünmek zorundayız. Ve bu sadece ve sadece Kenan Işık'ın, Genco Erkal'ın ve yitirdiğimiz nice değerli insanın sorunu değil. Bu bizim sorunumuz olmalı. Ne güzel, ne şanslı bir kuşağız, toplumuz ki onlarla tanışma şansımız ya da onları izleme şansımız oldu. Onlar bizim eski ustalarımızı andığımız gibi olacaklar. Biz onlarla beraber yaşadık. Onun nefesini sahneden duyduk. Dostluğuyla hemhal olduk. Yapıtlarıyla büyüdük. Kendimizi geliştirmeye ve insan etmeye çalıştık deme onurumuz var. Genco Erkal yaşamının bir kısmını da yani tiyatro uğraşının bir kısmını da Nazım Hikmet ve Can Yücel başta olmak üzere birkaç şairle bütünleştirmiştir. Genco abinin o konuda çok büyük emeği vardır. Hatta öyle vardır ki, bugün kolay kolay, ben mesela Nazım Hikmet'in yaşamını oyunlaştırmış bir insanım. Ama şu var ki, karşımda Genco Erkal gibi bunun şahikasını yaratmış bir usta var. Ve onun yanında ben de Nazım'la ilgili bir iş yaptım demek pek kolay olmuyor. Genco abiyle İzmir'e gelişlerinde ya da İstanbul'da birkaç kere bir araya geldik. Bana oyun yazmaktan asla vazgeçme demişti. Ama bunu yaparken de yüzümü, gözümü, kulaklarımı, beş duyunu, neyse kaç tane duyumuz varsa hiçbirini hayattan bağımsız tutma dedi. Genco Erkal, bizim geleneksel Türk tiyatrosundaki meddah dışında, Türkiye'de batılı anlamda tek kişilik oyunun ilk örneğini veren insan. Öylesine bütünleşmiş ve olağanüstü oynamış ki onu yeniden sahneye koymak, Nazım'ı oyunlaştırmak gibi çok zor bir olay, ya da oynamak gibi. Ayşegül Yüksel Hoca'nın Genco Abi'ye anlatan kitabı vardır. Mutlaka okumasını da isterim. Genco abi oyunculuk mezunu değildir aslında. Psikoloji bölümü mezunudur. Yani o tip psikolojik rolleri, bu kadar güzel oynaması ya da insanın çözümlemesi, toplumun çözümlemesinde bu şeyin büyük bir payı vardır. Epik tiyatroyla tanıştırıyor. Daha sonra tek kişilik oyun, sonra politik kabere gibi. Yani değişik birçok şey” ifadelerini kullandı.

“Bu insanları yaşarken onurlandıralım”

Işık; “Kenan Işık, müthiş bir entellektüeldi. Oyuncu, yazar, gazeteci, köşe yazarlığı, unutulmaz oyunlarda sergilediği muhteşem oyunculuğu… Tanışmayanlar, izlemeyenler için çok büyük şanssızlık. Çok hoş ve zarif bir insandı. Yaşarken gömmeyelim böyle insanları, bu insanları yaşarken onurlandıralım. Bizim öldükten sonra aklımız başımıza geliyor. Yeni Kenan Işık’lar, Afife Jale’ler, Muhsin Ertuğrul’lar,  Genco Erkal’ların yetişmesi için neler yapabiliriz? Bunun için kaygı duyarsak toplum olarak ilgililerde bunu ciddiye alırlar” dedi. 

İzmir’de ‘Sanat’  tartışması

İzmir’de ‘Sanat’  tartışması

İzmir’de yürütülen ‘sanat’ tartışmasına değinen Işık; “Bürokrasinin sanatla ve sanatçıyla, sanatçının da bu işi nerede yaptığına dair bilgi eksikliğini, tavır eksikliğini tamamlaması gerekiyor. Bu bir nöbet değişimidir. Muhsin Ertuğrul kurdu Devlet Tiyatrosu’nu, bugüne kadar kaçıncı genel müdür bilmiyorum. Sanat için taş taşıyan, su taşıyan herkes çok değerlidir. Bu değerlilik sadece sanat emekçisi için değil buna o koşulları sağlayanlar için de geçerlidir. Biz her zinciri kavga dövüş ile birikimlerimizi duruşumuzu tartışmalı hale getirerek, itişmeden beslenenlerin ağzına sakız vererek yapmamalıyız. Biz bunu çok daha güzel şekilde halledebiliriz. Hep mi karşı taraf suçlu? Acaba biz ne yapıyoruz? Neden kişisel, kurumsal erozyona neden olacak yerlere taşıyoruz? Biraz zamanla, karşı tarafı da dinleyerek, anlayışla halledilmeyecek meseleler değil bunlar” diye konuştu.

Muhabir: Ayşegül Koç