İzmir, son yılların en kurak dönemini yaşıyor. Ege Bölgesi'nde 1 Ekim ile 28 Şubat arasındaki yağış miktarı, uzun yıllar ortalamasının oldukça altında kaldı. Bu dönemde metrekareye sadece 269,6 kilogram yağış düşerken, bir önceki yıl aynı dönemde bu miktar 336,8 kilogramdı. Uzun yıllar ortalamasının ise 373,4 kilogram olduğu göz önüne alındığında, yağışlar yüzde 28 oranında azalmış durumda. Bu kuraklık, İzmir’in su kaynaklarını olumsuz etkiliyor.

Tahtalı Barajı’ndaki seviye düşüşte!

İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin (İZSU) 22 Mart tarihli verilerine göre, kentin en önemli içme suyu kaynaklarından olan Tahtalı Barajı’ndaki doluluk oranı ciddi bir şekilde azaldı. Normalde şehre içme suyu sağlayan barajlardan yaklaşık yarısı Tahtalı’dan temin ediliyorken, bu barajın doluluk oranı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 32’den yüzde 15’e geriledi.

Izmir Barajlarındaki Içme Suyu Azalan İzmir Yer Altı Kaynaklarına Yöneld

Diğer barajlarda da benzer bir düşüş yaşandı. Balçova Barajı’ndaki doluluk oranı yüzde 75’ten yüzde 37’ye, Güzelhisar’daki oran ise yüzde 88’den yüzde 68’e indi. Alaçatı Kutlu Aktaş ve Ürkmez barajlarında da doluluk oranları sırasıyla yüzde 46’dan yüzde 17’ye ve yüzde 44’ten yüzde 27’ye düştü.

Tahtalı Barajı kullanılamaz!

Barajlardaki su seviyelerindeki bu azalma, İzmir’de su ihtiyacının büyük bir kısmının yeraltı sularından sağlanmasına yol açtı. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) Uluslararası Su Kaynakları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alper Baba, Tahtalı Barajı’nın kritik önem taşıdığını belirterek, bu barajın su seviyesinin yüzde 15’e kadar düşmesinin endişe verici olduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Baba, barajdaki su seviyesinin daha da azalması durumunda, barajın su temini için kullanılamaz hale gelebileceğini vurguladı. “Tahtalı Barajı’ndaki su seviyesi yüzde 10 seviyelerine düşerse, bu noktada barajın ölü hacmi devreye girer ve kullanılmaz.” dedi.

Barajlarındaki Içme Suyu Azalan İzmir Yer Altı Kaynaklarına Yöneldiizmir

Yerel yönetimin çabası

İzmir, bu süreçte su ihtiyacının yaklaşık yüzde 70-80'ini yeraltı kaynaklarından karşılıyor. Ancak yeraltı su kaynaklarının aşırı kullanımı, kıyı bölgelerde tuzlanma sorunlarını artırmış durumda. Prof. Dr. Alper Baba, yeraltı su kaynaklarının iyi korunması gerektiğine dikkat çekerek, bu kaynakların kirletilmeden beslenmesi ve doğru şekilde yönetilmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, son dönemde yerel yönetimlerin su sıkıntısına çözüm bulma noktasında ekstra çabalar sarf ettiğini ifade etti.

Yeraltı su kaynaklarının, şehirdeki su ihtiyacını karşılamak için kritik rol oynadığını belirten Prof. Dr. Baba, bu kaynakların korunmasına yönelik önemli tedbirler alınması gerektiğini söyledi. İzmir’deki yeraltı su seviyeleri, su temininde yaşanabilecek aksaklıkların önüne geçmek için dikkatle izleniyor. Eğer barajlardaki seviyeler daha da düşerse, su kesintileri ve kısıtlamaları ile ilgili sorunlar yaşanabileceği öngörülüyor.

Kaynak: AA