Ülkemizin topyekün en önemli üstünde hassasiyetle durması gereken bir durum kentsel dönüşüm mü yoksa onun adı kentsel bölüşüm mü onu konuşalım. Özellikle büyük şehirlerimizde ki Istanbul en acil bu dönüşümü gerçekleştirmeli... 

Ancak dönüşüme herkes tamam dese de bölüşüm kısmı biraz adil değil. Hem evinizi verecekseniz tamam vaatler arasında daha konforlu daha pahalı bir eviniz olacaksa aradaki farkı anlarım ama 3+1 eviniz var onu teslim ederken 2+1 e düşürmek neyin dönüşümü basbaya bölüşümü işte. Depreme dayanıklı olsun diye küçük yaptık demeyin çok gülünç oluyor. Çünkü Müteahhit 10 katlı ve her biri 3+1 daireli binayı yıkıyor size 2+1 daire veriyor ama o binayı 15 daireli yapıyor. Şimdi sorsanız biz taş mı yiyelim masraflar var diyecekler.

Eee o zaman herkes zaten birleşip bir müteahhitle anlaşıp bunu yaptırabilir ki, tıpkı binası kendine ait olanların müteahhite arsasını kat karşılığı verdiği gibi. Orada işimize de gelirdi bilirsiniz. Şimdi tek dairesi olan da en azından dairesinin metrekaresinden feragat etmeden bu işi çözebilir. Ancak kentsel dönüşümünde elbette birlikte hareket edilirse faydaları var başta düzenli binalar ve çevre. Bir düzen içinde olması elbette hepimizin temennisi ancak süreç şimdiye kadar kentsel dönüşüme girenler de gerçekten ne kadar sancılı bir süreç onu da göz ardı etmemek gerek.  Allah kimseyi evsiz yurtsuz barksız etmesin gerçekten zor ve gerçek kentsel dönüşüm ivedi olarak gerekli. Depremler gibi tüm doğal felaketlerin tedbirini almak gerek. Kentsel dönüşüme evet ama Kentsel bölüşüme hayır. 


Plan ve projelerde güzel gibi gözükse de sizi asla mağdur etmemeli. Bol yeşillik alan ne güzel geliyor değil mi kulağa? Ancak mağduriyet yaşatmamalı.  Çevreyi düzenli bir şekilde topyekün değiştirmek en doğrusu ancak hak hukuk ve adalet çerçevesi içinde olmalı. Bir apartmanda herkesin rızası alınmalı, sonuçta binaya mantolama yapılmayacak.  Şimdi bunlar için elde proje varsa en iyi firma bu işlere el atsa üç yıl rahat sürer. İmza aşaması kabullenme zaten en çok zamanı alan bölüm. Apartmanca birlikte hareket ederek sadece yöneticiye yıkarak değil beraber gidip anlayarak imza atılması işin en doğrusu. Kentsel dönüşüm için üç yıl belki makul bir süre ama bizlerin ve binaların o kadar tahammülü var mı onu da düşünmek gerek.

Diyarbakır’a Bengü konseri sunumuna gitmiştim uçakla. Havaalanına yaklaştığımız da camdan dışarı baktığımda binalar sanki oyuncak gibi güzel bir düzende yerleştirilmiş gibiydi. Bir düzen bir nizam vardı.
Neden her yer öyle olmasın. Hep aşırı deprem olan ülkelerin deprem anındaki videolarını gördüğümde bizde niye böyle olmasın diyor insan.  Yok alttan yaylı süspansiyonlu, yok raylı gibi bir çok sistem ile açıklanır.  Nasıl ki yeni otomobillerde bazı özellikler güvenlik açısından zorunlu tutuldu, binalarda da sadece yeni olması yetmemeli. 

Asıl Kentsel dönüşüm bu olur işte. Tabii ki her şey güç meselesi ayakkabı köselesi demiyoruz bizde ancak rant sağlayarak değil bölüşerek de değil yerinde adil dönüşerek olmalı. Büyükşehirlerde farkında mısınız ne kadar çok yüksek binalar bir kaç ay içinde yükseldi? Ve özelliklerine baktığınızda sadece inşaatında iri iri demirler değil raylı ya da yaylı sistemlerle o koca koca binalar güvence altına alındı.  Parası olan, zengin olan yaşasın diğerleri Allah’a emanet. İzmir'de o kadar çok bina yapıldı ki hala da yapılıyor belki görünüşde biraz ürkütücü gelse de şehirleşme noktasındaki o görselliği güzel tamamlıyor. Tabii ki yanında yapılaşmamış eski binalar da sırıtmıyor değil. İşte bu yüzden ortak akılla hareket edilmeli. Zamanında bunu yapmayan koca caddelerde şimdi otopark sorunları en büyük sorunlardan biri. Koskoca Mithatpaşa Caddesi'nde denize bakan kısımdaki boşluk da olmasa vay haline ama her yer bu kadar şanslı değil.

Bu yüzden zaten adı Kentsel dönüşüm... 

İnsan hayatından tutun çevresel  faktörlere  kadar çok büyük bir dönüşüm olmalı. Olmalı ki adı sadece deprem kalmalı. Yıkıcılığını yitirmeli insanlar canlı canlı o betonlar arasında kalmamalı. Ateş düştüğü yeri yakar tamam elbette hepimiz üzülüp ortak yardımlaştık acılarına ortak olduk ama o kadar. Sevdiklerini evini yurdunu kaybedenlerin son hali ne içleri ciğerleri ne alemde bilen yok. Tekrarı olmaması o acıların ve felaketlerin yaşanmaması için çok acil hemde çok acilen dönüşüme geçilmeli.  Depremin kaç saniye sürdüğünü biliyoruz. İşte zamanın kıymeti bu kadar önemli.

Yerinde ve adaletli rant için değil adilce yaşam için; Lütfen Kentsel Dönüşüm, Kentsel Bölüşüm değil. Vesselam….