Bu yıl İzmir'e sonbahar aylarında beklenenin altında yağış olunca umudumuz kışa kaldı. Ancak Aralık ayında da şimdilik yağışlar barajlara hiç etki edemedi. Toprak suya doymadı ve böyle giderse ciddi sorunlar bekliyor hepimizi. Yine de kış ayından umutluyuz. Tahtalı Barajı'nda doluluk oranı %11.19'a kadar düştü. Yağan yağmurlar baraja hiçbir etkide bulunmuyor. Geçen yıl bu zamanlarda aynı doluluk oranı %48.10'du. Hafta sonu yaklaşık 20 kg  yağış almamıza rağmen, hatta silgeçlerin bile yetişemediği bir durumda nasıl oluyor da barajlar dolmuyor? Akıllarda türlü türlü sorular var. Acaba barajlarda sızıntılar olabilir mi? Tahtalı'yı besleyen dere yataklara ne olmuş? Asıl yağışlar Çeşme tarafından geliyor ve yağışları bizden çok Yunanistan alıyor ve biz maalesef nasiplenemiyoruz.  Yaklaşık 4.5 milyonluk nüfusun içme suyunu elbette bir baraja bağlamamak gerek.  Türkiye’nin en pahalı suyunu içiyoruz. Maliyetlerin yüksek olduğu söyleniyor ancak gidişat biraz yağmurlara biraz da bizlere düşüyor.

Su tasarrufu şart oldu 

Geçmişte su sorunları olduğunda herkes üzerine düşeni yapmıştı. Evin önünde aracınızı yıkamayın, balkonunuzda halı yıkamayın. Çeşmeden suyu boşa akıtmayın. Çamaşır ve bulaşık makinesini tam yükte kullanın. Daha kısa duş alın. Diş fırçalarken suyu kapatın. Sebze ve meyveleri akan suda yıkamayın. Dolu bir su kabının içinde yıkayın. Su tasarrufu yağmurlar olsa da şart. Benim önlemimle ne değişir demeden her bir damlasına bile önem vermeliyiz. Nasıl ki susuz bir hayat imkansız, o halde beklenti içinde olmadan herkesin vazifeli bir görevli gibi bu konuda hassasiyetini göstermesi gerekiyor. Bu aralar % 30 zam konuşuluyor. Bunu da önlemek yine elimizde.  Bazen elindekinin kiymetini de bilmek gerekiyor. Bir giydiğimiz kıyafeti ter kokmuyor ve kirlenmediyse sadece bir kez giydik diye yıkamaya da atmamak gerekiyor.  Yağmurlar kadar aslında kar yağışı da barajlar için büyük önem arzediyor. Ama İzmir'e en son ne zaman kar yağdı diye sorsak hatırlayan var mı? Küçük çaptakileri saymazsak İzmir'in merkezine 1993 yılında kar yağmıştı. O dönem gazetelerde de kar topu oynayarak kışın tadı çıkarıldığı konuşuluyordu.  Aslında İzmir denizin dibinde olsa da denize girmek için 70-80 km yol yapmanız gerekiyorsa aynı şekilde kar görmek için de hemen hemen aynı yolu almak gerekiyor. Ya Spil'e ya da Ödemiş’e Bozdağ'a gidiyoruz. 

İZMİR'E KAR GELECEK Mİ? 

Bu yıl son 60 yılın en çetin kışı olacak deniyor.  La Nina etkisini göstereceği söyleniyor. Yaz ayı aşırı sıcak geçtiği dönemlerde kışların böyle çetin geçeceği hep bilinirdi ancak bu yıl kış hem daha erken başladı hem de bu filmin sadece fragmanıydı. Uzmanlar Aralık ayının son haftası ve Ocak ayının ilk haftasını işaret ediyor. Yoğun kar yağışı bekleniyor. Peki böyle kardan bahsederken İzmir'e de kar yağar mı? Hani kara doyduk dermiyiz acaba?  Bu yıl kar yok ama 2025 yılının Ocak ve Şubat aylarında İzmir de aşırı soğuk olacak ve şimdiden kestirmek mümkün olmasa da böylesi bir durumda İzmir kardan nasibini alabilir. Karın yağması yeraltı su kaynaklarımız içinde çok etkili olacak.  2025 yılının yaz aylarına susuz ve kurak girmemek için herkes üzerine düşeni yapmalı... Hadi şimdi öğrenme zamanı... "Kardan adam nasıl yapılır?", "Kartopu nasıl oynanır?"