Özellikle hafif düzeyde zihinsel engelli gençlerin dışlanması ve otistik bireyler için daha önce yaşanan kurs sıkıntılarının ardından, bu durum, engelli bireylerin hayat boyu öğrenme haklarına yönelik ciddi bir ihlal olarak değerlendiriliyor. Engelli bireyler ve sivil toplum örgütleri, MEB’in son kararını ayrımcı ve kabul edilemez olarak nitelendirirken bu uygulamanın ivedilikle düzeltilmesini talep etti.
Eylül ayında kurslar açılmadı, otistik bireyler zor durumda kaldı
Eylül ayında, MEB'in kursları açmaması nedeniyle otizmli bireyler ve aileleri büyük bir mağduriyet yaşadı. Otistik bireylerin eğitimine yönelik açılması planlanan kursların, tasarruf tedbirleri ve öğretici görevlendirmeleri kısıtlaması gibi nedenlerle iptal edilmesi, bu bireylerin sosyal hayattan uzaklaşmasına yol açtı. Yalnızca aileler için değil, engelli bireyler için de büyük bir hayal kırıklığına yol açan bu durum, engelli bireylerin haklarının ihlali olarak yorumlandı.
Otizm alanındaki sivil toplum kuruluşlarının çabaları sonucu, geçen hafta otizmli bireyler için kurslar yeniden açılmıştı. Ancak, Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan yeni eğitim modülünde, bu sefer hafif düzeyde zihinsel engelli bireylerin adı kurs listelerinden kaldırıldı. Bu değişiklik, zihinsel engelli bireylerin sosyal hayata katılımını engelleyen ciddi bir adım olarak görülüyor.
Hafif zihinsel engellilere yönelik modülün kaldırılması tepki çekti
Karşıyaka Akademi Zihinsel Engelliler Derneği (KAZED) Başkanı Tülin Topuzoğlu, yaşanan durumu "hak kaybı" olarak tanımlayarak, MEB'in alınan kararının zihinsel engelli bireylerin hayat boyu öğrenme haklarını ihlal ettiğini vurguladı. KAZED, İŞKUR destekli programları hayata geçirebilmek için Halk Eğitim Müdürlüğü ile birlikte yürütmekte olduğu projede, hafif düzeyde zihinsel engelliler için hazırlanan "Mum Oymacılığı" gibi kurs modüllerinin son dakika değişikliğiyle iptal edilmesinin, engelli bireyler için büyük bir mağduriyet yarattığını belirtti.
Tülin Topuzoğlu, “Gençlerimizin sosyal ve ekonomik yaşama katılmaları için fırsat sağlayan bu kurslar, şimdi mevcut modülden çıkarılmıştır. Bu, çok açık bir şekilde engelli bireylere yönelik ayrımcılıktır. Bu karar, bir yandan devletin ve bakanlığın kapsayıcılık ilkesine zarar verirken, diğer taraftan engelli bireylerin haklarını gasp etmektedir.” diye konuştu.
KAZED'in hak arama mücadelesi ve Kamu Denetçiliği Kurumu’na başvuru
KAZED, bu hak kaybını telafi etmek için çeşitli yasal başvurular yaparken, aynı zamanda Kamu Denetçiliği Kurumu’na (KDK) başvuruda bulundu. Dernek, dilekçesinde MEB’in zihinsel engelli bireyler için açılan kursları iptal etmesinin, bu bireylerin sosyal ve ekonomik hayata katılım haklarını ihlal ettiğini belirtti.
“Milli Eğitim Bakanlığı, engelli bireyler için sunulan bu kursların kaldırılmasıyla, sadece eğitim haklarını değil, aynı zamanda yaşamın diğer alanlarına katılma haklarını da engellemektedir.” şeklinde bir açıklama yapan KAZED, bu kararın sadece bir grup engelli bireyi değil, tüm engelli topluluğunu olumsuz etkilediğini vurguladı.
Bir ayrımcılık olarak nitelendirilen uygulama
KEDİ-Kabul, Eşitlik, Dahil Olma, İstihdam- Otizm Derneği Başkanı Serap Dikmen Ahmetoğlu da konuya ilişkin açıklamalarda bulundu. Ahmetoğlu, “Otizmli bireylerin hakları savunulurken, kursların ertelenmesi ve engelli bireylerin dışlanması, BM Engelli Bireylerin Hakları Sözleşmesi’ne aykırıdır. Ancak son güncellemeyle birlikte, hafif düzeyde zihinsel engellilerin kurslardan dışlanması, açıkça ayrımcı bir davranıştır ve asla kabul edilemez.” dedi.
Ahmetoğlu, engelli bireylerin eğitimi ve istihdamı konusunda kaydedilen ilerlemelerin çok geriye gittiğini, MEB’in bu kararının ciddi mağduriyetlere yol açtığını belirtti. Özellikle hafif zihinsel engelli bireylerin sosyal yaşama katılımını engelleyen bu uygulamanın, sadece bir eğitim fırsatını değil, aynı zamanda bu bireylerin psikolojik iyilik hallerini de olumsuz etkileyebileceğini ifade etti.
Toplumun her kesiminden tepkiler yağdı
Engelli bireylerin eğitimine yönelik bu düzenleme, geniş bir toplumsal kesimden tepki aldı. Sivil toplum kuruluşlarının ve ailelerin yanı sıra, akademik çevrelerden de ciddi eleştiriler yükseldi. Uzmanlar, bu tür ayrımcı düzenlemelerin sadece engelli bireylerin fırsat eşitliğini değil, aynı zamanda toplumun genel refah seviyesini olumsuz etkileyebileceğini belirtiyor.