MİT’in resmi internet sitesinde yayımlanan belgeler, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş dönemi ve o zamanki siyasi atmosfer hakkında detaylı bir inceleme sundu. Toplamda 17 belgeden oluşan koleksiyon, MİT’in özel koleksiyonu kapsamında, ilk kez kamuoyuyla buluşturulmuş oldu.
Belgelerin içeriği ilgi çekici
Yayımlanan belgelerin en eskisi, 1920 tarihli ve dönemin istihbarat çalışmalarına dair önemli bilgiler sunuyor. Belgelerde, Adana ve Mersin'de faaliyet gösteren yabancıların, özellikle konsolosluklar ve maske kuruluşlar aracılığıyla yürüttüğü faaliyetler detaylandırılmış. Bu bağlamda, Milli Emniyet Hizmeti Riyaseti (MAH) tarafından toplanan bilgiler, dönemin iç ve dış tehditlerine dair güçlü bir analiz sunuyor.
Özellikle 1921 yılına ait belgeler dikkat çekiyor. Bunlar arasında, "Karakol Cemiyeti"ne sızarak bu yapının kapanmasında rol oynayan Hint asıllı İngiliz casusu Mustafa Sagir hakkında detaylı bir rapor bulunuyor. Bu rapor, Osmanlıca yazılmış orijinal haliyle de yayınlanarak, dönemin casusluk faaliyetlerinin ne denli karmaşık olduğunu gözler önüne seriyor. Sagir’in Kemalistlerle olan ilişkileri ve nihayetinde kimliğinin deşifre edilmesi, o dönemdeki istihbarat çalışmalarının zorluklarını yansıtıyor.
Önemli istihbarat raporları mevcut
Yayımlanan belgeler arasında, "Rebeka" kod adıyla bilinen Dilber Cavidan’a dair 1921 tarihli, "çift hilal" simgesiyle damgalı bir rapor da bulunuyor. Bu rapor, söz konusu kadın casusun yürüttüğü faaliyetlerin aciliyetine vurgu yapıyor. Ayrıca, Mart 1921'de Genelkurmay Başkanlığı'na gönderilen "Yavuz Grubu" mühürlü belge ve Felah Grubu’na dair 1922 tarihli istihbari yazılar, MAH’ın askeri istihbarat alanındaki etkinliğini gösteriyor.
Bir diğer dikkat çeken belge, 1926 tarihli bir kararname. Bu belgede, MAH'a bağlı Kurmay Albay Şükrü Ali Bey’in tayin edildiği, bu kararın başvekil İsmet İnönü ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün imzalarıyla onaylandığı bilgisi yer alıyor. Bu tür belgeler, MİT’in nasıl bir yapı ve organizasyon içinde çalıştığını anlamak açısından büyük önem taşıyor.
Uluslararası gelişmeler ve iç politika
MİT’in yayımladığı belgeler, Türkiye’nin uluslararası ilişkileri hakkında da önemli bilgiler sağlıyor. Örneğin, 1927’de Ankara Merkezi Bölge Amirliği’nden MAH’a gönderilen gizlilik dereceli bir faaliyet raporu, dönemin istihbarat anlayışının ne kadar gelişmiş olduğunu gösteriyor. Bunun yanı sıra, 1935’te Halide Edip Adıvar’ın Türkiye’ye gelişi ve bu konuda yapılan istihbari bilgi talepleri, dönemin siyasi atmosferine dair ilginç veriler sunuyor. MAH Reis Vekili Naci Perkel’in bu talebe verdiği yanıt, "Biz casus takip ediyoruz. Rauf, Halide olsa olsa rejime karşı olabilirler." ifadesiyle, o dönemdeki iç güvenlik endişelerini yansıtıyor.
Bununla birlikte, 1938'de Hatay'ın anavatana katılması sürecine ilişkin istihbari raporlar da mevcut. Fransızların, özellikle Tunus, Cezayir ve Fas üzerindeki önceliklerinin yanı sıra, gerekirse İskenderun'dan çekilebilecekleri yönündeki bilgiler, Türkiye’nin dış politikasındaki dengeleri anlamak açısından kritik önem taşıyor.
Alman Propaganda Bakanı ve istihbarat faaliyetleri
Dikkati çeken diğer bir belge ise, 1939’da İkinci Dünya Savaşı öncesinde Türkiye’ye gelen Alman Propaganda Bakanı Joseph Goebbels hakkında düzenlenen rapor. MAH’ın, Goebbels’e yaklaşan bir memur aracılığıyla elde ettiği bilgiler, dönemin istihbarat çalışmaları için örnek teşkil ediyor. Raporda, "Alman Propaganda Nazırı Goebbels'in İstanbul'a gelmesi münasebetiyle memurlarımızdan Turan'a vazife verilmiştir." ifadesi, MİT’in uluslararası gelişmelere ne denli dikkatli yaklaştığını gösteriyor.