Merhaba sevgili okurlarım ...
Ülkemizin doğum gününü kutlayarak, "bölünmez bütünlüğün, inancın gücü"nün tartışmasız örneğini sergileyen tüm atalarımıza sonsuz teşekkür, minnet ve rahmetle başlamak istiyorum.
Bugün yazacaklarım hem ülkemizin ilerletilmiş haritası, hem de tüm zamanlarda bilincine varmadığımız takdirde, arkaik kayıtlar olarak "döngüsel" olarak yaşayacaktır. Daha önce yazdığım bir aforizmamda "Tarih tekerrürden değil, hatalardan ders alınmamış tekrarlardan ibarettir." Sözümü anımsatmak isterim.
Eski bir Çin atasözü refah yaşamakla ilgili ( ilerleyen süreçlerde bunların hepsinin Türk Bilgeliği olduğu açığa çıkacak) der ki;
"Bir yıllık refah istiyorsan, tahıl,
On yıllık refah istiyorsan ağaç,
Yüz yıllık refah istiyorsan insan yetiştir."
Bu sözlerin doğruluğundan yola çıkarak, doksan sekiz yıl önce refah bir toplum yetiştirmek üzere atılan tohumların, yeşermek üzere bir kaç yılı olduğu müjdesini vermek isterim.
Bambu Ağacı...
"Ne diyor bu kadın, anlatmaya çalıştığı hiç bir şey şu anda görünür değil" diyorsanız, yine Çin'de yetişen bir ağaçtan, yıllarca toprağın altında gizlenen ve bir türlü görünmeyen bambu ağacının hikayesini bir kez daha araştırarak farkındalık oluşturmanızı arzu ediyorum. Çin'den çok bahsettim değil mi ? Çünkü öngörülerim arasında burada açılacak, tüm kainatı ve Türk soyunu etkileyecek öngörülerim de var.
Bugüne kadar neredeyse her milletin Yunan, Roma, Çin, Anglo Sakson, Kelt, Norm, Mısır ... v.d mitolojileri taranmış, karakterize edilmiş, astrolojileri okunmuş, hayatın ve gerçekliğin içlerine nakşedilmiş durumdadır. Dünya'da en büyük coğrafyaya yayılmış olması ve yukarıda bahsedilen ırklarında soy bilgilerindeki arkaik olan; yalnızca Türk Mitoloji'si ve Türk Astroloji'si henüz istendiği gibi okunmamış ve Çin'de piramitlerin içinde gizli bulunan bu bilgilerin bir şekilde arkeolojik buluntular ve ispatları ile tarihsel mizansenleri yıkacak, "düşünce dünyasına" yani, felsefe, arkeoloji ve filoloji (sembol okumalar bütünü ) ve dolayısı ile diğer tüm bilimlere çığır açtıracak; açığa çıkacak bu bilgiler, Türk Piramitleri'nde gizlenmiştir.
Astroloji niçin önemlidir ?
Astroloji; gezegen, yıldız ve astroidlerin hareketlerinin insan bilincindeki ilk tanımları, ifade edişleri, sembolleştirmeleri, inanışları dolayısı ile "bilginin arkesi semboldür" aforizmamda anlattığım, sembolik okunuşlarıdır. Hem kainatla ilgili bilgileri aktarır, hem de insan bilincinin evrimleşme sürecini, dolayısı ile ruhsal gelişme süreçlerini anlatır. Bu sebeple tüm bilimlerin atasıdır. Astronomi, gökyüzü hakkında veri, ölçümler verirken; Astroloji bunların hepsini tıpkı Kur'andaki ilk vahiy gibi OKUr. Yani şerh eder, yorumlar. Bununla ilgili hepinizin anlayacağı bir örnek vermek istiyorum. Geçtiğimiz aylarda Dünya geçici kültür mirası listesine giren, Diyarbakır'da Zerzevan Kalesi altında bulunan Mithras Tapınağı üzerindeki semboller astronomiktir, fakat bu sembolizmaların anlamlarını, zamanlarını, sebep - sonuç ilişkilerini, ritüellerini okuyabilen, anlamlarını çözebilen Astroloji'dir. Tüm dünyanın bir anda ilgisini çeken, gizemli tapınak, dolayısı ile oradaki semboller astronomik değil, astrolojiktir. Mitoloji, Karma - Ezoterik - Okült Astroloji ve simya bilgileri olanlar, oradaki sembolleri, ritüelleri, zaman ve amaçları rahatlıkla okurlar.
Aradaki farkı anlatabildiğime inanıyorum.
Miitoloji ve Astroloji'deki anlamlar, okumalar çözüldükçe, insan bilinci de eş orantılı olarak yükselmektedir. Bastırılmış olan bilinçdışı kayıtlarımız (Freud'un tezidir. Şahsi fikrim, bastırılmış olan bilincimizdir ),"göksel dna yazılımları" olarak isim anneliği yaptığım bir kelâm ile tanımlanabilir ki; (Astrogen ve AstroDNA olarak kollektife aktardığım bilgilerde detaylı olarak anlatırım.) Bu tanımlar çözüldükçe farkındalık ve özgür irade artar. Transaksiyonel Analiz Sistemi'nin kurucusu Eric Berne'ün, sistemin dört ana temel felsefesinden biri olan " kişiye doğru bilgi verirsen, kişi problemini çözer" mantığı yatar.
Niçin Türk Mitoloji'si ve Astroloji'si Önemlidir ?
Yukarıda bahsettiğim gibi neredeyse tüm ulusların mitolojileri ve astrolojileri okunmuştur. "Gerçeğin karşıtı gerçektir" felsefeme, Kuantum Astroloji tasarımıma can suyu veren her ne kadar bir şiirimin mısrası ("aşk kanatsızda uçar") olsa da; dünyadaki diğer tüm gerçeklikleri yıkacak olan, okumak isteyene apaçık; istemeyene de sırlı bilgiler vardır Türk Mitoloji'si ve astrolojisi içkinliklerinde...
Türk Mitolojisi...
Bu, dünyadaki tüm inançların üzerinde bir felsefe yalnızca Türk Mitoloji'sinde vardır. Buna şöyle bir örnek verebiirim ; tek tanrılı dinlerin Aton (Mısır) ya da Akinoton'dan sonra, Pers İmparatorluğunun Zerdüştlük dini inançları, düalist tanrı bilgileri; aydınlığı temsil eden Ahura Mazda ve zıddı olan Ehriman (Ahriman) inancı yani; "ya - ya" mantığı ile hiç bir zaman bütünlük oluşturmayan ve ayrıştıran bir silsiledir. Diğer tüm mitolojilerde bu örneğin yansımasını görebiliriz. Türk Mitoloji'sine baktığımızda ise, Kuantum düşünce yapısının ve dolayısı ile adını verdiğim, Kuatum Astroloji fikir tasarımı ve felsefesi; içinde "hem - hem" bakış açısı olan, Tanrı Ülgen ve Erlik'in eşitliği söz konusudur. Bu bakış açılarının altında psikolojik olarak bir çok insanın bireysel, toplumsal, kollektif etkilendiği, Ouidipus ve Odestra kompleksi vardır. Bu iki olgu; eril - dişil dengesi ile alakalıdır. Bu komplekslerin altında, dişil enerji için ölen - öldüren eril enerji vardır. Türk Mitolojisi bunların hepsini ortadan kaldırmaya yetecek olan, yüksek ek bilinci ya da fiziksel - psikolojik - spirituel olarak algıladığımız dünya görüşümüzü spirituel olan kabul edişle yüksek bilince ulaştıracak cevapları, spirituel bakış açılarında "tamlık ya da hiçlik" olarak anlatabileceğimiz üst boyutu, kainatı algılama potansiyelimizin nakşedildiği bir öğreti olacak ve Türkiye Cumhuriyeti ilim - bilim insanları eş zamanlı olarak, felsefe, sanat, bilim, astroloji,arkeoloji, edebiyat, filoloji ... v.b alanlarda açığa çıkararak, Atatürk'ün "muhasır medeniyetler seviyesi" olarak tanımladığı, adlandırdığı, arzuladığı toplum ve bilinç tohumlari yeşerecektir.
Gelelim Astroloji'ye. Niçin Türk Astroloji'si Önemli ?
Hayatımda yazacağım en harikulade "çünkü" lerden biri diyebilirim. Çünkü; yeni bir dünya demek, bütün bildiğimiz doğruların değişeceği demektir. Bütün bildiğimiz doğruları değiştirecek kök bilgi eril ve dişil kavramdır. Bunun astrolojik göstergesi Ay ve Güneş'tir. Ay; tüm mitoloji ve astroloji kökenlerinde dişil, Güneş ise erildir. Sıkı durun!
Sadece Türk Astroloji'sinde Ay eril, Güneş dişil olarak tanımlanmıştır. İşte "gerçeğin karşıtı, gerçektir" budur! İşte Türkiye Cumhuriyeti natal haritasındaki Venüs ve Mars'ın karşılıklı ağırlaması budur! Ölüm ve transformasyon olarak tanımladığımız, ülkemizin Akrep Güneş'i budur. Beşinci evinde adeta, kozmik hafızaya kayıtlı bilgileri şahlanmış bir şekilde sahneye koyacak Güneş, Venüs ve Jüpiter budur!
Türkiye'nin haritası...
Ülkemizi sancılı bir süreç beklemektedir. Lakin, küllerinden doğması da bir o kadar yakındır.
Ana dilim olan Türkçe ile bana eğitim veren ve bir şekilde bilgi aktaran tüm Türk Astrolog'larına ve bilim insanlarına minnettarım, sonsuz teşekkür ediyorum. Aynı zamanda, Türk dilinin dünya üzerinde hakimiyet kuracağına, nasıl bizlerde yabancı dil gerekliliği var ise, bir süre sonra Türkçe'yi öğrenme gerekliliği arzulayacaklarını da öngörülerime ekliyorum. Tüm Türk yazarları, sanatçıları, akademisyen, bilim insanları ve astrologlar; hepimize büyük görevler düşüyor. Türkçe yazıp, Türkçe söyleyip anlatalım. Gök - Kök bilgileri bir daha kapatılamayacak şekilde açığa çıkıyor. Ve bizler, ana dilimizle bunları anlatalım.
Ez Cümle...
Doğum günün kutlu olsun memleketim ...
Bu upuzun makaleyi okuma cesareti gösterdiğiniz için teşekkür ederim. Günlük, haftalık, aylık yorumlarımı sosyal medya üzerinden paylaşıyorum.
Doğrunun tek olmadığı, bilginin değişken olduğu, mitostan logosa bu bilince vararak geçiş yapılabileceğini anımsatıyor:
"Biz Birlikte Çok Güzeliz"
diyorum.