Merhaba sevgili okurlarım...
Bu hafta sizlere tam da zamanın kalitesine uygun; herkesin konuştuğu, arzu ettiği ve fakat nasıl olacağını bilmediği bir konu hakkında öngörümü de yaparak, dile getirmeye çalışacağım. Sürçilisan edersek, affola.
Öncesinde nedir zamanın kalitesi, bu zamanda neler mümkün ? Sizlere bu soruların yanıtlarını her daim olduğu gibi, insan bilincinin evrimleşme süreçleri ile yanıt verecek, fiziksel gündemlerle ilgili yanılsaması bol holistik gerçeklikler olan, para piyasaları veya bu gibi konulardan bahsetmeyeceğim. Çünkü; para da dahil olmak üzere bir çok şeyin keşfi insan bilinci ile alakalı, dolayısı ile doğal değildir. Bu doğal olmayan keşifler, insan psikolojisi ve değer algısına göre de değişkenlik gösterecektir. Örneğin; yokluk - fakirlik gibi gerçeklik ve tanımların altında, hem ödül - ceza inancı, hem de değeri başka bir metaya veya eşyaya atf etmek vardır. Sizlere astrolojik olarak pahalılık ve artış zamanlarının yükselen grafiğinin, sürü psikolojindeki değer algısı ile ilgili olduğunun tiyosunu da verebilirim. Değer alnımızın astrolojik yöneticisi Venüs'tür. Venüs'ün arketipsel evrimi Ay sembolizmasından gelmiştir. Açıklamalarımı yaptıktan sonra, bunlarla bağlantıyı kuracak, niçin anlattığımı kolaylıkla anlayacaksınız.
Bugün burada yazdığım bu makale ve öngörülerim, Z kuşağına ulaşacak, onlar bu bilgiyi öngörenin kim olduğunu tanıyacaklardır.
Evet, önceki makalemde de belirttiğim gibi; 2012 yılında Maya'ların bir devrin kapanışı hakkında yaptıkları öngörülerinin; sonrasındaki yaşam ve dünya planın "birlik bilinci" olacağını, frekansların yükselerek, yüksek bilincin açığa çıkacağını hepiniz bir şekilde duyuyor, biliyorsunuz.
Kainatta ortak dil konuşulacak, sevgi frekansı olacak v.b duyumlarınız var, fakat bunun nasıl ve hangi süreçlerle gerçekleşeceği hakkında cevap veya bugüne kadar mantıklı bir açıklama olmadığı için, bu konu hakkında inancın gerçekleşmesi, (yani; kuantum alanda, bilgi atomlarının bir araya gelerek bu gerçekliği oluşturması için gözlemleyiciye ihtiyacı vardır.) mümkün değildi.
İşte ben de bugün burada; transit Güneş Yay ( Uzak hedef ) Burcu'nda, natal Neptün'ümle kavuşumda iken, (Neptün, büyük vizyon) Jüpiter'imle kavuşuma bir kaç günü kalmışken ( Jüpiter inançlar, felsefe ) sizlere astrolojik gözlememi, öngörümü ve nasıl olacağı ile ilgili sebep - sonuç ilişkisini mantık çerçevesinde aktararak, bu bilinç boyutunun kilidini açmış olacağım. Bu öngörüyü bir Türk Astroloğunun yapıyor olması ve ben olmam, yükselen Yengeç olarak; ayrıca onur duyarak beslendiğim bir durumdur. Hazır öğretmenler günü de yaklaşırken; Mısır'dan, Babil'den, Sümer'den, Mezopotamya'dan, İskenderiye kütüphanesinde yakılarak, taşlayarak öldürülüp; ışığı söndürülemeyen Hypatia'dan, Pers'lerden, Sabii'lerden öncelikli olarak, Türk soy ve boylarının tamamından adlarını anımsayamadığım yeryüzünde yaşamış bütün öğretmenlerimizin kudsiyetlerini onurlandırıyor, minnet ve sevgi ile yad ediyorum.
İnsanları birlik bilincine getirecek ortak dil nedir, nasıl olacak ? İnsanlar birbirlerini nasıl anlayacak ?
Cevaplar ve yapacağım öngörü geliyor.
Etimoloji ve filoloji.
Doğru okudunuz, şaşırmayın.
Etimoloji ve filoloji, ortak dili açığa çıkaracak alanlardır. Bir kelimeyi etimolojik olarak incelemeye başladığınızda, her dilde aynı, yakın benzer anlamlar olduğunu keşfedeceksiniz.
Tüm dillerin nasılda zaten ortak olduğunu fark ettiğinizde; aynı "ses" lerden türediğini fark ettiğinizde "ortak bilinç frekansı" na da yükselmiş olunacak. (Bir stadyumda aynı seslerle tezahürat yapan büyük bir grubu ve oradaki enerjiyi düşünün. Herkes aynı frekansta titreşir değil mi ?)
Diller de diğer tüm kainat bilgilerine, yani iç içe geçmiş matruşka bebeklere benziyor. İşte bunun böyle olduğunu bizlere gösterecek olanlar da; filololoji, etimoloji gibi alanlara gönül verenler olacak. Gönül veren kelimesinden kast ettiğim bunlar illa profesör olanlar olmayacak, gerçekten bu alanlarda gelişmiş kişiler olacak. Örneğin bir edebiyat öğretmeni de olabilir. Madam Curie bir bilim insanı değildi mesela, fakat radyoaktiviteyi onun araştırmaları sayesinde keşfettik.
Hatta ikinci öngörüme doğru yavaş yavaş yelken açmaya başlıyorum.
Bu çok yönlü, karmaşık, anlaşılması hiç kolay olmayan "dil" konularını; ancak karmaşık düşünce yapısına uygun veya bizim bildiğimiz algının dışında zihin ve zeka yapısı olanlar daha hızlı veya pratik olarak çözümleyebilir.
O zaman soru şu ; bunlar kimler olabilir?
Sıkı durun, şu anda sizlere çok ütopik gelecek diğer öngörüm gelmekte :
Otistik çocuklar, disleksi çocuklar veya o günler geldiğinde "farklı algılama kapasitesi" olan, tanımını her ne koyacaklar ise, işte onlar.
Evet, doğru okuyorsunuz.
Bu bir ütüyopya değil, her daim olduğu gibi farklı pencerelerden bakarak yaptığım öngörülerimden biri sadece. Ve bugünden itibaren; sizler okudukça, düşündükçe, sorgulayıp konuştukça açığa çıkacak gerçeklikler. Ve bu çocuklar, Türkiye'den çoğunlukla çıkacak.
2026 yılında; 0° Koç burcunda Satürn Neptün kavuşumu olacak, bu kavuşumun hemen öncesinde, Ay düğümleri 9° Balık - Başak akslarında , natal Türkiye haritasına ters kavuşum yapacak. ( Satürn: kısıtlama, Neptün: algı, Koç: kafa) akabinde, transit Pluto, Türkiye'nin Güneş'ini kareleyecek ( kimlik değişimi, Pluton Kova'da olduğu için, dna, gen bilgileri ile değişimler. Yani; algı ve bilgi değişimi) Bu süreçlerde doğan, doğacak olan veya doğmuş transit etki alan çocuklarımızda, otistik, disleksi veya şu an tanımını bilmediğimiz ve henüz konulmamış algılama - zeka farklılığı olan çocuklarımızda artış olacak. Karmik olarak hak edilişimizdir. Normal zihin yapısındaki ebeveynlerin, karmik ödül - ceza algıları ile ilgilidir. (Ör: ilişkilerinde veya karmik, atasal kayıtlarında yalan, düzenbazlık yapan, açık iletişim kurmayanlara ceza niteliğinde düşünebilir. Farklı düşünce ve algılama yapısını iletişim bozukluğu olarak nitelendirebilir.
Peki, bu öngörüyü neye dayanarak yaptım ?
Bu gibi konu ve ilişkiler ülkemizde ne yazık ki yoğun yaşandığı için ben de karmik hak edilişler ne olabilir öngörüsünü bu şekilde yaptım.
Ez cümle:
Karma'da ne ekersen onu biçersin, cezasını çekip, sorumluluğunu alıp, kefareti o ödeyen de ödülünü alır.
Ortak frekans, "ses"lerin titreşi ile , ortak dil etimoloji, filoloji gibi konularda, farklı algıların açılması ile olur.
Örnek vereyim size:
Anne ve madde arasında nasıl bir bağ vardır ?
Türeyen, türeye ...
Mother, mama, matta, madde ..
Anagramlar çözülmeye açılmaya başladıkça, ki bu; dna kodları içinde geçerli, ortak dil ve birlik bütünlüğü oluşacaktır. Mu ve Atlantis bilgilerini açığa çıkarak; Z kuşagından sonra gelecek olan
Mİ Kusağına güveniyorum. Yunan alfabesinin 12. Harfi olan, bu topraklarda yaşamış kültürün ve bilginin mirasçıları olan
(Mİ - MU - MA) kuşağına ...
Zaman, göreceli bir kavramdır. Bugünde, gelecekte yolculuk yaparak sizlere bu bilgileri paylaştım.
Hepimiz birer seyyahız, zaman tünelinde yolculuk ediyoruz. Bazen ileri, bazen geri. Yol devam ediyor.
Sevgilerimle
Astrogenomoloji Tasarımcısı
Kuantum & Karma Astrolog
Aysel Yıldızbakan