Merhaba sevili okurlarım, bugün sizlere 19 Kasım'da gerçekleşecek Algonit tutulmadan ve her yerde adeta dile gelen #Medusa dan, Uranyen haritalar ile incelediğimiz, astroid Medusa'dan bahsedeceğim. Natal haritamda 7° Kova Burcunda, Transit Satürn ile kavuşum yapmakta olan (zamanın kalitesi, tesadüf yok)
Haritasında incelemek isteyenler için astroid numarası 149 ve şu anda Terazi Burcu'nda 29° transitte.
Hikayesini anlatmayacağım, uzun uzun anlatılıyor.
Medusa'nın; mitolojik arketiplerini insan psişesindeki karşılığını astrolojik olarak incelediğimizde;
Karşımıza bir kaç tane önemli bilgi gelmekte.
Bunlardan birincisi; yasak aşk,
İkincisi kadının kadına düşmanlığı ve provokasyon, (erkek maddesel bir takımdır, içinde form olarak dişil enerji de taşır. Dolayısı ile, siyasi arenada veya ilişkilerde yapılan kavga, tartışma, güç çekişmesinin altında kıskançlık, hazımsızlık gibi dişil enerjinin lilthyen arkatipleri yatmaktadır.)
Üçüncüsü ise; nazar, büyü, koruma, tılsım...
(Athena'nın, Medusa'nın kesilen kafasını kalkanına apatrapayan olarak koyması).
Burada Athena ile Medusa'nın arasındaki hikayede sınırsız bakış açıları olabilir. Bunlardan bir tanesi ve benimde benimsediğim;
Athena - Medusa arasındaki çekişmedir.
Athena; baktığımız zaman güçlü, savaşçı eril enerjileri korumakta (kadınları sevmiyor), kendisinin doğum miti de zaten annesinden değil, "babasının kafasından" doğmaktadır. Yani, babasının kızı. Burada aslında "anaerkil" kültlerin, kadının güçlü ve lider olduğu düzenlerin yıkılmasından bahseder. Çünkü Medusa'nın annesi Keto, kitonyendir. Eski düzen anaerkil, kadının yönettiği düzenden gelmektedir. Medusa'yı erkeklerden nefret eden, baktığını donduran, taşa çeviren halde tasvir edilmesi de bu ayrıştırmadır. Mitolojiler oluşmadan önce, ilkel insanların yaşadığı dönemlerde, cinsel ilişkiyi bilmelerine rağmen, bebeğin oluşmasında erkeğin rolü olduğunu bilmiyorlardı. Spermlerin bir işe yaradığını bilmiyorlardı. Dolayısı ile bebeğin erkek akrabası en yakın olarak dayı biliniyordu ve toplumlar anaerkildi. Baba diye bir kavram yoktu. Ne zaman ki bu anlaşıldı, erkekler kendilerini yüce yaratıcı gibi görmeye başlayarak, kadını ve varlığını küçümsemeye, kendi aralarında da güç çekişmelerine başladılar. Sonraki süreçlerde bu; siyasi, edebi, kısaca her alana çekişmeli bir hakimiyetle evrildi. Adeta kadının o yaratma gücü yok edildi.
Tabii, tamamı ile yok edilmesi mümkün değil, işaretleri takip ettiğimizde, Athena'nın koruyucu olarak Medusa'nın kesilen kafasını kalkanına mıhlaması da bunu anlatır.
Zeus'la başlar sperm saçmalar, güç arzusu, ne kadar döllersem o kadar güçlüyüm v.b Medusa'nın kafasını kestiren fermanda Zeus'un "erkeksi" kızından gelmektedir. Babadan doğması, zeka tanrıçası olması; alt bantta kadın egemen bilince düşmanlığı ve kadının yaratma gücü olan cinselliğini, adeta kafa kestirerek hadım ettirmiştir. Her ne kadar Freud'un hadım teorisi, Medusa kompleksini annesinin rahmini gören çocuk olarak tanımlamış olsa da, yukarıda yaptığım şerhlerdeki tezlerimde bir o kadar uygundur.
Zaten mitoslar, tabiri caizse binbir dille yorumlanabilir.
Algol yıldızı çift başlı, seferit bir yıldızdır. Medusa'nın baktığında taşa çeviren gözleri, buna benzetilir.Bu yıldızı temsil eden Helleborus bitkisi ilginçtir ki; hell: cehennem, bore: sıkıntı, kuyu gibi anlamlara gelir. Burada yine dişil enerji vurgusu alt bantta buram buram kokmaktadır. Çünkü, karanlık - kuyu gibi semboller "rahim enerjisi" yani dişil enerjidir.
Algol ve Medusa "genom" ile çok ilgilidir. Bir insanın altı milyar harflik genomu olduğu bilgisi (saçlar mitini düşünün, ne kadar çok saç telimiz vardır ? Ve yılana dönüşmüş. Yılan, bilgi kodları, dataları, arkaik kayıtlar...) 26 Haziran 2000 tarihinde, Satürn - Algol transitinde, Clinton'un İnsan Genom Projesi'ni resmi duyurusu ile açıklanmış. (Geçtiğimiz hafta yazdığım makalemde, Türk Mitolojisi ve Astrolojisi hakkında yazmıştım. Cumhuriyet 'in 100. Yılına yaklaşırken, Türk genomlarının nasıl açılacağına bahsetmiştim)
Ez cümle ...
Yani dönüşüm. Bir damla suyun, bir insana dönüşmesi, güzeller güzeli bir kızın, ifrite dönüşmesi...
ASTROGEN ve Astrogomoloji tasarımlarımda oldukça "Algoit ve Medusyen" konulardır. Burası, 19 Kasım'da gerçekleşecek Ay Tutulması ile ilgili perde arkası görünümlerdi. Bunları size farklı pencerelerden aktarmaya devam edeceğim.
Gelelim önümüzdeki 5 Kasım yeniayına ve buradaki arketiplere . Açıkçası astroidler bana göre çok değerli izdüşümleri, zamanın kalitesi ve "nasıl yaşanacağı" ile ilgili bilgi aktarıyor. Mesela siz, Algol'ün temsil ettiği İstanbul'a taşınacaksınız. Bunu sizin üç yüz altmışlık haritanızda gördük. Fakat, nasıl, nelerle, kimlerle... gibi konular Yani ince detaylar astroid bilgilerinde saklıdır. Algol taşı elmas kendisi küçük, fakat pahası büyüktür değil mi ?
Gökyüzünde tutulma etkileri nasıl başlıyor ?
Ne, neyi, nasıl etkiliyor ? Uranüs'le partil karşıtlık yapan Akrep Yeniayın'nın orta noktasında ! Zamanın kalitesi, zamanın lordu Satürn ne yapıyor ? Hangi astroidle etkileşimde ?
İşte gökyüzünün zamanı zemin ederek oynadığı oyunları, taşları bir bir nasıl yerli yerine koyduğunu hayranlıkla izlemek mümkün.
Ne dedik yukarıda ? Anaerkil arketip geonomları taşıyordu Medusa ana fikir buydu.
Yeniayda Satürn'e aktörlük ya da figüranlık eden astroid ise Vedik Astroloji ve mitolojisi ile tanıyabileceğimiz Kali ya da Kaali'den geliyor.4227 kod numaralı astroidimiz, yeniayda Satürn ile kavuşumda. 7-8 derecelerde. (Yukarıda ne anlattım ? Natal Medusa'm, Transit Satürn ve bir de Kaali kavuştu. Eyvahlar olsun)
Kaali de; eli, dili kanlı bıçaklı filan bir tanrıça miti. Hindu mitlerde arkaik olan
Shiva -Shakti'nin Shakti'si. Yani, ilk dişil ana tanrıça kültü. Eski zaman güçlendirme tanrıçası (bak, bak, bak Satürn'de zaman ve hatta eski zaman değil miydi ? Hımm, vurgu çok yüksek)
Bu tanrıçanın gücünü şöyle anlatmak mümkün; haritalarda gölge yanları gösteren korkulu rüya sayın Lilith hanımefendi Mars ise, sayın Kaali hanımefendi Pluton'dur. Kraliçe Elizabeth'in Güneş'i ile kavuşmuş mesela. Milyonlara hitap ediyor, güce bakar mısınız ? (Öngörü yapacağım ve sizi hazırlıyorum. Kötü kadın Müzeyyen'im ben, yavaş yavaş, meraktan çatlatarak konuya gelmek istiyorum. Biliyorum, çok kötüyüm, ne yapayım, Medusa, Kaali hepsi kavuşmuş işte.) Bu kaali hanımefendi, kütleyi ve evrendeki statik enerjiyi, varoluşun bileşenlerini yaratan - yok eden güçtür. Gerçekliğin dokusunu işler. Bir bireyin, iradesi ve arzuları ile peşinden gitmeyi istediği şeyin temelidir. Kundaliniyi yöneten tanrıçadır.
Astroid Kaali ile bir gezegen kombinasyonu süper güç, adeta doping, pil gibidir. Kare ve kavuşumda bu etkileri vardır. Genellikle karanlık, zor veya kötü niyetli insanları hayatına çekerek, bunlarla savaşmayı ve öz enerjisinde ustalaşmayı da anlatır. Satürn ile kavuşumunda, ağır bir karmadan, zulümle ilgili kontrolden çıkan bir enerjiden, yönetilmesi zor bir güçten bahseder. İblis Mahishasura'yı yok eden tanrıçadır. Kafataslarını boynuna kolye gibi takan bir güç ...
Kozmik olarak Kaali elektriksel güçtür (asi, isyankar, elektriksel güç temsilcisi Uranüs'te yeniaya partil karşıt ) dönüşüm enerjisi olarak evrenimizi kaplayan şimşektir.
Daha bir çok şekilde anlatılabilir. Ülkemizin ilerletilmiş Ay fazı, yeniay evresindedir. Yani henüz değişim, görünür durumda değildir.
Ülkemizde bir siyasi liderimizin haritası, Akrep Yeniayında tetikleniyor.
Retrikasyonunu yaptığım haritanın:
Yükseleni 13 derece Aslan, yeniay yükselen 12 derece Aslan.. Güneşi 13 derece Boğa, yeniayın tam karşısında olan 12 Uranüs'le kavuşumda. Yeniayın bana göre en önemli göstergesi olan 7 derece Satürn ile 7 derece Ay'ı (yukarıda anlattığım Kaali ile de ) partil kavuşumda.
Satürn dedim :
Satürn (öğretmen) Kova (fizik alanı da kova)
Bir fizik öğretmeni olan, muhalefet liderlerinden sayın Muharrem İnce beyin haritası tetikleniyor.
Haritada adeta, asc, ıc, dc, mc arasında ve özellikle paranlar dediğimiz kutuplarda, grand gross oluşuyor. Bu, çok zorlu savaşkan bir o kadar güç ve potansiyel barındıran enerjidir.
Bana göre; Muharrem beyin haritası yükseliyor.
Elbette bir öngörü yaparken yanılma oranımız hepimizin çok fazla. Kıran kırana bir zaman dilimi ve çatışmalı bir süreç başlıyor. Ülkemizin 13 derecedeki şans noktası (yeniayda kavuşum) Güneş'i ile partil karşıtlık yapıyor.
Bu, pek çok olasılıkla okunabilir. Trafik kazası, uçak kazası, hatta suikast bile olabilir. Ben yine de, Baş öğretmenin kurduğu bir ülkede, bir öğretmenin yükselişini görmek ve ülkemizin eğitiminde tıpkı geçmiş, bugün ve gelecekte olduğu gibi (Ay'ı Kova. Halk ve kadınlara bilgi akışı, özgürlük) lider öğretmenleri görmek isterim.
Fakat, iç sesim yıldızının yükseldiğini bana fısıldıyor. Tabii bunun görünür olması da süreç gerektiren bir konu.
Memleketimiz için her şeyin en güzeli olsun.
Mevlam neylerse güzel eyler.
Grand gross açısı, algolit bir açıdır. Kafa kopartmak gibi, bir işi tuttuğunda onu başarı ile gerçekleştirmiş olmakta böyledir, değil mi ?
Mürekkebime sözüm var,
Kalemim daima doğru yazar.
Astrogen - Astrogenomolg
Aysel Yıldızbakan