Muğla yöresinde Kanuni Sultan Süleyman’ın Rodos seferinden bu yana askerlerin geçtiği yol güzergâhları üzerinde hem hayvanlar, hem de insanların kullanımı için yaptırılan binlerce sarnıç, her dönem bakımı yapılarak günümüze kadar ulaştı.
Kültür mirası olarak günümüze kadar ayakta kalan su sarnıçlarından Menteşe ilçesi Göktepe ana yolu üzerinde yer alan 200 yıllık su sarnıcı bakımsızlık nedeniyle çökme tehlikesi ile karşı karşıya. Yaklaşık 50 yıl önce yüzeysel bir bakım çalışmasının yapıldığı tarihi su sarnıcının yola yakın bir alanda bulunması ve yol çalışmalarında yol seviyenin yükseltilmesi nedeniyle yağan yağmur suları ile birlikte sarnıç içine kil ve toprak girdiği açıklandı. Sarnıç üzerinde çam fidanlarının yükselmesi ile köklerin sarnıç kubbesinin çökmesini daha da hızlandırdığı belirtildi.
Muğla yöresindeki sarnıçlar üzerine araştırma ve çalışmaları bulunan Türkiye Yazarlar Birliği Muğla Temsilcisi emekli Prof. Dr. Namık Açıkgöz, “Bu sarnıçlar Muğla yöresinde çok yaygın. Genellikle yol güzergâhları üzerinde, daha çok hayvan sulama amaçlı kullanmakla beraber yağmur suyu olduğu için, yağmurun haricinde olumsuzluk yok, tozlar ve topraklar dibe çöktüğünden dolayı insanlar da içebilir. Bu yörede, dağ başlarında suyun olmadığı yerlerde bu sarnıçlar yakın zamana kadar çok kullanılmış.
Bu sarnıç inşaat malzemesinden, kullanılan taşların durumu, taşların arasına konulan toprak, kil, yani Horasan harcı değil, kil ve bu coğrafyaya uygun bir şekilde kullanılan malzemeler bu coğrafyanın temel özellikleri olan kil ve taş olmasından dolayı çimento öncesi bir çağa en aşağı 200 yıllık bir sarnıç olduğu tahmin ediliyor. Büyük bir sarnıç ve hacimli bir sarnıç. O özelliği ile baktığımızda bu yörede geniş bir ihtiyaca cevap verdiği söylenebilir. Üzerinde yeni yazılı kitabe var. Yeni yazılı kitabe muhtemel iki defa harç ile sıvanmış üst kısım. Yeni yazılı kitabe çimento ile sıvandığında 50 yıl öncesidir.
Bu 50 yıl önce yanlış bir restorasyon yapılmış. Kubbe kapatılırken kubbeden akan su içeri girmesi lazımdı. Bunun o özelliği giderildiği için yoldan akan sular içeri doldurmuş ve muhtemelen içerideki suyun büyük bir kısmı topraktır. Yağmur suyu kubbeden karken zemine çok az toprak getirir. Ama sel suyu geldiğinde olduğu gibi restorasyondan sonra içeri girmiş ve kullanılmaz hale gelmiş. Bu tür sarnıçlar maalesef Kültür Bakanlığı tarafından bilinmiyor. Bilinmediği için de müdahale zor oluyor” dedi.