Programda, NE-DER'i ifade eden nitelikli ve yetkin öğretmenlerin yetiştirilmesiyle eğitim kalitesinin artırılması hedeflerinden söz edildi. Eğitim konusundaki toplumsal duyarlılığın ve siyasetin rolüne vurgu yapıldı. Eğitimdeki sorunların çözümünde herkesin sorumluluk taşıdığı ve siyasetin bu süreçte önemli bir aktör olduğu ifade edildi. Projelerin toplumun taleplerine dayandırılması ve nitelikli öğretmen yetiştirme gibi uzun vadeli hedeflerin belirlenmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca, genç siyasetçilere olan ihtiyacın altı çizilerek siyasetin yenilenmesi ve geliştirilmesi gerektiği tartışmalar arasındaydı. Eğitim politikalarının toplumsal dönüşümle birlikte ele alınması ve sürdürülebilir çözümler üretilmesi NE-DER için önem taşıyor. Peki NE-DER nedir? Hangi projeleri kapsamaktadır?

NE-DER

Ne-Der nedir? NE-DER'in amacı...

Öğretmen Üniversitesi projesinin amacı nitelikli üretken öğretmeni yetiştirmektir, üretken eğitim sistemi, eğitim felsefesini günümüz şartlarına yaratıcı bir bakış açısıyla, bilişim bilimlerine uygunlamaktır ve özgür düşünebilme becerilerini kazandırmak projenin esas amaçlarındandır. Kısacası bu proje eğitim tarihinin olumlu örneklerinden yararlanılarak akıl ve bilimin yol göstericiliğinde ilerlemeyi hedeflemektedir.

Bu üniversite projesi sayesinde eğitim hakkı ile devletin eğitim ödevinin Türkiye'nin her köşesinde etkili ve dengeli dağılımı esas alınacaktır, aynı zamanda bu projede insani değerler temel hak ve özgürlükler her türlü grup zümre ve sınıf çıkarlarının üstünde konumlanacak ve projenin temel noktasını oluşturacaktır. Öğretmen Üniversitesi ve Türkiye'nin tüm eğitim kurumları bölgemiz ve dünya insanlarıyla barışık çevreci ve bireyler olarak yetişecektir.

NE-DER'in yolculuğu

Mustafa Özdemir, “NE-DER'in açılımı nitelikli eğitim üretken öğretmen derneği. Biz  kendimizi farklı tanımlıyoruz Şöyle ki bütün Vakıflar dernekler kuruluşlar kurulur, arkasından proje öğretilir. Bizim önce proje yapıldı, hazırlandı, sonra projeye çatı olsun diye derneğimiz kuruldu. Şu anda İzmir merkezde 200 civarında üyemiz var Türkiye genelinde de yaklaşık 20 ilde 700 kadar paydaşımız var.”

eğitim

Dünyada eğitim sistemi kötü olup da gelişmiş, eğitim sistemi iyi olup da geri kalmış ülke yoktur

Nail Çetin, "Bireyler için ülkeler için eğitim çok önemli. Hatta NE-DER in bir sözü var, beni bu projeyi okuduğumda en çok etkileyen sözlerden birisi oydu "Dünyada eğitim sistemi kötü olup da gelişmiş, eğitim sistemi iyi olup da geri kalmış ülke yoktur" yani gerçekten Finlandiya bunun en önemli örneklerinden birisi. Büyük Atatürk Cumhuriyeti kurduğunda savaş meydanından muharif kongresine katılmış, eğitime o kadar önem vermiş. Bizim de Cumhuriyetimizin en önemli atılımlarından en önemli devrimlerinden birisi eğitimdi, bunu Cumhuriyeti kuranlar görmüşler ama ne yazık ki daha sonra bildiğimiz bu malum nedenlerden dolayı eğitim geri geri gitmeye başlamış. Şimdi Bu proje ile Bu proje büyürse bu projeyi herkes sahiplenirse çocuklarımız için geleceğimiz için yarınlarımız için Türkiye’nin eğitiminin önünü açacağını düşünüyorum" dedi.

Çetin konuşmasında, 10 Kasım'da Atatürk'ün anıldığını ve 11 Kasım'da Ne-Der tarafından düzenlenen ve 300 kişinin katıldığı büyük bir çalıştaya ev sahipliği yaptıklarını belirtiyor. Bu çalıştayda, eğitimin bugünü ve geleceği tartışıldığını ve Türkiye'nin en büyük sorunlarından birinin eğitim olduğunu ve bu sorunu çözmeden diğer sorunların çözümünün zor göründüğünü vurguladı. NE-DER'in bu konuda çok güzel bir proje hazırladığını ve çalıştayda bunu gördüklerini ifade eden Çetin, çalıştaydan sonra Mustafa Hoca ve ekibi tarafından Ne-Der'e davet edildiğini, kendisinin de elinden geldiğince yardımcı olmaya çalışacağını belirtti.

Nitelikli Üretken Öğretmen Üniversitesi projesisi ülkemizin geleceği

Mustafa Özdemir, “ Sıradan insanlar ya şükredermiş ya küfür edermiş sizler gibi düşünen insanlar çözüm üretirmiş, biz karşılaştığımız her sorun karşısında iyi de ne yapmalı her sorun ama siyasetle ilgili ekonomi ile ilgili eğitimle ilgili sokaktaki insanlarla ilgili mühendislikle ilgili akademisyenlerle akademisyenlerin sorunları ile ilgili sağlıkla ilgili aklınıza gelen polisle ilgili askerle ilgili her rahatsız olduğumuz konuda iyi de ne yapmalı ne yapmalı ne yapmalı derken ne yapmalı ya cevap olarak Bu proje doğdu. Şöyle ki önceden bilgiye ulaşmak çok zormuş ve bilgi sahibi olmak da çok önemli bir şeymiş. dijital çağda yaşıyoruz bildiğiniz gibi bilgi herkesin elinin altında bizim ülkemizdeki sorun bilgininden çıkarım yapma bilgiyi sorgulama ve bilgiyi üretimde kullanma bu projemizde biz bunun üzerine durduk. Bir de şöyle bir şey var, 1980'de nüfusun %56'sı köydeyken bugün %10 küsürü köyde yaşıyor. 1800'lerin başında bir milyar Dünya nüfusu varken bugün 8 milyar. 1990'lı yılların başında cep telefonu bilinmezken, araç telefonu çıkmışken internet neydi bugün Türkiye'nin nüfusunun 2022 verirlerine göre Türkiye'nin nüfusunun %80'i sosyal medya programlarından birinde alanlarından birinde var yine öyle hızlı gelişti ki dünyada teknoloji ve ilerleme Web 3.0 konuşuluyor Şimdi. Yapay Zeka hayatımızın neredeyse her alanına girdi. İnsanların yaptığı işlerin %50'si metal yakalılar tarafından yapılacak deniyor. Önümüzdeki dönemde ders kitapları bile olmayacak, her şey dijital ortamda olacak. Günümüzde çocuklarımızı özellikle Z kuşağını insanlarımızı günün yöntemleri ile eğitemeyiz eğitmeye kalkarsak onların yarınlarından çalarız, felsefeden ve bu bakış açısından hareketle Nitelikli Üretken Öğretmen Üniversitesi projemizi oluşturduk. Her işte olduğu gibi hasbel kader başında bu iş bize düştü ama ben şöyle diyorum, genç akademisyenlere çok şey borçlu bu proje. Kırşehir Üniversitesi'nden Doktor arkadaşımız Afyon Üniversitesi'nden yine doktor Çanakkale Üniversitesinin Doçent Boğaziçi Üniversitesi'nden Doktor arkadaşımız Pamukkale Üniversitesi Muğla Üniversitesi ve benzerliği profesörler sonradan katıldı ama o genç arkadaşlarım o kadar destek oldular ki bu projeye. Olumlu projelere her zaman açık bir hale geldi bu proje. Biz ülkemizin geleceği olarak görüyoruz" dedi.

“Halka dayanan bir proje dayatılan değil”

Özdemir," Siyasiler elbet ancak eğitimin olumlu sonuçlarından da olumsuz sonuçlarından da herkes etkilenir. Tabii ki Cumhurbaşkanı da ben de mahallemizdeki bakkal da öğretmen de herkes, eğitimin olumlu ve olumsuz sonuçlarından etkilendiğimize göre hepimizin sorumluluğunda ve bizim umudumuzda orada. Bu projenin hayata geçmesi ile sorunları yaratanlar da çözecek olanlarda siyasetçilerdir. Siyaset kurumudur. Bu proje halka dayatılan bir proje değil halka dayanan bir proje. Biz talep edeceğiz siyasetçiler yerine getirecek. Siyasetçilere, Belediye Başkanı seçildiniz, hayırlı uğurlu olsun, eğitimle ilgili projeniz nedir? Milletvekili seçildiniz görev yapıyorsunuz, hayırlı olsun, eğitimle ilgili projeniz nedir? Bir projem yok diyorlarsa hemen burada proje var. Nitelikli, üretken, eğitim projesi nitelikli üretken öğretmen yetiştirme, öğretmen üniversitesi projesi. İyi yaşama özlemini gerçekleştirecek projedir Ne-Der. Sadece bir öğretmen yetiştirme projesi değildir. Ülkenin ekonomik, sosyal, kültürel ve bölgesel kalkınma projesidir. İç ve dış barışı sağlama projesidir. Bu nitelikli üretken öğretmen projesi içinde biz talep edersek çok şey gerçekleşir, siyasetçilerimiz de uygular inanıyorum. Karşı çıksalar bile başında siyasetçiler sonunda uygulamak zorunda kalırlar EYT örneği gibi. TEMA Vakfının kuruluşu ve onun örneği gibi" vurgusunda bulunarak "Halk talep ederse biz talep edersek, bizim taleplerimiz doğrultusunda bir iktidar oluştuğunda ve oraya gelirse o zaman bu proje bir daha geri dönmemek üzere hayata geçer” dedi.

NE-DER'in projeleri

Programda Ne-Der'in projeleri kapsamında, "Zihni genç kendi Genç siyasetçilere ihtiyacımız var. Siyasetçilerden ayrı değil bu, mevcut siyasetçilere değişip gelişerek yeni siyasi aktörlere liderlik yapabilirler Bu bir siyasi iklim oluşacak ve bu iklim de iklimin içerisinden doğacak siyasetçiler ve iktidar bu projeye uygulayacak. Bir grup düşünce insanı, bilim insanı bir araya gelip ülkenin en önemli sorunu üzerine kafa yoruyorlar, düşünce üretiyorlar, proje üretiyorlar. Eğitimin büyük bir sorun olduğunu ama sorunlarının mevcut olduğunu Ne-Der anlatmaya çalışıyor" vurgusu yapıldı.

İktidarlar eğitim programlarında tıkanıklık hissederlerse ellerinde somut bir proje olacak

Çetin," Bu proje böyle hazırlanmış bir ve bunun üzerinde konuşulan bir proje değil sadece sürekli gelişen sürekli yenileşen işte bilim insanları var profesör profesörlerimiz var akademisyen insanlar var. Bu proje çağın gerekliliklerini tamamen içinde barındıran bir proje olacak. İktidarlar eğitim programlarında tıkanıklık hissederlerse ki şu an tıkanmış görünüyor ellerinde somut bir proje olacak. Bizim ülkemizde her Milli Eğitimin Bakanı değiştiğinde eğitim de değişiyor ve çocukların savrulmalarına neden oluyor bu. yani her değişim çocuklarda farklı bir şey yaratıyor, tam birisine adapte oluyor çocuklar farklı bir şey çıkıyor farklı sınav yöntemleri çıkıyor yani Somut bir eğitim programı uygulanabilmeli her Bakan değişimine her siyasi partinin iktidarın değişimine karşı eğitim değişmemeli.Avrupa ülkelerinde bu böyledir, Iktidarlar değişse bile Amerika'da bir cumhuriyetçiler geliyor bir demokratlar geliyor ama 3 şey değişmiyor bu İngiltere'de de böyle Almanya'da da böyle Avrupa ülkelerinde de böyle. Bir 1 eğitim politikası 2 dış politik iki dış politika 3 güvenlik politikası, bunlar asla değişmeyen şeyler. Toplumları var eden unsurlar bunlar. Dolayısıyla iktidara göre, siyasi düşünceye göre  ülkelerin eğitim programı değişmemeli, yani yeniliklere göre dizayn edilmeli, asla siyasetin bir aracı olmaması gerektiğini düşünüyorum" dedi.

Eğitim

Yerel yönetimler desteği

Çetin, "Yerel yönetimler o bölgedeki çocukların iyi eğitim alması için o bölgedeki çocukların iyi kültür sanat projelerini takip edebilmeleri için çalışmalar yapmalılar. Biz ne dar olarak işte ilçe İzmir'deki belediye başkanlarımızdan randevular talep ediyoruz işte ilçe belediye başkanlarımızla görüşeceğiz sonra Büyükşehir Belediye başkanımızla görüşeceğiz ve Kasım ayında hedefimiz büyük bir çalıştay yapabilmeyi planlıyoruz.

Bu projenin böyle İzmir'den çıkıp yavaş yavaş Ankara'ya ülkeyi yönetim mekanizmasında olan insanlara bakın böyle bir eğitim mümkün ve Türkiye'nin geleceğini yarınlarını kurgulayacak olan sistem bu deyip haliyle Türkiye'nin gençleri için Türkiye'nin insanları için uygulanabilir hale getirebileceğimizi umuyoruz. Bazı belediye başkanlarımıza adaylık süreçlerinde de görüştük Onlar hepsi olumlu bakıyorlar yani yerel yönetimler Bu projenin için toplantılar yapılması gerekiyor Bu projenin duyurulması gerekiyor. medya ile bağlantı kurabileceğimiz mekanizmalara ihtiyaç var, bu projenin sesini duyurabilecek mecralara ihtiyaç var. Ne-der hazırladığı sistem ve öngördüğü proje ile o yerel yönetimlerin yönettikleri bölgelerdeki insanların, çocukların, gençlerin eğitimsel anlamda daha iyi bir eğitim sağlamasını amaçlıyor. Yerel yönetimlerin kültür sanat alanında eğitim alanında yaptığı çalışmalar kültür departmanlarının çalışmaları nelere katkı vermeleri boyutunda Kültür departmanları ile ortak çalışabiliriz, ortak çalışmakta isteriz açıkçası. Ne-Der’in söyledikleriyle yerel yönetimlerin Kültür Sanat departmanlarının yaptıkları aslında birbiriyle örtüşen şeyler yani bunun altyapısını oluşturmaya çalışıyor Ne-Der. Yani siz bölgenizde yaşayan ilçenizde beldenizde yaşayan insanların eğitim seviyesini iyi bir noktalara getirebilirseniz daha iyi daha iyi hizmetler sunabilirsiniz. Katılımcı yönetim imkanını sağlayabilirsiniz" dedi.

"Hiçbir öğretmen üniversitesinden alıntı yapılmadı"

Özdemir, "Teknoloji o kadar gelişiyor ki CHATCPT 2022'nin Kasımında çıktı, şimdi 3 versiyonu dördü de atladı 3 versiyonu oldu 1,5 yıl içerisinde proje hazırlanırken 1.500'lü yıllardan Merkezefendi tanzimat dönemindeki ilerici eğitim uygulamaları ikinci meşrutiyetten sonra İsmail Mahir Efendi sonra Mustafa Satı Bey özellikle meclis kurulur kurulmaz ben çok orada etkileniyorum ondan bilim insanlarından düşünceleri öne alınmıştır sonra Mustafa Necati, Saffet Arıkan, İsmail Hakkı Tonguç, Hasan Ali Yücel dönemleri, projemiz dünyadaki hiçbir öğretmen üniversitesinden alıntı yapmamıştır,Türkiye şartlarına uygun akıl ve bilimin yol  göstericiliğinde laik ve uygulanabilir ve kapsayıcı bir eğitim reformu talep ediyoruz" ifazdesini kullandı.

Özdemir," Bu proje sanatı baş tacı eden bir projedir. Öğretmen liselerine alınacak öğrenciler son teknolojiler de kullanılarak istekli hevesli öğretmen olmaya hevesli istekli zeki öğrenciler arasında seçilecek kız ve erkek öğrenci eşit olarak seçilecek öğretmen listeleri Öğretmen Üniversitesi kampüsünün içerisinde olacak ve orada o öğretmen lisesinde okumak öğrenciler gençler arasında bir ayrıcalık olacak yani sadece öğretmenlik yaptığı için değil bugünün genci fiziksel, psikolojik, olarak ekonomik olarak neye ihtiyacı varsa öğretmen lisesindeki öğrenciler elde etmiş olacak" dedi

“Köy Enstitülerinden sonra Türkiye’nin 2 güneşi olacak”

Özdemir, Bornova Belediyesi ile birlikte yürütülen bir projeden bahsederek, Proje kapsamında lise öğrencilerine kodlama ve yapay zeka kursları verileceğini, 50 yaş üstü yetişkinlere dijital okuryazarlık kursları sunulacağını söyledi. Ayrıca öğretmenlere günümüz teknolojisini eğitimde nasıl kullanabileceklerine dair eğitimler düzenlenecek. İzmir'deki tüm belediye başkanları ve Büyükşehir Belediye Başkanı ile birlikte Kasım ayında projeyi duyurmak istediklerini belirtti. Mahalle muhtarları, sokak satıcıları, emekliler ve çalışanların bu eğitim reformuna katkıda bulunmasını ve yerel yönetimlerin bu konuda yeterli desteği sağlamasını talep ettiklerini belirtti.

Özdemir,” Köy Enstitülerinden sonra bu proje Türkiye’nin 2 güneşi olacaktır. Ben inanıyorum ve o büyük halkımız sadece büyük fırtınalarda kımıldayan halkımız da bunu talep edecektir talep edilmeden verilen bir proje veya uygulamaya konulan bir proje olmayacaktır. Bu projeyi talep edeceğiz hep beraber ve tez zamanda uygulanacaktır diye düşünüyorum” ifadesini kullandı.

Sevinç Öztürk

Eğitim bu ülkenin ciddi bir sorunu

İzmir'in caddelerinde dolaşalım istediğiniz her insana mikrofon uzatın Eğitim sorunu yok diyen insana çok fazla rastlayabileceğimizi zannetmiyorum diyen Çetin, “ Eğitim bu ülkenin ciddi bir sorunu. Eğitimin niteliği sorun, eğitimin ekonomisi sorun, işte özel okula giden ayda devasa paralar ödeyip çocuğunu özel okula gönderen bir aile ile çocuğuna özel okula gönderemeyen bir ailenin çocuğu aynı sınava sokuluyor. Bu çok büyük bir adaletsizlik. Yani bu çok büyük bir adaletsizlik çok çok büyük. Bu vatandaş eşitliğine, gençlerin eşitliğine ayrkırı bir şey. Geçen yıl rakamlara bakmıştım her yıl 1 milyon civarında çocuk üniversite sınavına yeni yeni giriyor ama bunların içerisinden işte bir yani 60-70.000 tane çocuk bir yerleri kazanabiliyor, her yıl bizim üniversiteye gidemeyen ya da istediği okula gidemeyen bir sürü gencimiz var” dedi.

Çetin aynı zamanda, Türkiye'deki eğitim sisteminin eşitsizliğinden ve sorunlarından bahsetti. Her yıl yaklaşık 1 milyon çocuğun üniversite sınavına girdiği, ancak ailelerin ve çocukların eğitim sisteminden memnun olmadıkları vurguladı. Sorunun, toplumun her kesimini etkilediği belirtti. Çocuklarını iyi okullarda okutmak isteyen ebeveynler ile asgari ücretle veya emekli maaşıyla çocuklarını okutmaya çalışan ebeveynlerin de bu sorunla karşı karşıya olduğu ifade etti. Sorunun çözümü için herkesin ortak bir katkı sunması gerektiği, siyasi iklimin ve iktidarın bu sorunları çözme konusunda gönüllü olması gerektiği belirtti. Toplumun değişik kesimlerinin, bu sorunun çözümü için tepkisel ve kitlesel bir duruş sergilemesi gerektiği savundu. Böylece, ülkeyi yönetenlerin eğitim sorunlarına daha fazla önem verebileceklerini umduğunu ifade etti.

Kaynak: Haber Merkezi