Jeopolitik gerginlikler, petrol kaynaklarına ulaşımı zorlaştırırken, enerji talebinde artan değişimler yaşanıyor. Alternatif enerji kaynakları, özellikle yenilenebilir enerji, giderek daha fazla önem kazanıyor. Ülkeler, enerji bağımsızlıklarını sağlamak için yenilenebilir enerjiye yatırım yapmaya devam ediyorlar. Ancak güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir kaynaklar, enerji talebinin sürekli ve yüksek güce olan ihtiyacını karşılamada tam olarak yeterli değil.
Enerji talebini karşılamak için, sürekli olarak mevcut olan temel enerjiye (baz yük) ve talep edilen en yüksek elektrik miktarına (pik yük) ihtiyaç duyuluyor. Güneş ve rüzgar enerjisi, pik yük için uygun olabilirken, baz yükü sağlamakta bazı sınırlamaları bulunuyor. Bu nedenle, baz yükü karşılamak için, çoğu ülke çevre dostu nükleer enerjiye yöneliyor. Nükleer enerjinin hammaddesi olan uranyum, bu bağlamda önemli bir rol oynuyor.
Dünya genelinde nükleer enerjinin büyük bir bölümü ABD, Çin, Fransa ve Rusya gibi ülkeler tarafından kullanılıyor. Ancak, dünya genelinde sıfır karbon hedeflerine ulaşmak için nükleer enerjiye olan talebin artması bekleniyor. Bu talep, uranyum talebinin önümüzdeki yıllarda artmasına neden olacak. Uranyum fiyatlarındaki artış da bu durumu destekliyor ve yatırımcıların uranyum hisselerine olan ilgisini artırıyor.
