Rusya’nın, Ukrayna savaşını kazandığı söyleniyor. Ortadoğu’dan ve Afrika’dan çekilmek zorunda kalan Rusya’dan bahsediyorlar! Hatta Trump da Zelensky’i satmış deniyor! Zelensky de ABD- Rusya görüşmelerine davet edilmediğini söylemiş.
Bir örnekle açıklamakta fayda var. Uluslararası bir görüşmeye ABD Başkanı ve ABD’nin bir eyalet başkanı aynı anda çağrılır mı? ABD’nin bir dediğini iki etmeyen Zelensky de kendinin kim olduğunu aslında çok iyi biliyor... Rusya’nın, Ortadoğu’daki en sağlam müttefiklerinden Suriye parçalanmış, İran da parçalanma aşamasındayken, bu iddialar insanı güldürüyor... ABD’nin Rusya’ya uyguladığı ambargolar geri çekildi mi? NATO, 2030 Bildirgesi’nde baş düşman ilan ettiği, Rusya’dan vazgeçti mi?
Ben NATO’nun böyle bir kararını daha duymadım, görmedim... Ukrayna Rusya savaşı başladığı ilk günde de Ukrayna kaybetti, Rusya kazandı diyorlardı. Şimdi de diyorlar. Oysaki kazın ayağı öyle değil...
ABD ve Ukrayna dışişleri, Suudi Arabistan’da bir araya geldi. Sanki ABD ile Rusya eşit şartlardaymış gibi yapılan haberlere de gülüyorum. ABD hem Rusya’ya hem de AB’ye birer paket sundu. Ne dersiniz diye sormuyor. Benim dediğim gibi olacak diyor! Ne Rusya’nın ne de AB’nin ne bir başka devletin “Hayır” deme şansı yok... ABD bir orkestra şefi gibi kimin ne zaman neyi söyleyeceğini belirlemiştir. Sırası gelen sadece konuşur!
Bu arada Avrupa ülke liderleri Fransa’da Elysee Sarayı’nda bir araya geldi. Anlaşılan o ki AB ülkeleri herhangi bir ateşkes olsa da bir barış temettüsü elde edemeyecekler. 2030 NATO Bildirgesi hala orada durduğuna göre bütçeden savunmaya düşen payın azalmasını beklemeleri hayaldir. Tüm bunlara bakıldığında bunun bir barış anlaşması olma olasılığı çok düşük.
İngiltere’nin barış gücü olarak asker göndermesi fikri de ABD’nin Rusya’nın dikkatini dağıtma çabasıdır. ABD’nin Ukrayna’ya söylettiği toprak takası da bu kapsamdadır. Rusya ambargolardan ve askeri gücü zayıfladığından çaresiz önüne gelen pakete “Evet” demek zorunda kalacaktır. Çünkü Rusya kendi toprakları ilan ettiği Ukrayna topraklarının tamamını elde edemedi! En önemlisi de tampon bölgeyi kabul etme olasılığıdır.
İngiltere’nin önerdiği barış gücü ise NATO’nun 2030 Bildirgesi’nin birinci aşamasıdır. Tüm bunlar yaşanırken Zelensky, sürpriz bir şekilde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ziyaret etti. Zelensky, müzakerelerde Ukrayna ve Türkiye olmalı dedi. Zelensky çok da haksız değil! Ne de olsa ABD’nin Ortadoğu ve kuzey Avrupa’daki en sıkı iki müttefikinden bahsediyor... Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Ukrayna ve Rusya’nın toprak bütünlüğüne vurgu yaptı. “Son 3 yılda izlediğimiz aktif diplomasi dikkate alındığında Rusya ile Ukrayna ve Amerika arasında önümüzdeki dönemde gerçekleştirilmesi muhtemel görüşmeler için ülkemiz ideal bir ev sahibi olacaktır.”
“Sayın Zelenskiy ile görüşmemde Türkiye’nin, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve bağımsızlığını olan kuvvetli desteğini ifade ettim.” “Aynı zamanda müzakere sürecinin kalıcı bir barışla sonuçlandırılması için her türlü desteği vereceğimizin altını çizdim” dedi. Ukrayna “Benim toprağım” dediği bölgeye, Rusya en az 100 yıldır “Benim toprağım” diyor. Haksız da değil...
Düşünün, yarın bir gün Hatay ya da Güneydoğu bizden bir şekilde ayrılsa biz ne diyeceğiz? Burası ayrı bir devlet mi yoksa bizim toprağımız mı diyeceğiz! Bugün Rusya ile Ukrayna arasındaki en temel çelişki budur... Suudi Arabistan’dan Paris’e, BM’den Zelensky’nin Türkiye’ye gelişine kadar baş döndürücü bu trafikte, en çok kurulan cümle “Ukrayna ve Rusya’nın toprak bütünlüğü” oldu. Bugüne kadar bu cümle hangi ülke için kullanıldı ise o ülke parçalandı! Uzağa gitmeye gerek yok!
Yeni Suriye’ye bakın yeter...