İşletmelerin pazarlama yöneticileri farklı kampanyalar düzenleyerek ihtiyacımız olmasa bile alışveriş yapmamızı zorunlu hale getiriyorlar.
Bunun bir örneği 31 Mayıs 2024 tarihinde Gratis mağazalarında yaşandı. 15 yıldönümü gerekçesi ile yapılan %75 oranındaki indirim kadınları adeta mağazalara akın ettirdi. Fakat, bu akın beraberinde karmaşayı da getirdi. Bu büyük indirimin cazibesiyle mağazalar talan edildi, raflar bomboş kaldı, müşteriler arasında kavgalar ve tartışmalar yaşandı. Kadınlar birbirinin elinden ürün kapmaya çalıştı. Çalışanlar zor durumda kalarak mağazaların kapıları kapatmak zorunda kaldılar. Online satış sitesi ise yoğunluktan çöktü ve erişim problemi yaşandı. Bir günlük İndirim sonrası mağaza çalışanları, dağınıklığı toparlayıp rafları tekrar düzenlemek için büyük bir çaba sarf ettiler. Bu yaşananlar tüketim çılgınlığından da öte, bir kez daha alışveriş kültürümüzü sorgulamamıza neden oldu. Peki insanlar neden sakince alışveriş yapmak yerine izdiham yaratıp kavga ediyor?
Alışveriş heyecanı...
Bunun birkaç sebebi olduğunu düşünüyorum, ilk olarak indirim gibi fırsatlar karşısında insanlar mantıklı düşünme yetilerini kaybediyor ve adeta savaş alanındaymış gibi davranıyorlar. Bir ürünü normal fiyatının çok altında almanın verdiği heyecan, bazen mantığın önüne geçiyor. Yaşanan kaosun temel sebebi ise, toplum üzerindeki baskı... Reklamlar ve sosyal medya platformları bireylerin sürekli daha fazla tüketmeleri gerektiğini aşılıyor. Bu tür indirim günlerinde de insanlar normalde ihtiyaç duymayacakları ya da kullanmayacakları ürünleri bile sırf indirimde olduğu için almak istiyor. Gratis'in %75 oranındaki indirimi ise bu durumu tekrardan gözler önüne sermiş oldu. Aynı zamanda bu durum indirimlerin sınırlı süreli olması ve stokların tükenme ihtimali, "fırsat kaçırma" korkusuyla birleştiğinde ise mağazalarda yaşanan kaosun artmasına sebep oluyor.
Alışveriş çılgınlığının arkasındaki psikoloji
İkinci olarak, insanlar toplum içinde kendilerini daha değerli hissetmek için markalı ürünlere sahip olmanın önemini abartıyorlar. İndirimde markalı ürünlere erişim kolaylığı ise insanların daha kontrolsüz davranmasına sebep olabiliyor.
Üçüncü olarak, özellikle kadınlar toplumda estetik ve bakım konularında daha fazla baskı altında olduklarından, bu tür indirimlerde daha fazla yoğunluğun yaşanması kaçınılmaz oluyor.
Çalışanlar...
Bu aceleci ve stres dolu ortam insanların birbirlerine saygısız davranmalarına hatta kavga etmelerine kadar varan olumsuz sonuçlar doğuruyor. İndirim günlerinde yaşanan bu yoğunluk ve kaos en çokta mağaza çalışanlarını etkiliyor... Çalışanlar bir yandan müşterilere yardımcı olmaya çalışırken, diğer yandan da düzeni sağlamak ve mağazayı toparlamak için büyük bir çaba sarf ediyorlar.
Peki ya çözümü ne?
Bu tür kaotik durumların önlenmesi için atılabilecek bazı adımlar vardır... Öncelikle tüketim kültürünün yarattığı baskıları azaltmak ve insanları daha bilinçli alışveriş yapmaya teşvik etmenin önemli olduğunu düşünüyorum. Mağazaların ise indirim günlerinde daha kontrollü ve düzenli bir ortam sağlamak için bütün gerekli önlemleri almaları gerekir. Online satış sitelerinin de bu tür yoğunluklara karşı altyapılarını güçlendirmeleri gerekiyor.
Daha bilinçli ve sakin bir tüketim kültürüne doğru yol almak dileğimle...