Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün 10 Kasım 1938'de ebediyete intikal edişi şüphesiz ki Türk milletini derin bir üzüntüye boğmuştur.

10 Kasım bu yıl Pazar gününe denk geliyor ancak Atatürk'ü anmak için saat 09.05'de yine insan seli yollara düşecek. Onu anmak aslında yasını tutmak değil onun bizlere emanetine bıraktığı yerden sahip çıkmanın bilincini oluşturmaktır. 

10 Kasım 1938  Perşembe sabahı saat 09.05'de İstanbul Dolmabahçe Sarayı'nda Atam gözlerini yumarken bizlere Cumhuriyeti emanet  etmiş onun değerlerine sahip çıkmamız için gözüm arkada kalmayacak mesajını da vermiştir. Bu bağlamda hepimizin üzerine düşen de aslında tam bunun bilincini hatırlamak ve yaşatmak olmalı... Atamın dediği gibi, "Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır." Kalp susmaz hep kendisini hatırlatır elbet ancak arkasından karalar bağlamak değil onun kararlı duruşunu yaşatmak gerekir. Gelecek nesillere de bu bilinci daima aşılamalıyız. Ancak bu bilinçle yarınlarımız Cumhuriyetimizi payidar kılacaktır. Bunun ortası yok ya öyle ya da böyle demeden ve ötekileştirmeden yarınlarımıza kararlıkla emanet etmeliyiz. Etmeliyiz ki bu zincirin halkası olmaları ve yüzyıllarca bu bilinçte nesiller yetişmeli.

Bizim maviye olan sevdamız Selanik'de açılan bir çift gözle başladı. Sarı saçlı mavi gözlü Atamın emanetine sahip çıkmak hepimiz için çok önemli bir motivasyon. 

Saat: 09.05'de durmak değil saygıyla minnetle anarak durmadan o yol da yürümek demek. 

Dünyada hiçbir lidere nasip olmayan bir sevgi ile bir dakikalık saygı duruşunun hemen ardından koşmaktır. 

Hafta içine denk geldiğinde her 10 Kasım trafikdeki araçlar bile durur ve içinde olanları bile saygı durusunda görmek işte bu tabloya şahit olmak bile gurur verir. 

Bu kez hafta sonuna denk gelse de yine aynı duruşla sirenler susmayacak yine hayat bir dakika duracak.

Biz Radyo Ege Ailesi olarak tam 09.05'de sirenlerimiz ve ardından İstiklal Marşımızla eşlik edeceğiz. Birlikte anacağız. Atamın en sevdiği şarkıları dinleyeceğiz.

ATATÜRK'ÜN EN SEVDİKLERİ... 

Sevdiği şarkıları hatırlayalım;

"Kimseye etmem Şikayet", "Hava da bulut yok" ve "Mani oluyor" en sevdiği ilk üç şarkı... 

En sevdiği marş "Yemen Türküsü"

Atamın en sevdiği yemeği bilenler iyi bilir.

Pirinç pilavı ve etsiz kuru fasulye... Sık sık tükettiği bu iki ana yemeğin yanı sıra sevdiği bir diğer yemek ise yoğurt-ekmek... En sevdiği tatlı ise Peynir Tatlısı... Hayvanları da çok severdi özellikle de atları. Birgün yeni doğmuş bir tayla annesini misafirlerin görebilmesi için Çankaya Köşkü'nün salonuna getirtmişti. Atlardan sonra en sevdiği hayvan da köpeklerdi. Foks adını verdiği köpeği, yatağının ucunda uyurdu.

En çok sevdiği sporda güreşti. Sporun her branşında mükemmel denilebilecek bir kapasiteye sahipti. Bu branşları yurt çapında geliştirmek için çalıştı. Güreş, binicilik, kürek, atıcılık, yelken, yüzme, futbol, boks, havacılık, atletizm... En sevdiği kitap Çalıkuşu Romanı 

Çalıkuşu'nu başucu kitabı olarak seçmesinin sebebi ise kitabın baş karakteri Feride'nin Anadolu'nun en ücra köşelerine dahi giderek öğretmenlik yapması ve bu anlamda başlattığı aydınlanma hareketidir. Atam en çok kitap okumayı severdi. Gece uyumadan önce ya da sabah kahvaltısından sonra saat 08:00 ile 10:00 arası muhakkak kitap okurdu. 57 yıllık hayatında yaklaşık 4000 kitap okuduğu bilinir. 

En sevdiği şehir İzmir'dir.

İzmir için aynen şöyle demiştir. "İzmirli hemşehrilerime sevgi ve bağlılıkla teşekkürlerimi sunarım. İzmir'in acılarını gidermek için genel görevlerimizin verdiği zorunluluktan başka özel ve içten bir ilgi ile çalışmak, benim için bir ülkü olacaktır."

10 Kasımlarda ne mi oluyor? Atatürk'ün mirası, Türkiye'nin bağımsızlık mücadelesindeki liderliği ve Cumhuriyet'in temellerini atan kararlılığı ile birlikte hatırlanır. 

Atam gözün arkada kalmasın gelecek nesillere emanetine sahip çıkmayı daima öğreteceğiz. 

Ne Mutlu Türküm Diyene!