İnanın çok büyük bir rahatlama yaşadım. Cumhuriyet Halk Partisi Bayraklı ilçesinde Başkanı’nı ve yeni yönetimini seçti. Belediye Başkanı Serdar Sandal’ı çabaları ve haklılığından dolayı kutlamak isterim.
Bundan sonra bu partiye Bayraklı’da üye olan başta arkadaşlarım ve dostlarıma şunu söylemek istiyorum. “Örgüt örgüt söylemleri” CHP’de 1980 model olarak gerilerde kaldı. Deniz Baykal’dan başlayarak parti üyeliğinin altını oyanlar, bundan sonra kazandıkları yerel yönetimler üzerinden yönetilmeye devam edilecekler.
CHP üyesi olup bir de delege olan emekçi arkadaşlarımız ise bundan sonra partinin rotasını belirleyecek. Parti yönetimi seçerken ise “Patron” ne derse o olacak. Belediye Başkanı Serdar Sandal ile yaptığımız küçük sohbette zaten ipuçlarını vermişti. Başkan adaylığının ilçe tarafından belirlenmediğini bana söyleyip, parti örgütü denilen hiyerarşinin kendisini ilgilendirmediğini ima etmişti.
Bu sonuçta emeği olan başta özel kalem olmak üzere çalışkan belediye başkan yardımcılarını da kutlarım. Partilileri arayıp belediyeye davet etme nezaketini gösteren bürokratlara da seçmen olarak minnettarız. Oylarımızın bundan sonra daha iyi yönetilmesi için onlara ihtiyacımız devam edecek.
Varsın Didem Gültekin Hanımefendi Dünya Şairi Nazım Hikmet’ten ve yazdığı Kurtuluş Savaşı Destanı’ndan haberi olmasın.
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yârimiz
diyen Nazım’ın o güzel anlatımından “Avrat” sözcüğünü alıp incitici olduğunu bırakın söylesin.
Bayraklı’dan pardon “İzmir’in Kalbinden” yayılacak huzur ve bereket nur olsun üzerinize yağsın…
Bırakın bizleri kumda oynamaya devam edelim. Hatta dezavantajlı, yoksul yurttaşların kullanamadığı kütüphanelerin kapatılmasını haber yapıp, küçük mutluluklarımızla yaşamaya devam edelim.
Hepinize İzmir’in kalbinden “kalbi selamlarımı ve hürmetlerimi” gönderip, bu yazıya da bir son vereyim.