Aslında başkanın delisi makbuldür diyecektim ama yanlış anlaşılır diye kendimi frenledim. İki farklı başkanı yazacağım. Kısa bir girişten sonra artık gelişmeye geçelim değil mi? Hoş geldiniz...
GÜZELBAHÇE’DE 100 GÜN...
Dün akşam Güzelbahçe’de Mustafa Günay’ın misafiriydik. Anfi tiyatro bayraklarla donatılmış. Herhangi bir kriz çıkması mümkün değil. Bir Yunan sanatçının konserine gelmedik sonuçta... Ama 90’lı yılların pop şarkıları çalıyor. Kenan Doğulu, Edip Akbayram, Candan Erçetin, Tarkan, Kayahan, Sezen Aksu, Ali Güven, Ufuk Yıldırım... Kadın Kooperatifi’nin yaptığı yaprak sarmaları, poğaçalar, börekler ve şimdiye kadar daha güzelini içmediğim ev yapımı limonata hafif ekşimtrak, tam kıvamında... Çiçeği Burnunda Başkan Günay, daima gülen yüzü ile her geleni ayakta karşılıyor. Düğün sahibi sonuçta... Basın danışmanı, dostum Şenol Arslan, basın için güzel bir yer ayırmış. Haber yazacaklar için elektrik ve masa ayarlanmış, tüm imkanların sağlanması çok güzeldi. Yine basın bürosundan Muammer Tokgöz, “bir ihtiyacımız var mı?” diye koşusturdu peşimizde... Güzel fotoğraflarda çekti. Biz şarkılara eşlik ederken, Zeki ağabeyim mikrofon elinde, gelen konukları halka tanıttı. Başkan Günay’ın 100 günde başardıklarına atıfta bulundu. “O dondurmada gelmiş. İkramı abartmışsınız, elinize sağlık başkanım” Halka ve basına birlikte sunum yapılacağı için daha da heyecanlıydı Başkan Günay... Zeki ağabey coştukça coşuyor. Ortamı daha da ısıtıyor. Zaten hava sıcak.... “ Ooo Küçükkaya muhtarımda gelmiş. Arkadaşlar yolu açalım. Birazdan 100 günlük alın terini izleyeceksiniz. Halkımıza sunulan hizmeti göreceksiniz. Haydi Güzelbahçe aşkı için...” Tarkan “Şişirip şişirip orta yerinden patlatıyor... Seni gidi fındıkkıran...” Özlemişiz doksanları “Deliyim gözü kara deliyim Yaparım bilirsin..”, “Kapıma dayanma sakın...”, “nerde nerde çarem nerde...”, “ Unutuldum kurutulmuş güller gibi...”, “ Yaradana yalvartma...”, “Umrumda değil... Gözünaydın bende delirdim sonunda...” Konsere gelmiş gibiyiz Devrim Başkan eline sazı alsa bir resital verse fena olmaz diye düşünürken. Zeki abim mikrofonu gerçek sahibine bırakıyor. İlkay Kıyak sahnede, yıllar ona yarıyor sanki, sarı saçlarından sen suçlusun. Yakışmış bu saç... CHP Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Altan İnanç, Tacettin Bayır, Musa Çam, Urla Başkanı Selçuk Balkan, Narlıdere Başkan Yardımcısı Celal Yıldız, Seferihisar Başkan Yardımcısı Gökhan Pehlivan, Genç Başkan Burak Kotan, Geçmiş dönem başkanlardan Hülya Yarpuz (Keşke tüm Güzelbahçeli Başkanlar gelseydi) İYİ Parti ve Demokrat Parti İlçe Başkanları gecenin özel davetlileri idi. İlkay hepsine “hoş geldin” dedi ve gece başladı. Atamızı anıp hep beraber İstiklal Marşı okundu. Sağımda Seher Onay, solumda Nihat Ak oturuyor. İki telgraf arasında kaldım. Geceyi değerlendiriyoruz. İlkay’ın ne kadar iyi bir sunucu olduğunu, havanın sıcaklığını ve Başkan Günay’ın güleryüzünü, yaprak sarmasının güzelliğini... Kısa bir gece olacak diye bir beklentimiz var. 100 günde ne yapılabilir ki zaten 20 günü bayram telaşı ile geçti. Hayırlı olsun ziyaretleri de cabası... Göreceğiz. Ama halkın sevgisi büyük... “Güzelbahçe’nin onayı, ailemizin Günay’ı...”, “Sözünün eri, Güzelbahçe’nin neferi...” sloganı yeri göğü inletiyor. Bir iş insanı Onur Gözümoğlu’nun tüm Güzelbahçeliler adına çiçek sunup teşekkür etmesi sonrası Ulaş Karasu kısa bir konuşma yapıyor. Özellikle Can Dostlarımız ile ilgili yasa tasarısını engellemek için uğraştıklarını vurguluyor... Mavi ile yeşilin buluştuğu Güzelbahçe için 100 günde neler yapılmış bakalım...
VE BAŞKAN SAHNEDE...
Oldukça heyecanlı, güler yüzlü, sempatik ve esprili bir başkan kendisi ile dalga geçebilen nadir kişilerden bir stand up show izler gibiyiz. En başta yaşadığı mikrofon krizi, elindeki kartların yere düşüp uçması, ekranın zaman zaman siyaha düşmesi, oynatılan filmde yapılan röportajların duyulmaması hiçbir şey onu etkilemiyor. Hiçbir mazereti kabul etmediği gibi, hiçbir aksaklıkta onu yıldıramıyor. Hedeflerini koyduğu kitapta 100 günde yarısını bitirdik bile diyor. Bu hızla giderse 6 ay sonra tüm vaatleri yerine gelmiş olacak. Güzelbahçe güzel bir kent değişecek ne olabilir ki birkaç makyaj yeter zaten diye düşünüyordum. Başkan yapmış yapacağını... Sahneye çıkınca fonda belirlenen kedi çok güzel. Onu severken de gözleri parlıyor başkanın. “Öldürme yaşat can dostlarla asıl hayat...” Önceki dönemde başkan yardımcısı olması avantajı... Diğer belediyeler işçilerle sorun yaşarken o elele her Cuma mıntıka temizliği yapıyor onlarla, müdürleri ot yoluyor. Çok da hevesliler bu işi yaparken. Meclisi de 14-1 kazanmış. 15-0 yapamadığı için üzgün... Kazanamayan genç siyasetçi Dilara baştacı...
Gelelim, neden Çılgın Başkan dediğime... Çünkü ben yapayım prosedür arkamdan gelsin diye düşünüyor. Yelki Belediyesi binasını tekrar alması gibi... Tamamen iyi niyetle bir okula kiralanmış. Başta her şey güzel sonra bir gece kapıya kilit vurulmuş gelen giden yok. Kira da ödemiyor. Beni mahkemeye ver çıkart diyecek kadar yüzsüz bir adam... Başkan tüm belediye çalışanlarını, meclis üyelerini topluyor. Kilit kırılıp eşyalar depoya kaldırılıyor. Ben ne mahkeme ile uğraşacağım o beni versin şimdi diyor. Burası Yelki’nin de Yelki’nin kalacak. Dikey Park çalışmasını yaptığını bunun sponsorunun da Ekrem İmamoğlu olacağını söylüyor. İmamoğlu bakarız demiş onun bakmasını beklemeden Başkan Günay bitirmiş şimdi parasını alacak. Süper değil mi? Güzelbahçe daha da güzel olsun diye karayollarında kavga ederek Seferihisar yolunu çiçek ve ağaçlarla süslüyor. Oya ağaçları Güzelbahçe’nin yeni simgesi bu ağaçlara aşık olduğunu ifade ediyor Başkan Günay... “İlk aşkın torunum Lale ikinci aşkımda bu ağaçlar” Ekibi her hafta muhtarları dinliyor, gençleri, yaşlıları ziyaret ediyor. Şehit ve Gazi ailelerine özel cafeler açılıyor. Mazbatasını alır almaz sahil düzenlemesine başlamış. Güzel bir sahil olmuş. Güzbel Cafe ve plaj düzenlenmiş. Halk memnun... Payamlı yolu daha yakınlaştırılmış, düzeltilmiş. Şimdi Büyük Başkanın asfalt dökmesi bekleniyor. Çamlı’ya kadar minibüs gelmesi sağlanmış, meydanı yapılmış. Çamlı köylülerini uyarıyor. “Evlerinizi ucuza satmayın bekleyin daha da değerli olacak.” diyor. Düğün salonu da yapmış, Gasilhane de... Salça, üzüm sıkma makinesi, temizlik bisikleti ve süpürme aracı alınmış. Ali İsmail Korkmaz Parkı, Deniz Gezmiş anma töreni, Güzelbahçe - Foça feribot seferleri, birlikte maç izleme keyfi her anını Güzelbahçelilerle geçiriyor başkan, istekleri ne ise kısa zamanda yapıyor. Kent mobilyalarını kendi atölyesinde, işçileriyle yeniliyor. Gece Pazarı’nda alışveriş yapıyor. İmar için artık belediyeye gelip sıra bekleme gerek yok e-imar var. Üniversite kenti olma yolunda da ilerliyor. Ekonomi Üniversitesi’nin yıllar sonra temeli atıldı. İki sene sonra öğrenci sesleri yankılanacak. Gençlere spor imkanı sağlanmış. Genç şampiyonlar da madalyalar getirmiş kente... Güzel Kart ile hastanelerle yapılan protokol gereği evde bakım ve sağlık hizmetlerinden faydalanma sağlanıyor. Harabeye dönen Ehlikeyif tekrar kiralanmış 25 seneliğine... Oraya bir kreş, aşevi ve anaokulu yapılacak. Bu yazdıklarım yaptıklarının bir kısmı... Onun hızına yetişmek zor. Atom Karınca gibi... Ama en güzel tarafı sadece halkının menfaati için her yolu denemesi. Geçmiş dönem başkan Mustafa İnce’den bayrağı almış daha yukarılara taşıyor. Yakında genel merkezden Mor Bayrağı isteyecek. Mor Bayrak tıpkı sahillerdeki mavi bayrak gibi bir şey... Sosyal Belediyeciliği simgeliyor. Giderken başkan soruyor “Nasıl buldun Tunç?” “Çok güzeldi ama biraz uzun sürdü” diyorum. Ancak içinden başkan da haklı 100 güne o kadar güzel işler sıkıştırmış ki. Darısı diğer belediyelerimizin başına... Yüreğinize sağlık başkan... Yolunuz açık olsun.
ÇEŞME’DE NELER OLUYOR?
Lal Başkanım ile yazıyı yarına bırakalım. Yerimiz daraldı. Sadece, “Helal olsun” diyelim. Ancak eksik bilgilendirildiğine inanıyorum...
AÇIN RADYONUZUN SESİNİ...
Radyo Ege’de TARKAN söylüyor. Çok yakında da İzmir’e konsere gelecek... ENSEYİ KARARTMA...
“Çilesi bitmez bu devranın
Öyle her şeyi kafaya takma
Gönlünü hoş tut, gül biraz
Gül biraz, gül biraz
Kara gündür gelir, geçer
Öyle hemen bürünme kışa
Sevene her mevsim yaz
Her mevsim yaz, her mevsim yaz”
DAİMA GÜLÜMSEYİN...