Her yerden alevler fışkırıyor. Allah yardımcımız olsun. Plansızlik, söndürme uçağı yetersizliği ve içimizdeki hainler... İşimiz çok zor çok. Gerçekten de söylenecek o kadar çok şey var ki daha önce köşe yazılarımda ciğerlerimiz yanıyor demiştik ve hala etkisi devam eden yangın için daha ne söylemeliyiz ki? 

Üstün Dökmen'in bir sözü geldi aklıma; "Ten renklerimiz farklı olabilir, göz renklerimiz de farklı olabilir ama unutmayın ki gözyaşlarımız hep aynı renkte akacaktır." 

Adına ne derseniz deyin ihmal de var her şey var bu yangınlarda. Hiç ders almıyoruz, alamıyoruz. Hatta önlem ve müdahale kısmında da çok zayıfız. Gün kararınca sadece yerden müdaheleler gündüz yetersiz havadan müdahaleler rüzgarın da inadına yangınlı havalardaki şiddeti daha da güçsüzleştiriyor her şeyi...

Dün Manisa’ya doğru gidiyordum ve ormanların bazı yerlerinin yanıp bazı yerlerini de müdahale sonucu södürüldüğünü gördüm. Hani şu meşhur Manisa yolundan bahsediyorum keza geçen hafta sonu Çeşme otobanında da aynı manzara vardı. Daha bir kaç gün önce uçaklar Menderes'de ki yangın yüzünden havalanamıyordu. Hiçbiri de mi bir mesaj niteliğinde değildi ? Peki ya Gümüldür'de ki ağır ihmal? Geçen radyo yayınında da belirtmiştim lütfen sigara izmaritlerini camdan atmayalım diye o yangının çıkış sebebi bu değilmiydi? 

Allah aşkına her birey kendi üzerine düşeni fazlasıyla yapsın. İhmali de yangın terörünü de ancak böyle yenebiliriz.  Çeşme'de yangında bir aile evinin yanacağını düşünüp, evden canını, ailesini kurtarmak için çıkıp ateşin ortasında yok olmadı mı? Evleri yanmadı evlerinde kalsalar şimdi hayatta idiler. Ama can korkusu onları canından etti. Bu yangınların hep peş peşe olmasının açıklaması "eeee yaz aylarında orman yangınları hep oluyor" diye mi olmalı? 

İzmir, yemyeşil İzmir tamamen yanınca mı birlik olacağız. Bu birlik o kadar önemli ki her yazım da muhakkak buna vurgu yapmamın tek sebebi, tarih de en zor zamanlarımızda bile hep birlikte olunca her şeyi aştık. Ama iş işten geçtikten sonra çok geç olacak.  Manisa da yanmayan ormanların durumuna baktım hani ormanların arasına açılan boşluklar var ya onlar bile diğer ağaçların dalları ile kapanmış. Yani Allah korusun bir kıvılcımla koca ormanlar canlar yok oluyor. 

Ormanlara her sene böyle yaşadığımız felaketlerin ardından ya bekçiler ya da gönüllü kişiler gece gündüz dolaşsa da yine belirli bir süre sonra hersey unutuluyor. Hiçbir şey yokmuş gibi hayatımıza devam ediyoruz. Ama ne zaman ki ağaçlarımız ormanlarımız azalırsa hava kirliliği ve türlü türlü hastalıkların gelişi de kapımızda olacak vay halimize vay... Ağaçlar dışında o ormanda yaşayan canların durumu ne olacak? 
Yangınların bu sonuncusu değil ama daha az yara ile önlem alarak bunu minimumize etmek elimiz de. Bu konularda empati kuralım Allah korusun yangının ortasında sevdiklerimiz kalsa hangimiz tereddüt etmeden onları kurtarmaya çalışmaz ve yangının içine kendini atmaz? 

Aynı duyarlılığı baştan alınacak tedbirlerle neden gösteremiyoruz ki?

Neden? Çünkü başımıza gelene kadar aklımıza bile gelmediği gibi hep başkalarından bekliyoruz. Canlı yayınlarda izleyip üzülmekten daha fazlasını da yapmak elbet mümkünken...  Rant peşinde olanın ve bu yangınlarda ihmali olanları belki yine gündeme getireceğiz ama piyonlar değişecek ve aynı oyun üzerimizde dönmeye devam edecek. Hem de bu kadar sık aralıklarla. Piyonlar, batıklıktaki sinekler gibi yok etseniz de nafile hep yenileri gelecektir. Burada önemli olan sinekler değil bataklığı kurutmaktır. Bu da ancak birilerinden bir şey beklemekle olmaz birlikte hareket etmekle olur. 

Aman sen de zaten hayat şartları zor bana ne dersek öyle bir gün gelir ki o bana ne dediğimiz yerden nefes alamayacak pis bir hava ve yeni türlü türlü hastalıklarla boğuşmanın tam ortasında kalacağız. Sosyal medyada bu olayları kınamak yerine tekrar söylüyorum birlikte çözmezsek daha çok ciğerlerimiz yanar. Allah korusun iş işten geçmeden hep birilerinden bir şey beklemeden birey olarak kendimizden başlayıp önlemleri şimdi almalıyız. Herkes hiç olmazsa kendi ve en yakın çevresinden buna başlamalı. Hem de hemen şimdi.  Zira yarın  çok geç olacaktır.

Allahım sen yardım et ne hale geldi güzel İzmirimiz

Bir futbol maçına verdiğimiz önemin yarısı kadar konsantre olsak bu hale gelmezdi emin olun. "Futbola karşı mısın?" demeyin aksine milli başarılarımızda hep birlikte seviniyoruz. Ama önem sıralamasın! da basit bir hazırlık maçı kadar bunun üzerine düşmezsek kötü günleri geride bıraktık ama daha kötü günlere doğru ilerleriz. Kötü bir tablo çizmek değil elbette hedefim ama işin ciddiyetini kavramak da bu kadar hafife alınmamalı. Sadece kınıyoruz, üzülüyoruz ama daha fazlası gerek. 

Ben ne yapabilirim ki demeyin. Asıl sen yoksan bir kişi eksiğiz... Bu son olsun!