Türkiye Cumhuriyeti tarihinin dönüm noktasındayız. Kurtuluş Savaşı’nın büyük bir zaferle sonuçlanmasının 100. yılındayız. Bu zafer kolay kazanılmadı. Savaşta büyük kayıplar veren halk işgal altındaydı.

Birinci Dünya Savaşı’nda büyük felaketler yaşayan Anadolu daha yaralarını saramadan emperyalist devletler tarafından paylaşılmış, işgal edilmişti. İtilaf donanması İstanbul’a, Fransızlar Adana’ya İngilizler Urfa, Maraş, Samsun ve Merzifon’a, İtalyanlar Antalya ve Anadolu’nun güneybatısına, Yunan Ordusu İzmir’e yerleşmişti. Bu felaketi önlemek için bir olmak, karalı olmak, stratejik düşünmek gerekiyordu. Bunu sağlayan Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde gerçekleşen Kurtuluş Savaşı ile Anadolu toprakları düşmandan temizlenmiş. Bu başarı, tüm dünyaya ve sonraki kuşaklara rehber olmuştur. Bugün yaşadığımız her şey o gün kazanılan zaferin eseridir. Bir destandır 30 Ağustos…   

Bir millet küllerinden yeniden doğmuştur...

30 Ağustos’ta kazanılan zafer sonrasında Mustafa Kemal Paşa birliklere “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!” emrini verdi. Ordumuz, İzmir’e doğru kaçan Yunan kuvvetlerini kovalayarak, 9 Eylül 1922’de İzmir’e girdi. Yüzbaşı Şerafettin İzmir, Teğmen Hamdi Yurteri ve Teğmen Ali Rıza Akıncı Konak Meydanı’ndaki Hükümet Konağında asılı olan Yunan Bayrağını indirerek, göndere Türk Bayrağı çekildi. 

Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli sağlamlaştırıldı…

Ülke topraklarını geri aldığımız günü temsil eden 30 Ağustos ilk kez zaferden iki yıl sonra ‘Başkumandan Zaferi’ adıyla Dumlupınar Çal Köyü’nde düzenlenen törenle kutlandı. Törende Atatürk, büyük zaferimizi şu cümlelerle anlatmış. “ 30 Ağustos Zaferi, Türk tarihinin en önemli dönüm noktasıdır. Ulusal tarihimiz çok büyük ve parlak zaferlerle doludur ama Türk Ulusu’nun burada kazandığı zafer kadar kesin sonuçlu, yalnız bizim tarihimize değil dünya tarihine yeni adım vermekte etkili başka bir meydan savaşı hatırlamıyorum. Besbellidir ki yeni Türk devletinin,  genç Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli burada sağlamlaştırıldı, ölümsüz yaşayışı burada taçlandırıldı. Bu alanda akan Türk kanları, bu göklerde uçuşan şehit ruhları, devletimizin, cumhuriyetimizin ölümsüz koruyucularıdır. Türk Ulusu burada kazandığı zaferle, açığa vurduğu gücü ve istemiyle, bu belli gerçeği bir kere daha tarihin bağrına çelik kalemle koymuş bulunuyor.”

Bu törenden iki yıl sonra, ‘Zafer Bayramı’ olarak kutlanmaya başlayan 30 Ağustos, yaşadığımız zorlukları hatırlamak, sahip olduklarımıza şükretmek, bu vatanı kurtarmak için ölüme koşan şehitlerimizi anmak, hatırayı yaşatmak için çok önemli bir gün… Bu zor zamanda Türk Milletinin inancı ve gücü tüm dünyaya gösterilerek bir zafere imza atılmış ve 100 yıldır barış korunmuştur…

Bugün zafer günüdür, halk olarak birleştik, düşmanlarımızı yendik ve topraklarımızı yabancılardan kurtardık. Zafer Bayramı’nın 100. Yılı tüm ulusumuza kutlu olsun.