Yine aylardan Kasım. Geldik işte o büyülü zamana. Adına şarkılar yazılan, aşkın bile farklı bir boyutta yaşandığı, filmlere konu olan o aya. Kasım ayı mevsimsizdir derler. İçinde kışta barındırır bahar da. Peki Kasım ayını bu kadar özel kılan şey nedir?
Başta sonbahar dönüşümünü tamamlayıp yola çıkarken, doğa arınmış ruhunu bizimle paylaşır. Sonbaharın her tonu gözler önündedir Kasım'da. Hani içinde birden fazla mevsim var ya Kasım'da, bu geçişler de insanın hem bedenen hem de ruhen sakinliği aramasına, kendini yeniden tatmasına açar kapıyı. Bir melankoli yaşanır bu zamanda. Sakin kalmak, yumuşacık battaniyeye sarılıp bir kitap almak elimize isteriz. Veyahut izlemekten sıkılmadığın ama yüz kere izlediğin, mutlu sonlu bir filmi izlemek isteriz. Dengeler oynar, duygular karışır bu zamanlarda. Bu melankoli ile aşk dahil her şeye farklı bir pencereden bakarız.
Kasım ayının muazzamlığının bir de farklı bir büyüsü vardır. İndirimleeeerr. Yaşasın indirimler başladı. Kapatıyoruz, bitiriyoruz, koşun Kasım ayı bitmeden indirimleri yakalayın.
Hiç düşündünüz mü neden Kasım 'da indirimler olur? Ya da Kara Cuma?
Yıl sonu gelmiştir, üretici firmalar kıyasıya rekabet halindedir. Yıl sonu cirosu en yüksek olan firma olmalılar. Ya da firma çalışanlarının kotalarını tamamlaması gerekiyordur yıl sonuna kadar. En yüksek ciroyu yapan terfi alacaktır belki de. Bitmeyen bir yarış. Stokları eritip yeni ürünlere yer açmak ta var tabi. İşte bu sebepledir ki Kasım ayında deli indirimler olur. Bu indirimler tüketicinin alışveriş yapmalarını teşvik ederek, yıl sonu satışlarını arttırmayı hedefler. Bu nedenle çok ta cazip bir dönem haline gelir. Bu büyük bir fırsat, hem de insanların karmaşık hisler taşıdığı, her duruma farklı bir gözle baktığı, melankoli yaşadığı durumu üretici tarafına çekmek için büyük bir fırsat. Dursun, Lazım Olur...
İndirim zamanında alınan birçok ürünün kullanılmadığı da olur. Çok uygun, bu fiyata bulamayız deyip alınır ama o ürün bir köşede durup yılların geçmesini bekler. Böyle böyle o güzel sade evimiz eşyalarla dolar. Sonra o eşyalara yer bulamayıp evin içinde o köşe senin bu köşe benim dolandırır dururuz. Ayrıca o biriken tüm eşyalar evin, bizim tüm enerjimizi tüketir. Zaman gelir nefes alamaz gibi hissederiz. Bunalırız o tozlu karmaşada. Ben şu fikirdeyim her daim: “ben eşyalara hizmet etmem, eşyalar bana hizmet eder.” Az eşya çok huzur, sade, senin enerjinle dolu bir ev. Sadece ihtiyacın olan. Huzurla Kalın...