23 Nisan dünya çocuklarına Atatürk tarafından verilen bir armağan... Savaşlar, soykırım, yoksulluk çocukları etkiliyor. Onlar gülümserse geleceğimiz olabilir...
Her yıl 23 Nisan tarihinde Türkiye’nin dört bir yanında okullar, şehir meydanları, sokaklar, caddeler Türk bayrakları ile donatılır ve her yer cıvıl cıvıl rengârenk olur. Evet bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Bugün sadece bir çocuk bayramı değil, bir vizyonun, bir devrimin, inkılabın sembolüdür. Bugün Türk milleti egemenliğini ve geleceğe dair olan inancını çocuklarla taçlandırmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk bugünü çocuklara armağan ederken, geleceğin çocukların omuzunda yükseleceği mesajını verir. Ulusal egemenliğin halkın iradesine verildiği bugün dünyada da çocuklara adanmış ilk ve tek bayramdır.
Bugün sadece ülkemizde değil, dünyanın birçok ülkesinden çocukların da katılımıyla bu bayram kutlanır. Onların hepsi geleceğin temsilcileridir. Böylece bu bayram ülkemiz sınırları dışında tüm dünya çocuklarının da ortak bir geleceğin temsilcileri olduğunu gösterir.
Peki çocukların gülüşünde saklı bir gelecek var mı?
Dünyanın birçok bölgesinde adaletsizlik, eşitsizlik daha da kötüsü savaşlar hakim. Dünya büyük mutsuzlukların sahnelendiği bir yer haline geldi diyebiliriz. Coğrafyamızda uzun yıllardır savaşlar hâkim. Binlerce çocuk hayatını bu savaşlarda kaybediyor. Yaşayanlar ise açlık, susuzluk ve korku içinde hayatta kalma mücadelesi veriyor. Belki de birçoğu anne ve babasını kaybetmiş durumda. Bu çocukların gözlerinden korkuyu, savaşın en kötü fotoğrafını maalesef görebiliyoruz. Gazze’de hayatını kaybeden on binlerce çocuk var ve hayatlarını kaybetmeye de devam ediyorlar. Gazze’de ateşkes olmazsa daha da hayatlarını kaybetmeye devam edecekler. UNICEF (Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu), X hesabından yaptığı açıklamada, Gazze’de yeni doğanların tedavi edildiği çocuk hastanelerinin yeterli tıbbi donanımlarının olmadığı ve son derece zor koşullar altında çalıştığını ifade etti. Çocukların hayatta kalmasının, ateşkesin yeniden sağlanmasına ve Gazze’ye yardım girmesine bağlı olduğu belirtiliyor.
Bayram, savaşların olduğu, adaletsizliklerin olduğu, krizlerin olduğu bir dünyaya çocukların gözünden bakabilmeyi hatırlatsa da bize durum pek iç açıcı değil. Savaşlardan en çok çocuklar etkileniyor. Yaşadıkları travmalar hayatları boyunca peşlerinden gelecek. Nefretle büyüyen çocuklar olarak gelecekte belki de daha büyük savaşlar yaşanacak.
Ayrıca çocuk haklarının ihlal edildiği, tacize uğradığı, eğitimin hala bazı coğrafyalarda lüks olduğu yerlerde bu bayramın ruhu anlam bulamıyor. Bu yüzden biz yetişkinlere daha çok görev düşüyor: Her çocuk güven içinde, özgürce ve eşit şartlarda büyümelidir. Çocuklar gülüyorsa ülkemizin, dünyanın geleceği güvendedir. Bu yüzden bu bayram sadece geçmişin değil, umutla kurulacak, umutların olduğu geleceğin de bayramıdır.
Bugün ayrıca Türkiye Cumhuriyeti’nin temel taşıdır. Bir milletin kendi kaderini tayin hakkını kazandığı bir gündür. Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışıyla halk iradesinin devlet yönetiminde esas alındığının ilanıdır. Bugün egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu açıkça ortaya koyan bir gündür. Ne büyük bir nimettir ki; temeli bu kadar sağlam olan Atatürk’ün Türkiye’si bugün dimdik ayaktadır ve ilelebet ayakta duracaktır. Bunun için de bugünün çocuklarına sunduğumuz imkanlar olmalıdır. Geleceğimizin garantisi bugünün çocuklarıdır.
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramın 105. Yılında başta tüm çocuklarımızın olmak üzere, tüm milletimizin bayramı kutlu olsun.
İzmir’de enginarda hasat heyecanı…
İzmir’in Urla ilçesinde enginarında hasat devam ederken tarlada 20 TL olan enginar, tezgahlarda 40 – 50 liradan alıcı buluyor. Sakız enginarı bölgeye özgü coğrafi işaretlidir. Hasadı da aralık ayında başlayıp, mayıs ayının sonuna kadar devam eder. Bu aralar instagram algoritmam enginar satışı yapan firmalar. Kimisi yaprakları ile birlikte satıyor. Kimisi ise yapraklarından arındırılarak çanak enginar şeklinde kavanozlarda satılıyor. Türkiye’nin dört bir yanına gönderilerek sofralardaki yerini alıyor. Karaciğer dostu olarak bilinen enginarın, özellikle karaciğer yağlanması yaşayanlar tarafından tüketilmesi uzmanlar tarafından öneriliyor. Bu bölgede üretilen enginarın aromasının da Türkiye’nin hiçbir yerinde bulamazsınız. Bunu ben değil, Urla Ziraat Odası Başkanı Muharrem Uslucan söylüyor. Enginarı ister zeytinyağlı, ister etli tüketebilirsiniz. Ben zeytinyağlı olanı çok severim. Size de havuçlu, bezelyeli, patatesli, dereotlu tüketmenizi tavsiye ederim. Enginar karaciğer sağlığını iyileştirdiği gibi, kalp sağlığını da iyileştirir. Tüm sebzeler arasında en yüksek antioksidan düzeyine sahiptir. Bu yüzden de antikanser özelliğine sahiptir. Antioksidan ve lif kaynağı bir besindir ve böylece daha düzgün bağırsak hareketlerine yardımcı olur. Bilişsel hafızayı da iyileştirir.
İlişkiler bozuluyor...
Dünyanın en büyük zenginliği aileniz. Birileri için önemliyseniz ya da siz birileri için önemliyseniz dünyanın en zengin insanı sizsiniz. Özellikle pandemiden ve son yıllarda teknolojinin de gelişmesiyle birlikte insan ilişkilerinde çok hızlı bir bozulma meydana geldi. Yaşanan ekonomik sıkıntılar ve kitle iletişim araçlarının dilinin sertleşmesi ile birlikte artık kimsenin kimseye tahammülü kalmamış durumda. Bir insana merhaba dediğinizde ya da iyilik yaptığınızda bile ummadık bir tepki ile karşılaşabilirsiniz. Adaletsizliklerin, şiddetin normalleşmemesi için sakin olmakta fayda var. Özellikle trafikte sabırlı ve sakin kalmakta fayda var. Bir motosiklet terörüdür trafikte gidiyor. İzmir Emniyet Müdürlüğü bu konuda denetimlerini sıklaştırmış durumda. Kural ihlali yapan, kask kullanmayan, evrakları eksik olan, ters yönden giden, trafikte başkalarının canını tehlikeye atan kişilere göz açtırmıyor ve acımıyor. Şehrin birçok noktasında denetimlere bizzat gözümle şahit oluyorum. Nisan ayının ilk yarısında İzmir' de olan yaralanmalı trafik kazalarına baktığımızda bu kazaların %57 sini motosiklet kazaları oluşturmakta. Sevdikleriniz için trafik kurallarına uyalım.
Sevgi ve sağlıkla nice güzel yarınlara.