Toplumsal normların ve mükemmeliyet beklentilerinin kadınlar üzerinde yarattığı baskıları göz ardı edilemez noktaya geldi. Sosyal medyanın dayattığı estetik ve başarı standartları, kadınları sürekli olarak yetersiz hissettirebiliyor.

Bu nedenle her kadının kendini ifade etme biçimine ve başarılarına değer vermek yerine, toplumsal onay beklentilerine odaklanmak, geride kaldığımızı gösteriyor. 
Kadınların farklılıklarını ve başarılarını kutlamak, neden zor bizler için? Üstelik toplumsal baskıları azaltmanın ilk adımı bu olabilecekken ve bu desteğin en çok kadınlardan gelmesi gerekirken, sosyal medyada okuduğum yorumları şaşkınlıkla yeniden okuyorum, inanamıyorum… 


Sosyal medyada kadınlar siber zorbalık ve toplumsal baskılarla karşı karşıya kalıyor.
Kadınlar, toplumun kendilerine biçtiği roller ve görevlerle sıkça boğuşmak zorunda kalıyor. 
Ev içindeki sorumluluklardan profesyonel başarıya kadar geniş bir yelpazede, toplumsal normlara uygunluk beklentisi, kadınların kendilerini sürekli olarak eksik hissetmelerine yol açıyor…


Her konuda daha iyiye ulaşma gerekliliği, sürekli bir mükemmellik arayışını körüklüyor. Bu durum kadınların, genç kızlarımızın kendi bedenlerine ve kişisel seçimlerine yönelik sağlıklı bir özsaygı geliştirmelerini engelliyor. Her gün karşılarına çıkan "daha iyi" görünümler ve yaşam standartları, toplumsal normlara uyum sağlama zorunluluğunu artırıyor ve bu durum kendilerini sürekli olarak sorgulamaya itiyor. Bunu yapacağınız küçük çaplı bir sosyal medya araştırması ile okuduklarınızdan anlayabilirsiniz. 


Toplumsal değişim çağrısı…
Kadınların kendilerini ifade edebilmeleri için toplumsal roller ve görevlerin yeniden gözden geçirilmesi, sosyal medyada estetik baskıların azaltılması ve toplumsal bakış açısının daha kapsayıcı hale getirilmesi gerekiyor. Bu değişim, toplumsal cinsiyet eşitliği için de atılacak önemli adımlardan biri. Tüm bu zorluklar, daha geniş bir toplumsal değişim çağrısını işaret ediyor.
Kadınların sosyal medyada ve toplumsal yaşamda karşılaştığı baskılar, sadece bireysel bir mücadele değil, toplumsal bir sorun. Severek takip edilen yemek yarışmasında gönüllere taht kuran isim, Ayşe’yi biliyorsunuz. Ayşe gibi başarılı ve ilham veren kadınlar, toplumun çeşitli yönlerini sorgulamak için bir fırsat sunuyor. Onu kararlı şekilde ilerleyişinden dolayı kutluyorum… Hepimizin rolü, bu baskıları fark etmek ve değiştirmek için adımlar atmak olmalı. Her kadın, kendi potansiyelini gerçekleştirme hakkına sahip ve bu toplumsal normlara uymaktan çok daha fazlasını ifade ediyor. Kadınların çeşitliliğini ve başarısını kutlamak, sadece daha adil bir toplum oluşturmakla kalmaz, aynı zamanda herkesin kendini özgürce ifade edebileceği bir ortam yaratır. 


Sevgili kadınlar, sizler toplumsal baskılara ve siber zorbalıklara karşı verdiğiniz mücadelede her gün cesaret ve güç sergiliyorsunuz. Kendinize olan inancınızı kaybetmeyin ve toplumsal normların ötesinde gerçek benliğinizi kabul edin. Unutmayın ki her biriniz eşsizsiniz ve kendi potansiyelinize ulaşmak sadece sizin elinizde...
Kendinizi sevin, değerinizin farkında olun ve her gün yeni bir başlangıç yapma cesaretini gösterin.
Gücünüz ve kararlılığınız toplumun değişiminde büyük bir rol oynuyor.
Kendinize güvenin ve ilerlemeye devam edin!
Benliğinizi başkalarının beklentileriyle sınırlamayın.
Gücünüz, toplumsal değişimin anahtarıdır.
Sevgiler…