Yunanistan merkezli Ta Nea gazetesine göre Türkiye ve Yunanistan, Amerika Birleşik Devletleri’nin New York şehrinde deniz sınırları sorununu görüşecek.
Eylül ayında gerçekleştirilmesi beklenen bu toplantı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu çerçevesinde yapılacak.
Geçtiğimiz haftalarda Yunanistan Dışişleri Bakanı George Gerapetritis ve Hakan Fidan arasında Brüksel'de yapılan görüşmede öne çıkan konu, Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotakis ve Recep Tayyip Erdoğan arasında Türk-Yunan diyaloğunun bundan sonraki adımlarına ilişkin takvimin ele alınacağı görüşme oldu.
İki ülkenin dışişleri bakanları Brüksel’de gerçekleştirdiği görüşmede Eylül ayında yapılacak olan zirve toplantıya altyapı hazırladı.
“Eylül ayındaki zirve için yol haritası belirledik”
Yunanistan Dışişleri Bakanı görüşme sonrasında yaptığı açıklamada Hakan Fidan ile gerçekleştirdiği görüşmede Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerinin ele alındığı belirtmiş ve Eylül ayında gerçekleşecek görüşme için deniz sınırları sorununa özel olarak yol haritası belirlediklerini söylemişti.
Bakan Gerapetritis görüşmede Hakan Fidan'a ‘Ankara'nın gerginlik yarattığını’ iddia ederek deniz sınırları konusunu gündeme getirdi.
Gerapetritis, bu konu özelinde iyi bir atmosfer yaratılması, gerginliklerden kaçınılması ve uluslararası hukuka saygı gösterilmesi gerektiğini belirtti.
Yunan Bakan, Türkiye’nin tüm Avrupa Birliği üyesi ülkelerin egemenlik haklarına saygı göstermesi koşuluyla Yunanistan'ın Türkiye'nin Avrupa perspektifini desteklediğini vurguladı.
Ege Denizi ve Akdeniz’in sorunu: Münhasır ekonomik bölge ve kıta sahanlığı
Türkiye ve Yunanistan, başta Ege Denizi olmak üzere Akdeniz’de ve Kıbrıs açıklarında münhasır ekonomik bölge (MEB) ve kıta sahanlığı konusunda anlaşmazlık yaşıyor.
Münhasır Ekonomik Bölge (MEB), Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'ne göre, bir devletin deniz kaynaklarını araştırma ve kullanma haklarının su ve rüzgar enerjisini de kapsayan özel haklara sahip olduğu deniz bölgesi olarak tanımlanıyor.
Yunanistan'ın tanımladığı münhasır ekonomik bölge
MEB sınırları, genellikle bir ülkenin karasularının başladığı esas hatlardan itibaren denize doğru 200 deniz mili (370 km) uzaklığa kadar genişler. Ancak, bu sınırlar, eğer sınırları belirli olan diğer devletlerin kara toprakları veya karasuları varsa, bu devletlerin sınırlarıyla örtüşen alanlarda değişebilir. Bu tür durumlarda, devletler arası uzlaşmalar ile sınırlar netleştirilir.
Yunanistan, Antalya açıklarında bulunan Meis Adası’nı göstererek MEB ve kıta sahanlığı haritasında Türkiye’ye Ege’de ve Akdeniz’de alan tanımıyor.
Türkiye'nin tanımladığı münhasır ekonomik bölge
Türkiye ise bu haritayı kabul etmiyor. Konunun uzmanları anakaradan bağımsız ada/adacık ve kayalığın MEB için temel teşkil etmediğini belirtiyor.
Bu durum Birleşik Krallık ve Fransa arasında da yaşanmıştı. Birleşik Krallık’a ait ancak Fransa’ya oldukça yakın bir konumda bulunan Jersey ve Guernsey özerk ada devletleri, Birleşik Krallık MEB’ine dahil değiller.
Birleşik Krallık'ın tanımladığı münhasır ekonomik bölge
İtalyan gemisi olayında üstü kapalı tehdit
Yunanistan Dışişleri Bakanı, Hakan Fidan ile yaptığı görüşme sonrasında Temmuz ayında Kasos açıklarında yaşanan İtalyan kablolama gemisi olayına dair açıklamada bulunmuştu.
Bakan Gerapetritis, “Projenin sorunsuz bir şekilde uygulanması ihtiyaçtır” demiş ve uluslararası hukuka saygı gösterilmesi gerektiğini söylemişti.
Bu konunun Avrupa’da gündeme gelmesinin manidar olduğu projenin Türkiye’nin engellemesi ile jeopolitik riskler nedeniyle tüm projenin sekteye uğrayacağı, Avrupa Birliği’nin de projenin eş finansörü olduğu belirtildi.
Yunanistan’ın Avrupa topraklarında bu konuyu gündeme getirmesinin üst kapalı bir tehdit olabileceği değerlendirildi.
Türkiye, Güney Kıbrıs-Yunanistan arasında kablolama faaliyetleri yürüten bir İtalyan gemisini Türk münhasır ekonomik bölgesini ihlal etmesi sebebiyle engellemişti.
Türk Deniz Kuvvetleri’ne ait savaş gemilerinin bölgeye konuşlandırılması gerilimi arttırmış ve diplomatik kanallar yoluyla kriz büyümeden çözülmüştü