Bahar aylarında özellikle ilkbaharda ki hava sıcaklıkları oldukça enteresan seyrediyor. Sabah ve akşam saatlerinde, yani güneşin olmadığı anlarda,  giydiğimiz kıyafetlerle üşüyebiliyorız. Öğlen saatlerinde ise aynı giysilerle kavruluyoruz. Hal böyle olunca bu ister istemez kıyametlerimize de yansıyor. Sabah işe gidenler üstüne ince bir uzun kollu kazak, altına şort onun altına da çizme giyebiliyor. Öyle kombinler gördüm ki size de denk gelmiştir akla hayale sığmayan enteresan görüntüler ortaya çıkabiliyor.


Bu yıl üzerine bir de hem Afrika'dan hemde Arabistan'dan gelen çöl tozlarıda eklenince yaz bir türlü gelmek bilmedi. Tam geldi diyoruz hatta sadece biz değil Meteoroloji de öyle söyliyor bir bakıyoruz ki yağmur gelmiş. Bu yıl onlarda tahminlerini pek tutturamadılar. Yağmur var hatta seller sular birbirine karışacak diyip sadece hani bir tabir vardır ya ahmak  ıslatan yağmur geçişleri ile günü kapattığımızı bilirim. Hele o toz taşımı arkadaş neymiş öyle kaç haftadır bir biz de bir Yunanistan da hop oradan ters bir rüzgarla yine yurdumuzda. Oto kuaförleri resmen bayram etti. Gerçi daha öncede değinmiştim hiç de adil olmayan rakamlara aracımızı yıkatmak zorunda kalsak da.
Mart, Nisan, Mayıs ayları İlkbahar ayları ancak şimdiye kadar özellikle İzmir'de yaşayanlar daha iyi bilir 10 Mayıs sonrası direkt yaza geçiş yapar ve kavrucu sıcaklarla boğuşurduk. Şimdi ise ne giysek derdine düştük. Öyle ki hala camı açık yatamıyoruz. Aman zaten yatmayalım uzmanlara göre uyuyan sivrisineklerin uyanma zamanı gelmiş. Elimizde olsa da keşke sivrisinekleri tekrar uyutabilsek. Bizim evde kiler çoktan uyanmış hatta tadımıza bakmaya bile başladılar.
Yazlık kıyafetler mağazalarda çok erken satışa sunulmaya başlanmıştı bile ancak hele de akşam saatlerinde bir tişörtle dışarıda dolaşırsanız grip ve nezleye davetiye  çıkarmış oluyorsunuz. Eee haliyle evde de kışlıklar kaldırılınca ya da bir ikisini bırakınca onlarla da kombin ancak bu kadar olabiliyor.


Gerçi biz bu yazımızı o bitmek bilmeyen Mayıs ayının en nihayetinde son gününde yayımlıyoruz. Uzmanlar eğer yine yanılmazlarsa kavurucu sıcaklar başlayacak... 
Her sene de bu yaz çok sıcak geçecek deniyor ama pek bir farkınıda görmüyoruz. Bu yıl yağışlar biraz az oldu ama umarım yağmurlar biraz daha devam eder, varsın biz çirkin giyinmeye devam edelim.
Şimdi düğünlerde başladı tabii ki kimse yağmur istemeyecektir ama su yani yağmur da yeteri kadar olmazsa bırakın sıcaklıkları, mevsim normallerinde ama yağışsız gerçerse bile büyük sıkıntı... 

Kıyafetler de bu yılın moda rengi diye her yıl bir renk seçiyor modacılar. Daha çok canlı renkler tercih ediliyor, kahverengi tonlar hep sonbaharı çağrıştırdığı için, mor, turuncu, kırmızı gibi canlı renkler seçiliyor. Bakalım bu yıl hangi renk moda olacak. Ben bir tahmin de bulunmak istiyorum. Bana kalırsa koyu yeşil sanki bu yıla damgasını vuracak gibi. Öyle iki de tişörtüm var tutarsa onları bir iki tur döndürür giyerim.
Her sabah gardolabın önüne geçip saatlerce ne giysem demeye devam edeceğiz gibi duruyor. Çünkü yeni bir şeyler almakta çok pahalı. Elli, altmış liraya aldığım tişörtler şimdi  kampanyada dörtyüz lira etiketle satılıyor. Zaten böyle devam ederse güzel, çirkine bakmayıp buna da şükür edeceğiz gibi görünüyor.


Hele de aile kalabalıksa kıyafet için bütçe gerçekten küçümsenmeyecek kadar fazla. Özellikle küçük çocuklara kıyafet alma noktasında hızlı büyüdükleri için biz geçen yıl aldığımızı giyerken onlara aynısını giydiremiyorız. Hani bir söz vardır "çocuğun yediği helal giydiği haram" diye, gerçekten de bunu birebir yaşıyoruz.


Kıyafet giydiği kişinin karekterini yansıtır bu yüzden başkasın giysilerini giymeyin derler ama maşallah bende iki oğlan var. Allah hepimizin evlatlarını bağışlasın benim gardolapdan giyildiği için ben ultra sorun yaşıyorum kıyafet noktasında. Hatta çoraplarda bile. Neyse onların canı sağ olsun da bizim de tek derdimiz bu olsun.


Demem o ki bu havalarda hasta olmamak için giyinin modaya ve gündüz sıcağına aldanmayın. Cam açık uyumayın henüz zamanı gelmedi Allah muhafaza rüzgardan yel alır tüm gün boynunuz tutuk  gezebilirsiniz. Ona halk arasında damar damar üstüne binmiştir derler ya o bir başka yazı konusu... Damarların işi yok güreşecekler... Siz camı şimdilik açmayın Rahmetli Babam hep  derdi; "Sıcaktan zarar gelmez evlat. Ama soğuktan hep zarar gelir." Klimaları da açmaya başladık mı siz Temmuz ayında gribal enfeksiyonları seyredin.


Sağlık her şeyden önemli bırakın çirkin giyiniyor desinler.


"Uyuyanın üzerine kar yağar" der büyüklerimiz ha belki İzmir’e zaten kar yağmıyor bu değişkenlik gösteren havalardan bir şey olmaz demeyin, önlemini alın valla ortalık bu tutarsız havalar yüzünden ne giyeceğimizi şaşırıp hasta olanlarla dolu... 


Biraz havadan sudan konuştuk ama sağlığımız için bazen bunları  konuşmak gerekiyor. 
Haydi kalın sağlıcakla...