Her yıl Ekim ayında düzenlenen “Meme Kanseri Farkındalık Ayı”nda erken tanının önemine dikkat çekilir. Toplumsal bilincin arttırılması amaçlanır. Bu süreçte düzenlenen etkinlikler, kampanyalar ve seminerlerle hem kadınlar hem de erkekler, meme kanserinin belirtileri ve risk faktörleri konusunda bilgilendirilir. Erken tanı, kanserin tedavi edilebilirliğini önemli ölçüde artırdığı için, düzenli mamografi taramaları ve kendi kendine meme muayenesi gibi önlemler teşvik edilir. Bu ay boyunca yapılan çalışmalar, kanserle mücadelede bilinç ve farkındalık oluşturmayı hedefler ve erken tanının hayat kurtarıcı olabileceğini vurgular.

Meme sağlığını korumak için düzenli taramalar ve kontroller önemlidir. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, dengeli beslenme, düzenli egzersiz yapmak ve sigara ile alkol tüketiminden kaçınmak meme sağlığı üzerinde olumlu etkiler yaratabilir. Ayrıca, ailede meme kanseri öyküsü olan bireylerin, meme kanseri konusunda daha bilinçli olması ve düzenli kontrollerini aksatmaması önerilmektedir. Kendi kendine meme muayenesi ilk olarak ayakta ve ayna karşısında yapılmalıdır.. Eller bele yerleştirilerek memelerin simetrik bir duruşa sahip olup olmadığı incelenmelidir. Bu esnada memelerde gözle görülür bir kitle olup olmadığı gözlemlenerek, meme derisinde renk değişikliği ve dokusunda çöküntülerin olup olmadığına bakılmalıdır.

İkinci aşamada eller yukarı kaldırılmalıdır ve aynı gözlemler tekrar yapılmalıdır. Kendi Kendine Meme Muayenesinin en önemli aşaması yatarak muayenedir. Bu aşamada; hangi taraf meme muayene edilecekse o taraf omuz hizasında sırt bölgesine bir yastık koyulmalı ve o taraf el baş altına yerleştirilmelidir. Daha sonra sağ meme sol elin, sol meme ise sağ elin parmak uçları ile meme başı çevresi dahil olmak üzere tüm meme dokusu hafif bir şekilde bastırılarak dairesel hareketlerle kontrol edilmelidir. Bu kontrol esnasında meme dokusu içerisinde herhangi bir hassasiyet, kitle ya da farklı bir doku araştırılır. Tüm meme başı ve çevresinin kontrolü sonrasında koltuk altına geçilir ve aynı işlem koltuk altında da uygulanmalıdır.

Peki bizler bu süreçte meme kanseri farkındalık ayında neler yapabilir ve bu süreçte azda olsa nasıl destek olabiliriz? 

Hastanın, teşhis ve tedavi sürecinde neye ihtiyacı olduğu sorgulanmalı ve bireye ihtiyaçlarına yönelik davranılmalı, sevgi, ilgi, şefkat gösterilmeli, empati kurarak yaklaşılmalı ve aile üyeleri hastanın psikolojik ihtiyaçlarını anlamaya çalışmalıdır. Hastayla sağlıklı ve açık iletişim kurmaya özen göstermelidir. Hastanın kanserle alakalı duygularını paylaşması için onu cesaretlendirmeli, iyi bir dinleyici olmalı ve hastayla iletişim halindeyken kendi korkularıyla hastayı kaygılandırmamalıdır.

Peki saçları dökülmüş kanserli bireylere nasıl moral ve motivasyon sağlayabiliriz diyorsanız da. Kanser Savaşçıları Derneği tarafından yürütülen “Saçım Saçın Olsun” projesi, kemoterapi tedavisi nedeniyle saçlarını kaybedenlerin fiziksel görünümlerindeki değişikliklerin psikolojilerine ve tedavilerine olumsuz yansımasını engellemek amacıyla başlatılan projeye katılabilirsiniz. En az 30 cm civarındaki sağlıklı, mutlaka kuru ve birkaç yerinden toplanmış ya da tercihen birkaç parça halinde örgülü saçları derneğe gönderebilir ve peruklara azda olsa katkı sağlayabilirsiniz.

“Saçım Saçın Olsun” projesi, Kanser Savaşçıları Derneği tarafından yürütülmektedir. Bu proje kapsamında 2016 yılından bugüne, kemoterapi nedeniyle saçlarını kaybeden hastalara “gerçek saçtan yapılmış peruk” hediye ederek projeyi destekleyebilirsiniz. Kurum çalışanlarının gönüllüsü olduğu; peruk ihtiyacı duyan hastalarımızı ve peruk için saçlarını bağışlayan çalışanlarımızı, sosyal sorumluluk çatısı altında birleştiren projeye kurumun desteği başladığı günden bugüne sürmektedir. Ve bu kampanyayı duyurmak adına sizlere ön adımı ben atıyorum ve saçlarımı kanser savaşçıları derneğine bağışlıyorum…