Bu yıl 93.kez kapılarını açacak İzmir Enternasyonel Fuarı'nda ana tema teknoloji. Yapay zekanın ve robotların hayatımıza girmesiyle şu an ki durumu anlatan umarım güzel bir tanıtım olur.
Neyse biz asıl eski fuarlara gelelim yine konserler olurdu. Gazinolar ücretli sahne alınırdı. İzmir Fuar'ında sahne almayan başka illerde iş bulamazdı. Vitrindi şarkıcılar için ve İbrahim Tatlıses, Rahmetli Müslüm Gürses, Orhan Gencebay, Bülent Ersoy, Ferdi Tayfur, Cem Karaca, Barış Manço gibi isimler olurdu. Nejat Uygur Sahnesi tiyatro gösterileri sunardı. Lunaparkda dönme dolaba bindiğinizde en yukarıdayken sesleri gelirdi. Kültürpark içinde bir çok gazino vardı.
Göl Gazinosu da bunlardan biriydi. Her şey o zamanlarda daha güzeldi. Konserler bedava değildi ama her şey daha heyecan vericiydi. Bir diğer konser alanı da Fuar Açıkhava Tiyatrosuydu. Çim konserlerinin olduğu alanda büyük bir havuz var o havuz her fuar zamanı özel müzikler eşliğinde fiskiyelerle ve ışık oyunları ile eşsiz bir manzara sunardı.
ÜLKE PAVYONLARI...
Hangi ülkeler var çok merak ederdik o ülkeler fuar'ın ilk haftası açık kalırdı. Hollanda canlı hayvan bile getirirdi. İlk defa o kadar büyük bir inek görmüştüm. Şimdi ayakta kalan tek pavyon Pakistan... Diğerleri yıkıldı. Kozan kapısı girişinde sol tarafta bir minaresi bile var. Bence gerçekten fuarı fuar yapan en güzel şey buydu. SSCB ile ABD rekabeti olurdu. Ayda ayak izi, uzay gemisi bile getirilmişti. Farklı ülkelerin teknolojileri ya da özelliklerini yansıtan ne varsa onları sergilemeleri çok güzeldi. İzmir Fuarına geldiğiniz zaman dünyanın bir çok ülkesini gezmiş kadar olurdunuz.
BENİM HALA UMUDUM VAR...
Yine insanlar merak edip tabii ki fuarı gelip gezecek ancak güzel bir iz bırakması en büyük temennim. Çünkü her yıl bir önceki yılı özler olduk demiştim umarım bu yıl daha güzel bir fuar olur. Başkan Tugay'ın ilk fuarı olacak sonuçta... Eski Fuarları ve özlediğimiz fuarları biraz hatırlayalım istedim. Otomobiller gelirdi hemen hemen birçok markanın son teknolojilerini birebir yerinde görürdük. Bu yıl otomotiv sektöründen ana sponsor da isimler görüyoruz ancak eski fuarlarda o araçları ve standları bulup gezmek çok heyecan vericiydi.
Meşhur Paraşüt kulesi hala var sadece fuar zamanı daha aktif kullanılırdı. Şimdi fuar başladığında altında Tarhana Baba, kestane şekeri, pişmaniye, künefe gibi şeyleri satanları görebilirsiniz. Paraşüt Kulesi'nden atlayanlar olurdu. O paraşüt kulesinden atlamak için kilonuz da uygun olmalıydı. Maximum 70 kg olmanız gerekiyordu.
Lunapark, fuar zamanı çocuklar için en heyecan verici bölümdü.
Annem herkesin iki hakkı var seçin oyuncakları derdi. Biz üç kardeşiz ve biletlerde fuar zamanı biraz pahalı olurdu ama o heyecana değerdi. Hemen yanı başındaki açık külahda Maraş dondurmacılar ayrı bir lezzet verirdi. Her alanda farklı markalarda olurdu. Ticaret ve eğlence bir arada yaşanırdı. Aslında ülkeler de çok şey katıyordu işin belki de özeti... Yiyecek içecek zaten hep vardı.
Kaybolan çocuklar için yapılan anonslar gerçi hala var. İzmir Fuarı'nın hep bahsedilen bir farklı yorgunluk hissi vardı. "Altından bir sürü elektrik kablo geçiyor ve bu daha çok yoruyor bizi" derlerdi. Halbuki bir başından diğer başına gitmek zaten büyük bir mesafeydi. Tren vardı çevresinde biner gezerdik. Hatta Barış Manço'nun filminde de kullanılmıştı o tren... Şimdi son üç yıldır tramvay geçiyor. O da bu yıl olur mu bilmiyorum. Gözümün önünde canlandı her şey. Annemin elini kaybolmayayım diye sımsıkı tuttuğum o günlerin fuarını hepimiz çok özleyeceğiz.
Tunç ağabeyim köşesinde yazmış "Nerede o fuarlar demeyin bir gün fuara gelin" diye... Eskiden bir ay süren fuar günümüzde on güne kadar indi. Bu yıl bir gün fazla yapmışlar. Onbir günden en az bir gün gidip görelim ama eski güzel günleri de hatırlayalım...