"Sağlığa Erişememek de Şiddettir" başlıklı etkinlik, sağlık hizmetlerine ulaşamamanın kadınlar üzerindeki şiddet etkisini ele aldı. Seminerde, Türkiye’de kadınların sağlık hizmetlerine erişim konusunda yaşadıkları zorluklar ve bunun şiddetle ilişkisi üzerine dikkat çekici veriler paylaşıldı.
Çarpıcı Veriler ve Kadına Yönelik Şiddetin Boyutu
Sempozyumda konuşan Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Ayşe Akın, Türkiye’de kadınların sağlık hakkı konusunda ciddi sıkıntılar yaşadığını vurguladı. Prof. Akın, Türkiye'deki kadınların %40'ının 15 yaşından sonra şiddete uğradığını belirterek, bunun sağlık hizmetlerine erişimin sınırlılığı ile birleştiğinde sonuçların daha da ağırlaştığını ifade etti. Ayrıca, anne ölümlerinin üçte birinin, sağlık hizmetlerine erişim eksikliklerinden kaynaklandığını ve kadınların kürtaj gibi temel sağlık hizmetlerine dahi ulaşamadığını belirtti.
Bir diğer dikkat çeken veri ise, Kadir Has Üniversitesi'nin araştırmasından geldi. 2016 ile 2020 yılları arasında kamu hastanelerinde "isteğe bağlı kürtaj hizmeti" sunmadığını söyleyen hastane sayısının %12'den %54'e yükseldiği açıklandı. Bu veriler, kadınların sağlık hizmetlerine ulaşmalarındaki engellerin ne kadar ciddi olduğunu gözler önüne serdi.
Türkiye'nin Uluslararası Kadın Hakları Sıralaması
Prof. Dr. Akın, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun 2023 verilerine göre Türkiye'de 315 kadın cinayeti işlendiğini ve 248 kadının şüpheli bir şekilde hayatını kaybettiğini belirtti. Ayrıca, Dünya Ekonomik Forumu’nun raporuna göre, Türkiye’nin toplumsal cinsiyet eşitliği endeksinde 1922'de 124. sıradayken, 2023’te 129. sıraya gerilediğini ifade etti. Bu veriler, kadınların toplumsal eşitlik ve şiddetle mücadelede hala büyük engellerle karşılaştığını ortaya koyuyor.
Kadının Güçlenmesi ve Yerel Yönetimlerin Rolü
Sempozyumda yerel yönetimlerin, kadın sağlığı ve şiddetle mücadelede daha aktif rol oynaması gerektiği de vurgulandı. Prof. Dr. Ayşe Akın, kadının güçlenmesinin ve kız çocuklarının eğitiminin, toplumun genel gelişimi için kritik olduğunu söyledi. Yerel yönetimlerin bu konuda daha fazla yatırım yaparak, kadınların sağlık hizmetlerine erişimini sağlamalarının önemini belirtti.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Pınar Okyay da, kadınların toplumsal yaşamda daha fazla yer alması gerektiğini ifade etti. Okyay, küresel cinsiyet uçurumunun kapanmasının 134 yıl alacağına dikkat çekerek, kadının iş gücündeki rolünün artırılması gerektiğini belirtti. Ayrıca, kadınların dijital dünyada daha aktif yer alabilmesi için gerekli adımların atılması gerektiğini ifade etti.
Siyasette Kadın Temsili ve Ekonomik Eşitsizlikler
Sempozyumda ayrıca kadın temsili ve eşitsiz ekonomik koşullar da gündeme geldi. Prof. Okyay, siyasette kadın temsilinin artırılmasının, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması adına büyük önem taşıdığını belirtti. Kadınların ekonomik hayatta erkeklerle eşit haklara sahip olabilmesi için mücadele edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Afetlerde Kadın Sağlığı ve Ruhsal Destek
Sempozyumda sağlık hizmetlerine erişimin dışında, afetlerde kadın sağlığına da değinildi. "Afetlerde Kadın Sağlığı" başlıklı ikinci oturumda, İzmir Tabip Odası Kadın Hekimlik Komisyonu'ndan Prof. Dr. Türkan Günay, Hatay Depremi örneği üzerinden afetlerde kadınların yaşadığı zorlukları anlattı. Ayrıca, İzmir Tabip Odası Kadın Hekimlik Komisyonu’ndan Uz. Dr. Mevhibe N. Tümüklü, afet sonrası kadın ruh sağlığına yönelik sunum yaptı.
Kadınların Sağlık Hakkı
İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Şükriye Kaptan Uzunoğlu, sempozyumda yaptığı konuşmada, 2024 yılı itibariyle hala kadınların temel bir insan hakkı olan sağlığa erişim konusunda sıkıntılar yaşamasının üzüntü verici olduğunu belirtti. Uzunoğlu, gelecekte bu tür toplantılara gerek duyulmaması dileğinde bulunarak, yıllardır bu mücadeleye katkı sağlayan herkese teşekkür etti.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Tabip Odası tarafından düzenlenen sempozyum, kadına yönelik şiddetle mücadelede toplumsal farkındalığın artırılması açısından büyük bir adım oldu. Kadınların sağlık hizmetlerine eşit erişimi ve şiddetten korunması için toplumun tüm kesimlerinin el birliğiyle çalışması gerektiği vurgulandı. Sempozyumda verilen mesajlar, kadına yönelik şiddetle mücadelede güçlü bir toplum hareketi oluşturma yönünde umut verici bir adım oldu.