Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli bayramlarından biri olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, sadece bir ulusun kurtuluşunu değil, aynı zamanda dünyanın dört bir yanındaki çocukların ilk bayramını temsil etmektedir. Bu özel gün, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 23 Nisan 1920'de açılması ve ulusal egemenliğin millete ait olduğunu simgeleyen bir dönüm noktasını kutlar.
İlk olarak 1927 yılında Türkiye'de çocuklara adanmış bir bayram olarak kutlanmaya başlanmıştır bugün. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, çocukları geleceğin teminatı olarak görmüş ve onlara büyük önem verirdi. Bu nedenle, 23 Nisan'da çocuklara özel etkinlikler düzenlenir, okullarda ve kamu alanlarında etkinliklerle çocukların coşkusu ve mutluluğu paylaşılır.
Bu bayramın sadece Türkiye'ye özgü olduğunu söylemek yanlış olur. Aynı zamanda dünyanın dört bir yanındaki çocuklara da umut ve sevgi mesajları gönderir. Atatürk tüm dünya çocuklarına armağan etmiştir bugünü. Çocukların haklarına ve mutluluğuna duyulan saygıyı ve önemi vurgulayan bu bayram, uluslararası alanda da büyük takdir ve ilgi görür. Dünya çocukları arasında birlik ve beraberliği simgelerken, aynı zamanda onların korunması ve geleceklerinin güvence altına alınması gerektiği mesajını da taşır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihindeki önemli dönüm noktalarından biri olan bu tarih, ülkenin bağımsızlık ve demokrasi mücadelesinde bir dönüm noktasını simgeler. Bu özel gün, Türkiye'nin ulusal egemenliğini ve demokrasiyi temsil eden ilk meclisinin açılışının da tarihidir.
23 Nisan 1920'de, Türkiye'nin işgal altında olduğu zorlu bir dönemde, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılması, ulusal egemenlik mücadelesinin başlangıcı olarak kabul edilir. Bu tarihi olay, milletin iradesinin ve egemenliğinin yeniden tesis edilmesi yolunda atılan önemli bir adımdır. Meclisin açılmasıyla birlikte, ulusal egemenlik kavramı Türk milletinin ortak iradesine dayanan bir hükümetin kurulmasının önünü açmıştır.
***
Nisan ayında Ramazan, Ramazan Bayramı ve bir de seçim sonuçlarını konuştuk, yaşadık hep. Bilen bilir ki Türkiye’de seçimler yerel seçim bile olsa hiç o havada geçmez. Seçim sonuçları da hep bu havada konuşuldu ve konuşulmaya da devam ediyor. Seçmen aslında iktidara bir ceza verdi. Bu ülkenin seçmen profili hep böyleydi zaten. Yapılan araştırmalar emeklilerin bu seçimde çok etken olduğunu söylese de bir başka araştırma da 18 – 24 yaş arası genç seçmen profilinin de iktidardan uzak olduğunu ortaya koydu. Gençlerin gelecekten umudunun olmaması ve sürekli gelecek kaygısı duyması da bir etken tabi. Şimdi önümüze bakıp bir sonraki seçime kadar her yöneticinin ama yerel ama genel üzerine düşeni yapması gerekiyor. Önceliğimiz enflasyonu düşürmek ve alım gücümüzü arttırmak. Ekonomistler içinde bulunduğumuz ekonomi politikalarının doğru olduğu yorumunu yapıyorlar. Tabii ki kısa vade yerine orta ve uzun vadede etkilerini göreceğimizi de biliyoruz.
Sokakta da gezdiğimizde herkesin sorunu hala ekonomi. Evdeki tencere kaynadığında eminim herkes daha mutlu olacak. Mutlu insanlar mutlu ve sağlıklı toplum demek. Tez zamanda iyileşmek dileğiyle…
Bu ayın şarkısını sizlerle paylaşmak isterim. İlk duyduğunuzda, eğer ki 90’lı yıllarda bir çocukluk ya da gençlik yaşadıysanız diyorsunuz ki ‘bu Bendeniz ve ben bu şarkıyı neden bilmiyorum’ ama değil. Yine bir şaheser bıraktı müzik piyasasının orta yerine Mabel Matiz… Herkes ‘Lan’ derken birden ‘Sana Yıldızları Ödediğimden’ dedik. Hem sosyal medyada hem radyolarda…Uğruna Nice yokuşlar aşılan ve yeri geldiğinde de cayır cayır uğruna yanılan aşklar hep olsun diyorum…