Gecen yayında, yol saatinde yayın yaptığım Radyo Ege’de bir konuyu uzun uzun dinleyicilerimle konuştum. Konu başlığımız ise “Kadınlara trafikte neden yol vermeliyiz?” Öyle şeyler söylediler ki ben ikna oldum. Kadınlar eşinden ve hatta okuldaki çocuklarından önce evde olmalılar… Eğer yol vermezseniz eşinizi evde beklemek zorunda kalırsınız. Onların trafikteki önceliğinin en temel sebebi bu… Kadınların, emekçi çalışan kadınların özellikle bu konuda mağdur olmamaları gerek. Bir kadın eşinden önce evde olursa hem iş de hem de evdeki işleri aksamamalı... Zaten gün içinde çalışan bir kadın yorgun argın eve kendini zor atıyor bir de evde işler ve okuldan gelen çocuğu varsa onunla olan sorumluluğu bir kenara eşinden önce eve yetişip yemeği hazır etmesi için en azından biz erkekler trafik de bir öncelik vermemiz gerekiyor. Şimdi ben bunu onayladığım da bir dinleyicim “iyi de benim eşim de evde beni bekliyor o ne olacak” diye ironi yapmıştı. Emin ol o da bizim gibi düşünüyordur dedim.
Dünya Kadınlar günü illa bir hediye ve anmakla geçmemeli onları anlamak empati kurmak gerekiyor belki de… Bu yüzden bu örneği vererek pekiştirmek istedim .
Elbette onları o gün anmaya devam edeceğiz ama bilinçli bir anma günü olmalı diye düşünüyorum.
8 Mart da bunun temsili bir günü ve elbette 365 güne yayılması gereken bir durum… Hani hep “empati kuralım” diyoruz ya hepimizin bir annesi ve belki de bir çoğumuzun kız kardeşi evli olanların eşi var. Bu yüzden duyarlılığımızı daha hassasiyetle gündeme getirelim istiyorum.
Dünyanın en iyi aşçıları hep erkek ama nedense mutfak da hep kadınlarımız var. Bir de bu tarafından bakmak gerektiğini düşünüyorum.Ocak ayında güzel bir yılbaşı hediyesi aldınız belki, Şubat da Sevgililer Günü, ,Mart da Dünya Kadınlar Günü , Mayıs da ise Anneler Günü ile sınırlanmamalı… Çünkü onlar bizi yılın 365 günü hem de her konu da sırtlıyorlar Hani hepimizin bildiği bir söz; “Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır” denir ya, işte bu başarımızın mimarı olan eşlerimize tüm kadınlara böyle ayrıcalıklar tanımamız gerekiyor. İşte bu yüzden kadınlar bizimle eş değil aksine daha öncelikli olması gerekiyor.
Rahmetli babamın çok hoşuma giden birkaç davranışını anlatmak istiyorum size… Anneme özel günlerde kendisine ayrıca belirli bir miktar para verirdi kendi özeline harcasın diye, hediye alırsam belki çok istediği şeyi ona alamazsam diye düşünüp böyle davranırdı. Zaman zaman da her evde olduğu kadar hani tuzu biberi misali tartıştığında da onunla barışmak için evdeki tüm kavanozların ağzını iyicene sıkardı . Gelip ondan açmasını istesin diye. Annem inat edip yine de konuşmazsa eve yaz aylarında buzdolabına sığmayacak büyüklükte karpuz alırdı, Bir şekilde kendisi ile iletişimi böyle mizahi bir yolla çözerdi. Sanırım mizah konusunda biraz babama çektim. Her defasında da başarılı olur bir şekilde Annemin gönlünü alırdı. Hatta bana verdiği öğütlerde de bu mizahı kullanır ve “itaat et rahat et” derdi . Nur içinde yatsın.
Evlilik sadece aslında paylaşmak demek. Hem de her şeyi…Yardımlaşmak, hayata ortak olmak da diyebiliriz. Aile olmak da bu yoldan geçiyor.
Bu köşe yazımda bir yandan radyomda Levent Yüksel’den “Kadınım” şarkısını dinliyorum. Orada da dediği gibi “Kadınım söyle sen mutlu oldun mu?” gerisi zaten halloluyor. Onların mutluluğu biz erkeklerin mutluluğu demek…
Birisine hediye aldığımız da mı daha çok mutlu olursunuz? Birinden hediye aldığınız da mı? Bu soruyu hep kendime soruyorum ve benim cevabım başkasına aldığım hediye beni daha çok mutlu ediyor oluyor.Kadınlar ne ister? hep sorulur . Küçük şeylerle daha mutlu olan kadınlar için şöyle bir örnek daha vereyim. Onu çok lüks bir lokantaya götürmek veya pırlantaya boğmak değil. Bazen İzmir’in o meşhur gevreğini ortadan ikiye bölüp yemek bile daha anlamlı oluyor. Kadınlar detaycı ama daha duygusal ve onları mutlu etmek hiç de o kadar zor değil!. Bugün yayınımda şöyle dedim . “Hadi şimdi lütfen sevdiğinizi yazın ya da arayıp söyleyin onlara… İlla ki özel bir günü beklemeyin. Bakalım nasıl bir tepki ile karşılaşacaksınız. Emin olun çok mutlu olacaklar.” Hayat çok kısa ve mutsuz olmak için de bir o kadar zamanımız çok… Bu zamanı en iyi şekilde kullanırsak hayat hepimiz için çok daha güzel olacak . Hadi şimdi siz de bu yazımı okuduktan sonra eşinize, sevdiğinize şimdi onu çok sevdiğinizi söyleyin. Ertelemeyin. Göreceksiniz ki siz de çok mutlu olacaksınız…