Bunun için çoğu akademisyen ve siyasetçi tarafından önerilen yol “yüksek teknolojiye dayalı katma değeri yüksek üretime geçiş” olarak karşımıza çıkmaktadır. Kulağa çok hoş gelen ve insanı heyecanlandıran bu öneri ne kadar gerçekçi?
Türkiye teknoloji geliştiren ve ihraç eden bir ülke değil. Aksine üretimde kullandığı tekniklerin büyük kısmı yabancı menşelidir. Bu nedenle teknolojiyi ancak sahiplerinin izin verdiği ölçüde kullanma imkanına sahip durumdadır, dolayısıyla böyle bir politika kanımca Türkiye’nin kalkınmasına hayal edilen katkıyı yapmayacaktır.
Neden mi? Çünkü teknolojiniz yabancılara ait olduğu sürece bu politikayla yaratacağımız katma değerin aslan payı yabancılara transfer edilecektir.
Örnek mi? İnşa edilen nükleer santraller, yabancı patentlerle üretilen saymakla bitmeyecek her türlü sanayi ve ecza ürünü. Sonuçta üretimden alınan pay taşeron payıdır.
O zaman ne yapmalı? Yüksek teknoloji geliştirmek kısa zamanda başarılacak bir konu değil. Uzun vadede geliştirilebilir. Bunun için öncelikle fikir hürriyetinin hakim olduğu üniversitelere ve oralarda yetişen insan kaynağına ve bunu finanse edecek parasal kaynağa ihtiyacımız vardır. Bu başarılabilir mi? Elbette.
Hedefe odaklanmış bir devlet politikası ve planlama ve uygulama ile mümkündür. Bunun için ülkenin çıkarını kendi siyasi çıkarının/başarısının üstünde tutan siyasi partilere ve onları seçimle iktidara taşıyacak seçmene/halka ihtiyaç vardır. Süreç çok uzun olacaktır.
Karamsarlığa kapılmayalım. “Orta Gelir Tuzağından” çıkmanın daha kolay ve daha kısa bir yolu var. O da tarım-hayvancılık ve onlara dayalı endüstri yatırımlarıyla mümkündür. Türkiye tarım-hayvancılık ve onlara dayalı endüstri alanlarında engin bir birikime sahiptir. Bazı alanlarda eskimiş teknoloji kullanılıyor olsa da uygulanacak teşvik politikalarıyla bu teknoloji kolayca yerel bilgi birikimiyle yenilenebilecektir.
Modern tekniklerle tarım ve hayvancılık üretimi kolayca birkaç katına çıkarılabilir. Üretilen ürünler entegre tesislerde işlenerek katma değeri yüksek ürünlere dönüştürülüp ihraç edildiğinde elde edilen kazanç da katlanarak büyüyecektir.
Kısa vadede uygulanabilecek bu strateji Türkiye’nin önünü hızla açacak ve “Orta Gelir Tuzağından” çıkmasına olanak verecektir.
Burada elde edilecek başarı, güven ve finansal kaynak uzun vadede Türkiye’nin “yüksek teknoloji” geliştirmesi için sağlam bir atlama taşı olacaktır.
Prof. Dr. Mehmet Hasan EKEN