Yoğun yağmur esnasında sokakta yürürken elektrik akımına kapılarak hayatını kaybeden İnanç Öktemay (44) ve Özge Ceren Deniz'in (23) ölümüne ilişkin davada ara karar açıklanması sonrası Öktemay ve Deniz’in aileleri ile avukat Ayşe Sarıçiçek açıklamalar yaptı. Açıklamada “Şu anda İzmir'de hiçbir insan yolda yürürken rahat yürüyemiyor. Herkes güvensiz. Herkes korku içinde yürüyor. Bu ölümlere sebebiyet veren herkes alması gereken en büyük cezayı alsın ki bir daha başka ölümler yaşanmasın” şeklinde açıklamalarda bulundu
“Bugün Özge Ceren Deniz ve İnanç Öktemay'ın Alsancak'ta yağmur suyunda elektrik akımına kapanarak ölmesiyle ilgili davanın ikinci duruşması görüldü ve ikinci duruşma bugün itibariyle bitti.
Birinci ve ikinci celsede duruşmada dinlenen tüm sanıklar ve dinlenen tanık ifadeleri şunu ortaya çıkarmıştır: 2005’ten 12 Temmuz 2024’e kadar geçen süreçte ölümler öngörülmesine ve öngörülebilir olmasına, önlenebilir olmasına rağmen maalesef ki adı geçen iki kurum da hem İZSU hem Gediz kendi üzerine düşen görevleri yapmamışlardır. Sorumluluklarının bilincinde hareket etmemişlerdir. Kökten çözümler üretmeyerek adeta olay yerinde ölüm çukuru oluşturmuşlardır. Ölüm, olay mahallinde göz göre göre “ben geliyorum” demiştir.
'İnsan 2024’ün göbeğinde yolda rahat yürüyemiyorsa o zaman hiç yürümesin'
Dinlenen tüm sanıklar, ifadeleri sırasında kendi yaptıkları işleri ve sorumluluklarını açıklamak yerine bu konudaki işlerini açıklamak yerine karşı kurumun çalışmalarına suçu atarak suçtan kurtulmaya çalışmışlardır. Oysa ki hem İZSU hem Gediz çalışmalarını da birbirine haber vererek koordineli çalışsalardı bugün bu ölüm olayları gerçekleşmezdi.
Biz pisi pisine ölen iki canın ölümünde sebep olan olayda ihmali olan herkesin, alması gereken en büyük cezayı almasını istiyoruz ki bu bir ders olsun. İbretlik bir ders olsun. Şu anda İzmir'de hiçbir insan yolda yürürken rahat yürüyemiyor. Herkes güvensiz. Herkes korku içinde yürüyor. Eğer bir insan 2024’ün göbeğinde yolda rahat yürüyemiyorsa o zaman hiç yürümesin. Yürüdüğünde de ölüyorsa bu ölüme sebebiyet veren herkes alması gereken en büyük cezayı alsın ki bir daha başka ölümler yaşanmasın.” şeklinde açıklamalarda bulundu
Davanın ikinci duruşmasında ara karar açıklandı. Mahkeme başkanı, 13 sanıktan 11'inin tutukluluğunun devamına karar verdi. İZSU Kanalizasyon Daire Başkanlığı'nda şube müdürü tutuklu sanık Ömer Karabilgin ve İZSU'da Kanalizasyon Daire Başkanı tutuklu sanık Barış Koç'un devlet memuru olmaları gerekçesiyle dosyaları ayrıldı ve tahliye edildi.
Diğer yandan İZSU Genel Müdürü Gürkan Özkan ile İZSU eski genel müdürü Ali Hıdır Köseoğlu için ise adli kontrol şartının kaldırılması kararlaştırıldı.
Mahkeme çıkışı ise İnanç Öktemay ve Özge Ceren Deniz'in aileleri açıklamalarda bulundu.
Suçu birbirlerine atarak işin içinden sıyrılmaya çalışıyorlar
Özge Ceren Deniz'in babası Ahmet Abi, "Yavrum Özge Ceren 126 gün önce GDZ Elektrik ve İZSU'nun zincirleme ihmalleri sonucunda katledildi. Çocuğum yaşasaydı bugün tıp fakültesinde stajlarını tamamlayacaktı. Derslerine devam edecekti. Adaletin tecelli etmesini bekliyorum. GDZ Elektrik ve İZSU suçu birbirine atarak işin içinden sıyrılmaya çalışıyor. Türk adaletinin gerçekten cezalarını vereceğine inanıyorum" dedi.
'Kalbin normal atışı 100 iken 500'e çıkıyor'
İnanç Öktemay'ın yeğeni Berfin Öktemay ise, " Bir canlının sağlığı ve can güvenliği için çalışan her bir kamu veya özel sektör çalışanı işini çok doğru, düzgün yapmak zorundadır. Çünkü bu ihmallerin sonucu ölümle sonuçlanıyor ve geri dönülemiyor. Biz ne yaparsak yapalım mezarın içinden çıkartamayız onları. Burada kimse yargılanmak istemiyor. Bu adliye koridorlarına gelmek istemiyor kimse. Keşke bir sorabilme şansımız olsaydı İnanç Öktemay ve Özge Ceren Deniz'e, şu anda toprağın altında olmak isterler miydi? Tabii ki de istemezdi. Gerçekten çok acı bir durum. Ve biz bunu ömrümüz boyunca taşıyacağız. Bir insan olarak şunu düşünmek düşünmenizi istiyorum; İki insanın birbirine dokunduğunda ürettiği enerjiyle bile elektrik çarpınca irkilir herkes... Korkarsın dokunmaya. Caddenin elektriğini düşünün bir de. Yere kapaklanıyorlar. Kalbin normal atışı 100 iken 500'e çıkıyor. İç organları patlıyor... Biz hayal edemeyiz bu acıyı. Biz aile olarak hepimiz hak edenlerin hak ettikleri cezayı almalarını istiyoruz. Türk adaletine güveniyoruz" diye konuştu.
Tutuklu sanıkların ailelerinden isyan: onlar katil değil
Mağdur olduklarını iddia eden tutuklu sanıkların aileleri açıklamalarda bulundu;
''Sadece ölen insanlar değil mağdur. Aileler de mağdur, çocuklar da mağdur. Okulda bütün çocuklar zorbalık görüyor. ‘Babanız katil mi?’ diyor. Bizim eşlerimiz katil değil! O adamlar canlarını burnuna takarak elektriği size veriyor. İZSU da çalışıyor. Herkes işini yaptı. Sadece bir kazaydı, sadece bir kaza. Kimse bunu anlamıyor. Ben anlıyorum. Onların da çocukları öldü, canları yanıyor. Ama suçsuz yere insanların içeride olması, onların vicdanını rahatlatmayacak. Aksine suçlular dışarıda olacak. Yapmayın ya, yapmayın. Yargısız infaz yapıyorsunuz. Ailelerin hiçbirini görmüyorsunuz, siz kimseyi görmüyorsunuz. Bakın buradaki ailelerin hepsi perişan.''