18 Mart 1915 yılında eşi benzeri görülmemiş, bütün ezberleri bozan, yarının Türkiye’sini inşaa etmek için, canlarını feda eden yüz binlerce aziz şehitlerimizin yazdığı kahramanlık destanını yad etmek hepimizin en büyük görevi bugün. 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nde kahraman ordumuz emperyalist güçlere diz çöktürerek “Çanakkale Geçilmez” sözünün tüm cihana söyletildiği yerdir. Çanakkale bizim için küllerinden doğan bir ülkenin varoluş savaşıdır. Çanakkale bizim için Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün cephanesi biten askerlere süngülülerini taktırıp “Ben size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum” dediği yerdir. Çanakkale bizim için Balıkesirli Seyid Onbaşı'nın 275 kilogram mermiyi topun ağzına koyduğu yerdir. Çanakkale bizim için al bayrağımızın düşman postallarınca çiğnenmemesi için şehit olan askerlerimizdir.
'BİZ ÇANAKKALE'DE BİR DARÜLFÜNUN GÖMDÜK'
Hepimiz Çanakkale ile belgesel ve filmleri izlerken, yaşanmışlıkları ve mektupları okurken çok duygusallaşırız. Çanakkale Zaferi ile ilgili beni etkileyen birçok kaynak kitap okumuşumdur. İçimi paramparça edenlerden birkaç tanesini de sizinle paylaşmak istiyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Biz, Çanakkale’de bir Darülfünun (Üniversite) gömdük" sözünü bilmeyeniniz yoktur. Birinci Dünya Savaşı haritaların değiştiği, ülkelerin yerle yeksan olduğu insanlık tarihinin en büyük savaşlarından biridir ne yazık ki. Hal böyle olunca ülkeler yok olmamak için her şeylerini ortaya koyuyorlar. Biz de okumuş, okumakta olan, okuyacak olan yüz binden fazla okumuş insanımızı şehit verdik.
Öyle ki Çapa Erkek Öğretmen Okulu, Sivas Lisesi, Balıkesir Erkek Muallim Mektebi, Vefa Lisesi, Edirne Lisesi, Galatasaray Lisesi, Kastamonu Abdurrahman Paşa Lisesi, Trabzon, Erzurum ve Konya Gazi liselerindeki öğrencilerin çoğu şehit düşmüş ve okullardan bazıları birkaç yıl hiç mezun verememiş bazıları ise dört beş öğrenci mezun verebilmişlerdir.
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri Gelibolu Cephesinde 2 tümen tıbbiyeli bir gecede şehit düşmüşlerdir. 18 Mayıs'ı 19 Mayıs'a bağlayan aynı gece de İstanbul Erkek Lisesi 55 öğrencisini şehit verdi. İstanbul Tıp Fakültesi 1921 yılında hiç mezun verememiştir. Koca bir ulusun kaderini belirleyecek onlarca öğrencinin şehit düşmesi hani türküde de geçer ya “Gençliğim Eyvah” dedirtecek kadar içimizi acıtır.
VATANINA SAHİP ÇIKANLARIN DESTANI
Adın zaferin öbür adıdır Çanakkale. Yurduna siper olanların, ülkenin dört bir yanından gelip vatan toprağına sahip çıkanların destanıdır. Çanakkale bizim atalarımızın el ele, gönül gönüle güneşi bir daha görmeyeceklerini bilerek düşmana nefes aldırmadıkları yerin adıdır. Hani Çanakkale Boğazından gelip geçenlere bakın buralarda neler yaşandığını herkes bilsin diye yazan Necmettin Halil Onan'ın “Dur Yolcu, Bilmeden gelip bastığın bu toprak, bir devrin battığı yerdir.” şiirini sizinle paylaşmak istiyorum.
Bir Yolcuya
Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.
Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda
Gördüğün bu tümsek Anadolu'nda,
İstiklal uğrunda, namus yolunda
Can veren Mehmed’in yattığı yerdir.
Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed’in düşmanı boğdugu sele
Mübarek kanını kattığı yerdir.
Düşün ki, haşrolan kan, kemik, etin
Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin
Bir harbin sonunda bütün milletin
Hürriyet zevkini tattığı yerdir.