Karınlarda kelebeklerin uçuştuğu, ayakların yerden kesildiği mutlu zaman dilimidir aşk. Yetişkin bir bireyin bir/birkaç kez yaşadığı, hatırlarken yanaklarının pembeleştiği, mutlu zaman kesitidir.
İlle de “Çocukluk aşkı.” Öyle ya ilk deneyim, ilk heyecan, değer verildiğinin, özel hissettirildiğin, sevildiğinin ilk işaretidir. Çok küçükken yaşansa bile hep tebessüm ile hatırlanacak olması ayrı bir değerdir. Çocukluk aşklarımız komiktir belki. Komşu abla ya da teyze, belki de annemiz. Kim bilir belki de komşu köyden sinemaya gelen kıvırcık saçlı, sarışın, kaşlar bile sarı belki de.
SIR GİBİ SAKLANAN AŞKLAR
Delikanlılık/genç kızlık çağındaki cevher: İşte fırtınanın yaşandığı zaman dilimi. Ayaklar yerden kesilmiştir, bir hafiflik, bir hafiflik... Gençlik, güzellik. Hey gidi günlere bağladık m? Hatıra fotolar, çiçekler, (mutlaka kurutulur) daha neler neler… Son ana kadar sır gibi saklamaz mıyız bir de…
Aşkın peşi sıra, hayatların birleştirilmesi, işte o bambaşka… Herkese nasip olsa! Hayat bayram olsa!
Ulaşılmazsa aşk daha değerlidir kimilerince. Hani platonik aşkı kast etmiyorum. İmkan varken çeşitli nedenlerle engellenen… Yaşanmasına izin verilmeyen. İçimizde uhde kalan. Yarım kalanların da tadı başkadır örneğin, akılda kalır, denge bozulur. Büyüyünce geçer elbet. Ama günün birinde karşılaşılır bir yerde: Arapsaçına döndüm, çöz beni arapsaçı…
SEVMEK Mİ GÜZEL, SEVİLMEK Mİ'
Karşısındakinin bulunmaz Hint kumaşı olduğunu zannetmekle, bi’ halt olmadığının farkına varmak arasında geçen bu süreç çok önemlidir hayatta. Ama ne süreç!... Karşısındakinin her yaptığı güzel, yerinde. Yakışıyor ona ne yapsa, çapkınlık bile… El yanında yıkar kaşını / tenhalarda gülüşünü sevdiğim. Yedi yıl yeter ömrüne. Daha önceleri nerelerdeydiniz, niye kesişmedi önceden yollarımı? Ah, ah… Bu şarkıların gözü kör olsun.
Sevme, sevilme. Fuzuli'ye sormuşlar: “Sevmek mi daha güzeldir, sevilmek mi'”, “Sevmek” demiş; “Çünkü sevildiğinden hiçbir zaman emin olamazsın.” Ben de derim ki en güzelidir sevilme. O zaman aşkı hissederiz bence. Sevilenlerden olun cancağızlarım, aşk ile…
Daha “Devlerin Aşkını” yazacaktım; ama editörüm “Kısa kes, sobalık olsun.” dedi; zira bütün erkekler “kütük.” İster soldan sağa oku, ister sağdan sola. Çocukluk aşkı da mı yaşamadı yoksa kadıncağız.