Bugünün bir tarihi çıkış noktası var: Ayrıntılara boğmadan, 19. Yüzyılın ortalarında Amerika Birleşik Devletleri'nde bir grev esnasında 129 kadının can vermesi üzerine 1910 yılından bu yana emekçi kadınlar anılıyor diyelim kısaca. Trajik.

Kadının iş hayatında olması, çeşitli engellerle karşılaşması demek. Bunun en başında cinsiyetçi yaklaşımlar geliyor, mobbing (bezdiri) de peşinden maalesef. Güçsüz, kişiliksiz, kompleksli hemcinslerim her iki durumda da kadınları ciddi bir cendereye alıyorlar.

İş hayatında olmayan ama evinde, ev işlerinde çalışan kadınlar da var. Evet ciddi ciddi çalışıyorlar ve karşılığı, eşinin güler yüzü, çocuklarının yüzlerindeki gülümseme, pırıltılı, mutlu, umutlu bakışları. Yıllar önce bir haberde, bir kamu sendikasının verileri paylaşılıyordu: Ev hanımlarının, evdeki çalışmalarının karşılığı olarak, yaklaşık 3 asgari ücretten fazla ücret almayı hak ediyorlar, diye.

Ya bir de hem işte hem ev işlerinde çalışanla? Eşleri tarafından yardım gör-e-meyen kadınlara ne demeli' 

Ya da evde hem anne hem baba olan güçlü kadınlara ne demel? Çeşitli nedenlerle evde yoktur baba, evi terk etmiştir, belki de boşanmıştır, cezaevindedir ya da olması olmaması hiç fark etmeyenlerdendir. Cinsiyetçi olarak söylemiyorum “adam gibi kadın” demiyorum; “kadın gibi kadındır” onlar.  Korkunç ve mübarek ellerinden öpülesidirler.

Her 8 Mart akşamı olduğu gibi bu yıl da Bursa Nilüfer Balıkçısı Zehra Abla'nın Yerinde (Tavsiye olunur, ürünler kaliteli, fiyatlar makul; samimi, sıcak bir ortam, butik bir mekân)  Rakı-Balık diyeceğiz, dört arkadaş, eşlerimizle birlikte. Zamanla yarışacağız bir miktar, biraz sıkış-tepiş, doldur-boşalt gibi olacak ama ne yapalım 19.00’da kapanıyor, pandemi önlemleri gereği. Olsun varsın geçen haftaki planlarımıza göre evlerimizde, Zoom üzerinden aynı programı uygulayacaktık. Bu da bir şey yani.

Rakı-Balık-Kadınlık-Sevdalık…

Kadehler güzelliklere, gelecek güzel günlere kalkacak. Kadınların haksızlığa uğramadığı, uğradığında hep birlikte ses çıkartacağımız; kadınların şiddete maruz kalmadığı, kaldığında hep birlikte karşı çıkacağımız güzel günlere…

Yazımı, Bursa Eğitim-Sen yönetiminden Esin Öğretmenimizin sosyal medyada paylaştığı pazen etekli (şalvar daha mı iyi olurdu') fotoğrafında elinde tuttuğu pankartta yazılanlarla sonlandırıyorum:

Canım bi’ çekilebilir misin, haklarıma oturuyorsun.

Güzel, aydınlık, umut dolu geleceğe… Sağlıkla