Güzel bir güne uyandık. İkinci Cemre bugün suya düşüyor. Bahar yaklaşıyor. Aşkın mevsimi geliyor. Aşk yeniden merhaba diyecek... Ama huzurumuz nerede?
Huzur yok!
Bir tarafta savaş, bir yerde hayat mücadelesi zor günler yaşamaya devam ediyoruz. Bazı klavye delikanlılarının Ukraynalı kadınların mayolu fotoğraflarının altına yazdığı savaş mağdurlarını aşağılayan, "Bunları ülkemize alalım. Böyle mülteciye can kurban!" gibi seviyesiz sözleri erkekliğinizden utanmanızı sağlıyor. Bunlar insan olabilir mi? Kadına şiddet her zaman, her koşulda olmak zorunda mı? Erkek bakışı ne zaman değişecek?
Şimdi Yeni Türkü zamanı...
Böyle can sıkıcı günlerde, en iyi çözüm müzik dinlemektir "Türkü olmuş, umudummuş, sevdama yarınlarıma..." Türkü ve Yeni... Yeni Türkü ile "Yeşilmişik" kaseti ile tanıştım. 80'li yılların sonları... Aslında biraz geç kalmışım. Amcam almış arabanın içinde buldum. Bir daha bırakmadım. Yemyeşil bir albüm kapağı, gözbebeğinden bir balık ya da balıktan bir gözbebeği... O günden sonra göz bebeğim oldu. Yeşilmişik Can Yücel'in muhteşem kaleminden... "O ne lan yeşilmişik de ne?" diyenlere inat walkmenimde sürekli dinlendi. Pil bitmesin diye kasete, kalemi takıp defalarca geri sarılarak "Yağmurun Elleri" ezberlendi. Derya Köroğlu'nun sakin, içten sesi ile tüm şarkıları, Murathan Mungan'ın sözleri, Selim Atakan besteleri adeta içime işlendi. Önce çıkan albümlerini de alıp kolleksiyonuma ve hafızama kattım. Huzur verdi her zaman, bence herkesin bir Yeni Türkü şarkısı vardır. Ve hayatına anlam katar. O yıllarda henüz "Yağmurun Elleri" emsalsiz kızın gözlerine bakarak, üstelik otobüste, söylenmemiş, "Maskeli balo" ile dans edilmemiş. Yine emsalsiz kadın "İstersen hiç başlamasın" dememiş (İleri görüşlüydü kadın ama başlamasa Tuncam olmazdı) Tiyatro grubumuzla turneye çıktığımızda da avazımız çıktığı kadar bağırarak "Sonbaharın Çizgileri" söylenmemiş. "Fırtına", henüz yaşanmamış. Biten ilişkiler ardından "Olmasa Mektubun" ya da "Aşk Yeniden" dillere yerleşmemişti... Yeni Türkü ile çok anımız var. Buca Gençlik Tiyatrosu ile Bandırma Festivali dönüşü, Foça'ya uğrayıp Yeni Türkü konserini izlememiz... Hatta öncesinde, pandomim gösterisi yapmamız istenmişken "Biz çok yorgunuz" diye sanatçı kaprisi yapıp, geri çevirmemiz efsanedir. Bu kadar sevilip, ünlü olmasına rağmen oldukça alçak gönüllü bir müzisyen Köroğlu... Sokakta gezerken ya da metroda karşınıza çıkabilir. Ege TV'de Orkide Türkü Şenliği zamanında, Fuardan Yüzyüze programına konuk etmiştik. Unutulmaz bir akşamdı.
Zamansız şarkılar...
Şu sıralar yeni bir albüm hazırlığı var. Bir tiribute albümü, sevgi, saygı adına yapılan şarkıların, sevilen şarkıcılar tarafından seslendirilmesi anlamına geliyor. Ve bir çok örneği yapıldı. Şimdi Yeni Türkü zamanı... 22 şarkı Athena, Melek Mosso, Kenan Doğulu, Gaye Su Akyol, Buray, Sena Şener, Cem Adrian, Emir Can İğrek, Hayko Cepkin, Ceylan Ertem, Can Gox, Sıla, Edis, Sura İskenderli, Ecem Erkek, Mabel Matiz, Bora Duran, Mehmet Erdem, Kalben, İkiye On Kala, Pamela ve Mert Fırat tarafından seslendirildi. Yeni Türkü Zamansız 11 Mart'ta çıkacak. 8 şarkı yayınlandı radyonuzda ve dijital ortamda dinleyebilirsiniz. Ben bu versiyonlarını sevdim ama orjinalleri, anılarım demek. Meraklısı için youtube'da hazırlanış belgeselleri de var. Derya Köroğlu şarkıların öykülerini anlatıyor. Çember şarkısı aslında "Şarkıcı Kezban'ın önlenebilir yükselişi" adlı tek kişilik oyun için yazılmış. Murathan Mungan'ın hazırlandığı oyunda ilk şarkı olan Çember ilk yazıldığında Düzen... "Ya dışındasındır düzenin ya da içinde..." tabii ki o zaman 12 Eylül Cunta zamanı yasaklar bel boyu... O yılları şöyle anlatıyor Üstad "Şimdiyle paralel bazı noktalar var şimdi de bazı şeyleri söyleyemiyorsunuz. Düzeni, çember yaptı Murathan, böyle daha geniş kapsamlı oldu." Melek Mossa, Cem Adrian, Emir Can İğrek, üstad ile şarkıyı söylerken oldukça heyecanlı... Diğerlerinin de kısa belgesellerini bekliyoruz..." Şimdi değilse ne zaman?" Kırmızı Pabuçlu Prens "Aşk Yeniden" demiş. Sıla Fırtına koparıyor. Cem Adrian ile "Çember" bambaşka... Diğer şarkıları merakla bekliyorum... Melek Mosso "Karanfil" açtırarak, sevgilinize verdiğiniz ilk çiçeği hatırlatacak. Yeni Türkü Zamansız...
Anılar...
Yeni Türkü anılar denizine götürdü.
"Geldiğimizde otlar yemyeşildi
Ve kuzeydeydi güneş
Kömür deposu boşaldı işte
Mamak'a sonbahar geldi."
Buca'dan turneye doğru yola çıktığımızda Hediye ve Arzu bu şarkıyla yol şarkıları repertuarımıza başlardı. Önderimiz, hocamız Hakan Dündar'ın yönlendirmesiyle devam ederdik. Final şarkımız ise" Karlar düşer düşer düşer ağlarım hep İzmir'i hep İzmir'i anarım" olurdu. Hakan bizi mezun edince Ankara'ya gitti. Ankara'ya abim gitti hesabı... Şimdi Devlet Tiyatroları'nda görevli.. Oradan hep İzmir'i anıyor olmalı... Bugün doğum günü... İyi ki doğdun daima gülümse...
Güle güle BA...
Beyhan Aydın ilk patronum. Bana satış konusunda bilgiler veren, yöneticiliği öğreten kadın... Her zaman yanımda durmuş, başarısızlıktan korkmamı öğütlemişti. Kimsenin evine gitmemesiyle ve elemanlarıyla mesafeli olmasıyla tanınan bir kişiydi. Ama benim hep ablam oldu. Mantıyla diyet kola içmeyi de ondan öğrendim. İzmir'e geldiğinde onu evimde ağırlamak keyifliydi. Benden daha çok Emsal'i severdi aslında... Onun fikirlerini hep dinledi. Sarıgül ile siyaset yaptı. Çok sevildi. Ticareti bıraktı, siyasette yardım eden el oldu. Kadınlara ses verdi. Dün şok bir haber aldım. Uzun süredir tedavi gördüğü hastaneden sonsuzluğa doğru yola çıkmış. Bir yıldızım daha kaydı. Yöneticiliğini, ablalığını, siyasete bakışını, BA'yı özleyeceğim. Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun...
Günün önemi...
Bugün Reisin de doğum günü... Mutlu yıllar diliyorum. Belki doğum günü sürprizi yaparsınız Necmettin Erbakan'ı da yarın anacağız. Ölüm yıldönümü... 28 Şubat'ın yıldönümünden bir gün önce vefat etmesi ilginç bir tesadüf... Değeri öldükten sonra anlaşılan bir deha aslında... Hataları da var tabii ki her insan gibi... Allah rahmet eylesin.
Kafam karışık...
Bu hafta çok karışık bir yazı oldu. Canım sıkkın aslında... Çoğu insan gibi... Bu günlerde geçicek ve anılarda kalacak inşallah... Son üç yılı sil baştan yaşamak gerek aslında... Neler hayal ettik ne yaşıyoruz. Korona can almaya devam ediyor. Akaryakıta yine zam geldi. Kadına şiddet, doktara saldırı, öğretmene saygısızlık sürüyor, komşular savaşta, dünya kapıda... Ekonomi tıkırında, bunalım var. Kriz var. Satış yok. Ayakta durmakta zorlanıyor işletmeler... Esnaf odası seçimleri sürüyor. Bakkal amca yine Emin Bağcı dedi. Yarın kahve satıcıları ne diyecek? "Bergen" haftaya vizyonda. İzmir galası olur mu? "Giderayak" Nisan sonuna ertelendi. Sinemaya giden yok. Caz Festivali başlıyor. Kukla Festivali bu yılda yok... Hayat devam ediyor ama tadı yok... Yine de umut yok dememek lazım... Millet İttifakı büyüyor. Siyaset kazanı kaynıyor, İzmir’de kartlar yeniden karışıyor. Menemen'de karışık... Du bakalım ne olcek...
Açın radyonun sesini...
Umudu yakalamak için açın radyonuzun sesini... Melek Mosso söylüyor. Bu akşam İzmir'de Hangout PSM'de konseri var kaçırma! Konser öncesi Eylem Aslan mini bir röportaj yapacak. Şarkı başladı. "KARANFİL
Gün olup da döneceksen
Usul usul gün yağarken
Gözlerinde karanfiller
Açacaklar tutuşup yine
Karanfiller açıyordu o zamanlar gözlerinde
Bir baksam kül olurdum yüzüme
Başın alıp gittiğinde yağmurlar küstü bana
Bir daha yağmadılar coşkuyla
Bir karanfil...
Tekrar buluşabilmek umuduyla, daima gülümseyin. #zamansızşarkılar #yenitürkü